Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar.Hayat sana karanlık,manasız gelir.İnsan biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar.Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın hiçbir eğlencenin seni canlandıramıcağını sanırsın.Hayat sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak, ya fazla soğuktur yada fazla yağmurludur.Gelip geçenler suratına salak salak bakarlar ve on para etmez işlerin peşinde, bir tutam otun arkasından koşan keçiler gibi dilleri bir karış dışarı fırlayarak dolaşırlar.Aklını başına derleyip bu pis ruh haletini tahlil etmek istersin.İnsan ruhunun çözülmez düğümleri bir muamma gibi önüne serilir.Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir can kurtaran simidi gibi sarılırsın. Çünkü nedense hepimizde, maddi olsun manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takma merakı vardır, bunu yapamazsak büsbütün çılgına döneriz.