Yaşar KEMAL’in okuduğum ilk eseri. Başarısına diyecek söz yok. Kurguladığı distopyayı, sonu bu kadar tahmin edilebilir olmasına rağmen büyük iç sıkıntısıyla okudum.
İyilik kadar kötülüğü de anlayabilirim, kötülüğün de kendi içinde ‘her ne kadar anlamlandıramasak da’ bir mantığı olduğuna inanırım. Ama ne bu kitapta ne de gerçek hayatta, hem fillerin yanında olup onlarla birlik olan hem de zaman zaman karıncaların dertleriyle dertlenen Ulukepez gibileri anlayamıyorum.
Ben sadece bu distopyanın ardından refah günleri de okumak ve içimi rahatlatmak isterdim. Kitabın bitişiyle, kendimce fillerden ve hüdhüdlerden öcümü alamadım.