kitabın ilk yarısına kadar ne okuduğumu anlamadan okuyup ilerleyen sayfalara bakıyordum. ne okuduğumu anlamama rağmen kitabın sayfalarının akması ise daha ilginç bişeydi... kitabı yarılayınca şeyh nurettinin dünyasına girdiğimi farkettim. otururken yemek yerken, yolda giderken farkında değildim ama şeyh nurettinin ruhunu taşıyor gibiydim.
molla yusuf, hasan, sinaneddin, ali hoca, zindan bekçisi cemal... karakterlerin her biri peşim sıra takipte.... sanırım eğlencelik bir kitap bulup okumam gerek yoksa bu ruh hali, bu melankoli beni dünyadan edecek....
**vakıa suresi ve cemal sanırım unutulmaz zihnimde
** hasan ... o dağınık serkeş, yurt tutmaz, bazan bir eşkiyayı andıran bazan yufka yürekli candan dostu andıran karakter onu unutursam kitabı unutmuş sayarım kendimi :)