Adı ve hafızası olmayan bir kadın Kadının üzerinde hak iddia eden Biri âşık, diğeri zorba iki adam... Trajik biçimde kaybedilen ve sonra mucizevi biçimde Tekrar doğan bir aşk. Gizli ihtiraslara dair baş döndürücü bir hikâye Hem de eşsiz romancı Kathleen Woodiwiss'in kaleminden Plantasyon sahibi Ashton Wingate, büyüleyici bir güzelliği olan Lierin Somerton'la evlenmesinden yalnızca birkaç gün sonra, çok sevdiği eşini Mississippi Nehri'nin karanlık sularında kaybeder. Bundan üç yıl sonraysa, at arabasıyla ormanlık bir arazide yol alırken, at sırtındaki pelerinli bir binici büyük bir hızla arabasına çarpar: Bu, üç yıl önce amansız Mississippi Nehri'nin soğuk sularına kurban verdiği genç eşiyle esrarengiz bir benzerlik taşıyan çok hoş bir kadındır. Kadın, Ashton Wingate'in görkemli malikânesinde, baygın kaldığı birkaç günün sonunda uyandığı zaman kendine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır, hafızasını tamamen kaybetmiştir. Fakat ona sevgiyle Lierin diye hitap eden bu asil ve müşfik yabancının şefkati kısa sürede kalbini çalar ve içini arzuyla doldurur. Derken yaşamlarına ikinci bir adam dahil olur; karanlık ve tehlikeli bir adam olan Malcolm Sinclair, bu genç ve güzel kadının aslında kendi karısı Lenore olduğunu iddia ederek, ikilinin birbirlerinin kollarında yeniden keşfettiği mutluluğu ortadan kaldırma tehdidinde bulunur. Ne var ki Ashton, canından çok sevdiği karısını ikinci kez kaybetmeyeceğine ve yeniden bulduğu bu mutluluğu korumak için her türlü tehlikeyi göze alacağına yemin etmiştir. Geriye tek bir soru kalmıştır sadece: Acaba Lierin ve Ashton beraber bir gelecek için geçmişin o hatırlanmayan sırlarını çözebilecek midir?
Adı ve hafızası olmayan bir kadın Kadının üzerinde hak iddia eden Biri âşık, diğeri zorba iki adam... Trajik biçimde kaybedilen ve sonra mucizevi biçimde Tekrar doğan bir aşk. Gizli ihtiraslara dair baş döndürücü bir hikâye Hem de eşsiz romancı Kathleen Woodiwiss'in kaleminden Plantasyon sahibi Ashton Wingate, büyüleyici bir güzelliği olan Lierin Somerton'la evlenmesinden yalnızca birkaç gün sonra, çok sevdiği eşini Mississippi Nehri'nin karanlık sularında kaybeder. Bundan üç yıl sonraysa, at arabasıyla ormanlık bir arazide yol alırken, at sırtındaki pelerinli bir binici büyük bir hızla arabasına çarpar: Bu, üç yıl önce amansız Mississippi Nehri'nin soğuk sularına kurban verdiği genç eşiyle esrarengiz bir benzerlik taşıyan çok hoş bir kadındır. Kadın, Ashton Wingate'in görkemli malikânesinde, baygın kaldığı birkaç günün sonunda uyandığı zaman kendine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır, hafızasını tamamen kaybetmiştir. Fakat ona sevgiyle Lierin diye hitap eden bu asil ve müşfik yabancının şefkati kısa sürede kalbini çalar ve içini arzuyla doldurur. Derken yaşamlarına ikinci bir adam dahil olur; karanlık ve tehlikeli bir adam olan Malcolm Sinclair, bu genç ve güzel kadının aslında kendi karısı Lenore olduğunu iddia ederek, ikilinin birbirlerinin kollarında yeniden keşfettiği mutluluğu ortadan kaldırma tehdidinde bulunur. Ne var ki Ashton, canından çok sevdiği karısını ikinci kez kaybetmeyeceğine ve yeniden bulduğu bu mutluluğu korumak için her türlü tehl... tümünü göster
Harika olağan üstü bir kitaptı,kitabın sonuna kadar LEonere mi? Lilerin mi? diyerek kitabın sonuna geldim...Ashton karakterinin azmi,sabırı,inancı ve sadakati ise bambaşka bir tat kattı romana.Historical tarzının en iyi yazarlarından olan K.F.Woodwisin İhtiras Çiçeği adlı romanından çok daha başarılı bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Bir tarafta hafızasını kaybetmiş bir kadın,diğer tarafta çok sevdiği eşini kaybettikten sonra onu umulmadık bir yerde ve zamanda tekrar bulan,bulduktan sonrada onun için ölmeyi göze alan onurlu bir erkek,diğer tarafta da Lilerin veya Leonore nin kocası olduğunu belgeler ile ispat eden bir erkek..Mutlaka okunması gereken bir roman..Tavsiye ederim...
ben böyle bir kitap görmedim......kitabın sonuna kadar heyecan doruktaydı...
durağan bir noktası yoktu..okurken kesinlikle sıkılmassınız...
Kitabın tanıtımındada gördüğünüz üzre Ashton eşini bir kaza sonucu kaybediyor...Yada öğle düşünüyor...
Ama kader bu ya tam acısı azalmak üzereyken karanlık ve yağmurlu bir günde karsıyla karşılaşıyor...
Daha doğrusu çarpışıyor...Ata binmiş olan Lierin Ashton'un arabasına çarpıyor..ve hafızasını kaybediyor...
Ashton Lierin'i evine götürüyor ve herkese onun karısı olduğunu söylüyor...
Lierin hafızasını kaybetmişte olsa kendisine büyük bir sevgi ve şefkatle yaklaşan Ashton'la mutlu olmaya karar veriyor...
Tam böyle mutluluğu yakalamışken Malcolm Sinclair -kitabın sonuna kadar nefret ettim- ortaya çıkıp onun Lierin değil de ikiz kardeşi Lenore olduğunu ..hatta kendisinin karısı olduğunu delilleriyle beraber Ashton'a gösterir..Ama Ashton çok sevdiği karısını ikinci kez kaybetmeye tahammül edemez...
Ama Malcolm'un kanıtlarınıda göz ardı edemez..Ve Lierin-Lenore 'un peşini Bioxin-olması lazım-'e kadar takipeder..Zira Lierin-Lenore babası ve orda olacağını bilmediği Malcolmla beraber o evde yaşamaya başlamıştır...
İşte asıl olaylar bundan sonra başlar...Hırsızlıklar..Saldırılar..Ölümler...
ve en önemlisi bir satranç ustalığıyla..zekice planladığı yöntemlerle Ashton'un hamleleri...
Kitapta öyle yerler olduki kadın kahramanımızın Lierin mi Lenore mu olduğunu çözemedim...
Merak edenlere önerilir...
Ben beğendim..mutlaka okumalısınız..Sinirimi bozan tek sorun kitabın bitişiydi...
Bence biraz daha uzun olabilirdi...
Birde benim sinir olunacaklar listem var...
Listemin başını Malcolm alırken onu Ashton'un peşini bi türlü bırakmayan Marelda takip ediyor...
Birkaç ufak tefek insanlar daha var...Ama onlarda o kadar büyütülecek tipte değiller...
Son olarak söylemeliyimki bu yazar işini biliyor:)
HAYATIMDA İLK KEZ BİR KİTABI BU KADAR UZUN SÜRE ELİMDE SÜRÜNDÜRDÜM ://
çok sevdiğim yazarımdan böyle bir kitap beklemiyordum inanın...
ya ben diğer okuduğum üç kitabının üzerine çıtayı yüksek tuttum yada her yazarın vaar olan nazar boncuğunu unutarak böyle bir konuyu yazara yakıştıramadım...
kitabın sonunda iyi güzel herşey birbirine bağlandı bağlanmasına ama o ana gelene kadar bu kadar karmaşaya ne gerek vardı demeden edemedim...
birşeyler değil,çok şeyler eksikti kitapta ve ben boşlukları ne iile dolduracağıma bir türlü karar veremedim. kısaca allem ettim kallem ettim an itibari ile kitabı bitirdim.
yazarın diğer kitaplarını şiddetle tavsiye ederim, ama kesinlikle bu kitabı ile başlamamanızı öneririm..
BENCE yazarın en vasat kitabıydı.
beğeneni muhtemelen vardır,
ben başlarken büyük umutlarla başladığım ve ilk 70 sayfasını üç günde okuduğum,sayfalar sanki hiç bitmeyecek gibi geldiği için mi bilemem,bildiğim tek şey bana keyifli anlar yaşatmadığı....
Serpil....
Çok beğendiğimi itiraf ediyorum.Ashtona aşık oldum resmen yok böyle bir aşk.Gemi ile yolculuk yaptıkları sırada korsanlar gemiye saldırıyor ve o kargaşada.Ashton'un karısı Lierin suya düşüyor.Daha sonradan aramalara rağmen bulunamayınca öldüğünü sanıyorlar.Aradan üç yıl geçtikten sonra Ashton bir gece eve dönerken yaralı bir kadın buluyor.Bu kadın Ölen karısı Lienere çok benziyor.Ashton yaralı kadını karısı olduğunu iddaa ediyor ve olaylar böylece başlıyor.Lienerin birde ikiz kardeşi olduğu ortaya çıkıp ikizinin kocasıda Ashtonun bulduğu kadının kendi karısı olduğunu iddaa edince seyreyleyin cümbüşü
Her kitapta olduğu gibi birde kötü kadınımız var.Bütün kitap boyunca bir kaşık suda boğmak istedim
Kısacası okumanızı 10.5 şiddetinde tavsiye ederim
bu lierin e çok sinir oldum.
be kadın kim olduğunu öğrenip napacaksın???
hayır millet ashton gibi birini arar sen bulmuş bunuyorsun ya dövesim geldi seni:(
ashton yalvarsa da kadın tutturmuş ''kim olduğumu öğrenecem bekle bekle''.
neyse ashton sabırlı çıktı sonunda istediği oldu.
ipucu vermiş olmadım zaten böyle kitap %90 sonu güzel biter.
kathleen e yazdığı üç kitapta çok güzel bence favori yazarlarımdan olmaya aday
Ashton Wingate, Lierin'i New Orleans'ta görmüş görür görmez vurulmuştur. Tanışamadan onun izini kaybetmiştir. Görüşmesi olan yargıcın evine gidince onun İngiltere'den gelen torunu, vurulduğu Lierin ile tanışmıştır. Ashton onu yeniden bulduğu için sevinirken Lierin tarafından azarlanmıştır. Fakat Lierin'in gözlerine baktığı ilk anda hayatında o olmazsa büyük bir eksiklik olacağını anlamıştır. Ashton evlilikten kaçarken oradan yanında Lierin olmadan ayrılması gerektiği gerçeği ile yüz yüze gelince hiç düşünmeden evlenmeye karar vermiştir. Evliliklerini açıklamak ve aileler ile tanışmak için çıktıkları yolculukta gemi korsanların saldırısına uğrayınca karısının suya düşmesi ile yolları ayrılır. Kendi gemileri ve diğer gemiler tüm nehri aramış ama bulamamışlardır. Üç yıl bir ay altı gün geçmesine rağmen Ashton çok sevdiği karısının ölümünü hala atlatamamıştır. Karısı ile birlikte çok değerli ve kısa bir zaman geçirmişlerdir. Bir aşk ne kadar derin ve ne kadar zengin yaşanabilirse o kadarını yaşamışlardır.
Yağmurlu bir gün de arabasının önüne çıkan at üstünde gecelikli bir kadın ise Ashton'un hayatını tamamen değiştirir.
Çarptığı kadın yıllar önce kaybettiği karısı Lierin'e çok benzediğinden Ashton onu bırakmayıp evine götürür. Herkese de karısı diye tanıtır. Lierin ise kazadan dolayı hafızasını kaybettiği için kim olduğuna dair bir fikri yoktur.
Ashton'dan etkilenen Lierin onun gösterdiği karısına ait resmi de görünce kocası olarak kabul eder. Her şey yolunda ikili mutlu iken ortaya çıkan Malcolm Sinclair ortalığı karıştırır. Lierin'in kendi karısı Lenore olduğunu söyler. Böylece mutlu hayatları değişir. Lierin iki koca ile bulur kendini. Acaba Lierin mi yoksa Lenore mi?
Malcolm kanıtlar ile gelmiştir ama ona ne karısını çok seven Ashton inanmak ister ne de Ashton'ın gerçek kocası olmasını isteyen Lierin.
Kitabın devamı iki erkeğin kimin karısı olduğunu ispatlamak için girdiği mücadele ile geçiyor. Lierin hafızası tamamen yerine gelene kadar yaşananlar, kim olduğundan emin olmadığı zamanlarda bile Ashton'a olan duyguları, Malcom'ın yaptıkları, Lierin'in sevdiği adamı korumak adına yaptıkları, Ashton'ın sevdiği kadından vazgeçmemesi tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ortaya çıkan saldırı ve ölümler. Yani yok yok kitapta.
Kitap yazarın diğer kitapları gibi harikaydı severek okudum. Kitabın sonuna kadar merak içinde iki kardeşten hangisi diye gizemi çözmeye çalışırken bir baktım kitabın sonuna gelmişim. Ayrıca Ashton sen ne harika bir erkeksin öyle demekten de kendimi alamadım. Hiç vazgeçmedi o azmine hayran kaldım. Tavsiye edilir.
480 sayfa
Mart2011 tarihinde, Epsilon tarafından yayınlandı