http://illekitap.blogspot.com.tr/2017/04/lynsay-sands-iskoc-gelini-highlanders-3.html
Ben ve benim bitmek tükenmek bilmeyen İskoç aşkım :)
Historical romance sevdiğimi biliyorsunuz ve çıkan her kitabı da alıp dener tadına bakarım. Hele de lordları leydileri bir kenara bırakırsal kesinlikle vazgeçemeyeceğim İskoç'lardır.
Seviyorum onların hikayelerini, aşklarını... savaşlarını... kadınlarını sahiplenmelerini...
Lynsay Sands'ın daha önceden bir kitabını okumuş ve kalemini sevmiştim. Eğlenceli ve akıcıydı kurguları dolayısıyla da yeni çıkan bu kitabı da okumak istedim. Ki yazar beni yanıltmadı beklediğim kurguyu önüme koydu.
Öncelikle eğlenerek okunan, aile bağlarına değinen ve heyecanın bitmediği bir kitap. Son sayfalarına kadar olaylar devam ediyor.
Konusuna değinmek gerekirse, Saidh arkadaşının ziyaretinden erken dönerek eşi ölmüş olan kuzeninin yanına gider. MacDonnell Leydisi olan kuzeninin bir varisi olmadığından dolayı artık kalenin yeni lordu olan Greer, kaledeki görevlerini ve yeni lord olmanın getirisiyle baş etmeye çalışırken Saidh ile karşılaşır. Kuzenini yalnız bırakmak istemeyen Saidh bir anda kendini Greer'in tutkusuyla sarmalanmış olarak bulur. Tutkuları alev alırken onları izleyen biri olduğunu fark etmezler. Üstelik kılıç kullanıp erkek gibi ata binen ve bir leydide olmaması gereken her özelliği üzerinde barındıran Saidh'in Greer'le olmamasını isteyenlerde vardır. Bu da Saidh'in hayatını tehlikeye atar. İki kez ölümle burun buruna gelen Saidh, bir yandan katili bulmaya çalışırken bir yandan da Greer ve abileriyle hayatta kalma çabası içerisine girer.
Heyecanlı ve aşk doluydu. Ha evet aşk daha yoğun işlenebilirdi. Kesinlikle bir Garwood değil ama yine de güzeldi.
İki-üç yerde Saidh ile Greer'in sohbetlerinde sesli kahkaha attım. Tam romantik komedinin ve birazda ekşını historical versiyonu gibiydi.
Buchanan kardeşlerin birbirleriyle olan ilişkilerine hayran oldum. 7 erkek ve 1 kız... ama birbirlerini bu kadar iyi tanımaları ve her şeye rağmen kız kardeşlerini bu kadar önemsemeleri süperdi.
Küçük Alpin'in ailesi ile ilgili anlattımları üzücüydü. Ama yaptığı kıyaslama... oldukça anlamlıydı.
Şu değişmez bir gerçekti ki ne Greer bir kalenin lordu olabilecek özellikte ne de Saidh leydi olabilecek özellikte... ama müthiş bir çift oldular.
Saidh'in aşık olduğunu anladığı kısımlar süperdi :)
Kitapta beni rahatsız eden bir şey vardı o da çok fazla karıcığım kocacığım denmesiydi. Ah bir de Saidh bir ara erkeğim dedi. Bunlar cidden var mıydı orjinalinde ya da çeviriden mi bilemedim. Ama bir historical romance da duymaya alışık olmadığımız ithamlar. O yüzden tuhaf geldi açıkçası.
Neyse... çok uzatmayayım. Genel olarak sevdim, okurlen keyif aldım. Dediğim gibi nazarımda bir Garwood değildi çok müthiş de değildi ama bu türü sevenlere kendini sevdirecek bir kitaptı.
5 üzerinden 3.5 der susarım :)