Mine Sultan Ünver'in sıkılmadan okuyabileceğiniz, masalsı, sade anlatımlı, oldukça akıcı bu yeni romanını da zevkle bir solukta okuyacaksınız. Aşkla işlenmiş tarihi bir roman ancak bu kadar anlaşılır ve sürükleyici olabilir. Bu kitapla tarih okumayı daha çok sevecek, Endülüs tarihine farklı bir bakış açısıyla bakacaksınız. Hilalin İki Ucu’nda Mine Sultan Ünver macerayı, aşkı ve tarihi muhteşem bir anlatımla iç içe yoğurup okuyucuyu etkilemeyi başarıp, kitabın içine çekmeyi başarmış.
Fatih Sultan Mehmed'in Endülüs'te zor durumda bulunan müslümanlara yardım etmek amacıyla neler yapılabileceğini anlamaları için bir grup yeniçerisini yollayıp oradaki durumu araştırmalarını istemesiyle başlayan heyacan sayfalar ilerledikçe daha da artıyor.
Romanı satır satır okurken kardeşin kardeş kanı döküldüğü yerlerde içiniz yanacak, üzülecek, iki oğlu ile birlikte kocası tarafından terk edilmiş güzel ve genç bir kadının kendini kitaplara ve kitap yazıcılığına vermesi, esir düşüp idam edilecekken Osmanlı yeniçerileri tarafından kurtarılması ve onlara yardım etmesi, yakılmaktan kurtarıp gizli bir yerde sakladığı kitapları yeniçeriler aracılığı ile İstanbul'a göndermesi ve genç ve güzel dul Amber'le Osmanlı yeniçerisi Deliormanlı Poyraz arasında yavaş yavaş gelişip derinleşen aşkın beşeri aşktan ilahi aşka yönelişi macera ve heyecan dorukta bir şekilde anlatılması insanı derinden etkileyip kitaba bağlıyor. Böylelikle biraz sonra ne olacak merakı içinde kitap ellerinize yapışıp kalıyor.
Romanın ifadesi ile "Batıda iz bırakan doğu güneşi" Endülüs'ün iktidar hırsı yüzünden kardeşler arasında çıkan kavga sonucu müslüman halkın birbirine düşmesi ve günden güne Endülüs’ün zayıflaması sonucu Kastilya Krallığı (İspanya) tarafından yıkılarak yok edilmesi akıcı ve sürükleyici bir dille film tadında anlatılmış.
Kitapta Endülüs Emevileri'nin bilim, sanat, edebiyat ve yaşam tarzı gibi konularda dünyada ilkleri gerçekleştirdiğini ve tüm dünya medeniyetlerine bu konularda beşiklik ettiğini öğrendikçe hayrete düşüyor insan. Örneğin; Nobel ödüllü Fransız Fizikçi Pierre Curie şöyle der, “Endülüs’ten bize otuz kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Eğer yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olurduk.” MESUT SOLMAZ