"Ütopyalar imkansız,ama gene de yazılabilir." Ursula K.Le Guin
Dediğini yapmış.Kıyamet sonrası bir coğrafya da distopik olmayan bir Dünya yaratmış.Kıyamet sanki temizlemiş Dünya'yı,yeni fikir ve insanlara yer açmış.Barış dolu,hoşgörülü ve saygılı insanlar onlar,mülkiyet kavramları yok.Onlar Keş insanları.Birbirlerine,kendilerine ve çevrelerine saygılılar.Öldürmek için öldürmüyorlar,canını aldıklarını onurlandırmadan bir tavşanı bile yemiyorlar.Canı alınanlara şarkılar ve methiyeler düzüyor,kimseye şiddet uygulamıyorlar.Bir devletleri yok,bir düzenleri yok.Polisleri yok,savaşçıları yok,savaş makinaları yok,talan etmiyorlar.Akıllı kentler insanlığın tüm bilgisini saklamış ve bir karşılık beklemeden her ırk ve her insanla paylaşıyor.Tam anlamıyla bir dinleri yok,totem ruhları gibi varlıklara saygı gösteriyor ancak tapınmıyorlar.Teknolojileri var ancak bugünkünden çok ileri değil,basit hayatlar sürüyorlar. Bildiğimiz tüm kavramlar ters bu dünyada.
Kuzey Amerika Kızılderilileri ile olan benzerlikler gözden kaçacak gibi değil.Tam bir saygı duruşu,bir yerde özür.Yıl belirtilmemiş 5 bin yıl sonra da geçiyor olabilir,3 yüz yıl sonra da,Guin çok muğlak davranmış bu konuda.Aynı zamanda başka bir boyut mu-bir paralel evren mi(arada buna benzer göndermeler var)-yoksa bizim bugün üzerinden yaşadığımız gezegen mi çıkarması çok güç.Coğrafya olarak bugünün Kaliforniya vadilerine göndermeler var ancak sıradağlar ve deniz tamamen farklı,kıyamet sonrası olmasına bağlıyoruz bunu da.Kıyametin de ne şekilde geldiği belirtilmiyor,siz dolduruyorsunuz boşlukları.Ancak yazar Keşlerin ağzından hoş bir kozmogoni kurgulamış,Cennet'ten kovuluş ve yaradılış mitleri özellikle çok güçlü uyarlamalar olarak göze çarpıyor...
Bu kitap bir roman değil.Ursula tarzlara sığmamış ve gene taşmış.Fantezi de diyebilirsiniz,bilimkurgu da.Bir yerde bir yöreye ait şiirler antolojisi,bir yerde kısa öyküler,bir yerde tiayatro metni başka bir yerde deneme,belgesel kıvamı makaleler,mit,halk masalı,drama okuyabiliyorsunuz kitapta.Teatral işlenmiş hikaye ve öykü parçalarıyla karış karış tanıtıyor ütopyasını bize.Modern Batı'nın apaçık karşı tezini Mülksüzler'den daha iyi (evet,cüret ettim) aktarmış bu eserde.Çünkü Mülksüzler'de ortam koşullarının zorluğu da insanları komün düzeninde yaşamaya ve paylaşmaya zorunlu bırakıyordu.Ancak Keş Diyarı'nda insanlar sadece(garip,kabul) insan oldukları için paylaşıyor ve hoşgörü gösteriyorlar.En uzun hikaye Anlatan Taş'ın hikayesi bir genç kızın kırık bir yuvadan çıkıp hayatı ve insanları tanıma çabası anlatılmış.Savaş,ırkçılık ve kadına değer konularını muhteşem işlemiş bu hikayede...
Eğer Mülksüzleri okuduysanız veya yazara aşinaysanız onun en güçlü eserlerinden birine bakıyorsunuz.