ben bu sade, akıcı ama bir o kadar etkileyici dile hayran oldum.
temel olarak Tozak köylülerinin verimsiz topraklarını ıslah edip köye tüm köylülere ait bir bağ yapma sürecini, ama bunun sonucunda erkle girmek zorunda oldukları mücadeleyi anlatıyor kitap. bunu yaparken de bize köy yaşamını, köylüyü anlatıyor, sevdiriyor. ayrıca, yeni kurulmuş cumhuriyetin büyüme sancılarını, kalkınma yolunda yapılan çalışmaları, dönemin memurlarını da anlatıyor.
köylü ne cahildir, ne efendi. köylü toprağı bilir, devlet kanunu. mesele toprağı bilenin devletin başında olmasıdır diyor yazar kitabın sonlarına doğru Hamdi Bey'in ağzından sunduğu teorisiyle.
bence, edebiyat tarihimizin en etkileyici karakterlerinden birini Kır Abbas'ı yaratmış yazar. ama yaratırken çok uzağa gitmemiş, hepimizin hayatında var olan inatçı, dediğim dedik, adaletli, bilge, biraz çılgın o yaşlı adamı o kadar gerçekçi bir dille anlatmış ki...
roman adeta bir sinema filmi gibi akıyor. mizah yönü de oldukça güçlü. okunması dileğiyle...