ben böyle bir kitap görmedim......kitabın sonuna kadar heyecan doruktaydı...
durağan bir noktası yoktu..okurken kesinlikle sıkılmassınız...
Kitabın tanıtımındada gördüğünüz üzre Ashton eşini bir kaza sonucu kaybediyor...Yada öğle düşünüyor...
Ama kader bu ya tam acısı azalmak üzereyken karanlık ve yağmurlu bir günde karsıyla karşılaşıyor...
Daha doğrusu çarpışıyor...Ata binmiş olan Lierin Ashton'un arabasına çarpıyor..ve hafızasını kaybediyor...
Ashton Lierin'i evine götürüyor ve herkese onun karısı olduğunu söylüyor...
Lierin hafızasını kaybetmişte olsa kendisine büyük bir sevgi ve şefkatle yaklaşan Ashton'la mutlu olmaya karar veriyor...
Tam böyle mutluluğu yakalamışken Malcolm Sinclair -kitabın sonuna kadar nefret ettim- ortaya çıkıp onun Lierin değil de ikiz kardeşi Lenore olduğunu ..hatta kendisinin karısı olduğunu delilleriyle beraber Ashton'a gösterir..Ama Ashton çok sevdiği karısını ikinci kez kaybetmeye tahammül edemez...
Ama Malcolm'un kanıtlarınıda göz ardı edemez..Ve Lierin-Lenore 'un peşini Bioxin-olması lazım-'e kadar takipeder..Zira Lierin-Lenore babası ve orda olacağını bilmediği Malcolmla beraber o evde yaşamaya başlamıştır...
İşte asıl olaylar bundan sonra başlar...Hırsızlıklar..Saldırılar..Ölümler...
ve en önemlisi bir satranç ustalığıyla..zekice planladığı yöntemlerle Ashton'un hamleleri...
Kitapta öyle yerler olduki kadın kahramanımızın Lierin mi Lenore mu olduğunu çözemedim...
Merak edenlere önerilir...
Ben beğendim..mutlaka okumalısınız..Sinirimi bozan tek sorun kitabın bitişiydi...
Bence biraz daha uzun olabilirdi...
Birde benim sinir olunacaklar listem var...
Listemin başını Malcolm alırken onu Ashton'un peşini bi türlü bırakmayan Marelda takip ediyor...
Birkaç ufak tefek insanlar daha var...Ama onlarda o kadar büyütülecek tipte değiller...
Son olarak söylemeliyimki bu yazar işini biliyor:)