Tozak köyü şu koca yeryüzünde, kıyıda köşede kalmış bin yamalı bir yoksul yorganı, alabildiğine kurak, bakımsız, unutulmuş. Ahalisi desen günümüz köylüsü: Hâlâ devletten medet uman, Hökümetimiz en iyisini bilir diyen, cahil, kaba saba ama bir o kadar çalışkan, sahici ve vicdanlı. Köyün Eğitmen Rızası, Muhtar Battalı ve akıllı delisi Kır Abbası gün olur akıl yürütür, el ele verir, köylüyü de peşine takıp bir bağ kurar, hem de taşlı bir tarlada, bin bir emekle, özveriyle ve gece gündüz çalışarak. Tam ağızları üzümlerle tatlandı, yürekleri umutla doldu derken, hiç ummadıkları bir anda hükümetin tokadını yerler... ama ne tokat! Bir anda, bürokrasinin çarkında bir çapak olup çıkarlar. Hak hukuk ararlar aramasına ama neyin hakkı, neyin hukuku?Mazimizde yer etmiş ama bugün hala varlığını sürdüren sorunlara değinen, yalın ama zengin bir dille yazılmış, özgün ve aydınlık bir edebiyat eseri olan Kaplumbağalar, yaratıcı ülkemiz köylüsünün olduğu kadar, onun bürokrasi karşısındaki çaresizliğinin ve cehaletinin de hikayesini anlatıyor.
Tozak köyü şu koca yeryüzünde, kıyıda köşede kalmış bin yamalı bir yoksul yorganı, alabildiğine kurak, bakımsız, unutulmuş. Ahalisi desen günümüz köylüsü: Hâlâ devletten medet uman, Hökümetimiz en iyisini bilir diyen, cahil, kaba saba ama bir o kadar çalışkan, sahici ve vicdanlı. Köyün Eğitmen Rızası, Muhtar Battalı ve akıllı delisi Kır Abbası gün olur akıl yürütür, el ele verir, köylüyü de peşine takıp bir bağ kurar, hem de taşlı bir tarlada, bin bir emekle, özveriyle ve gece gündüz çalışarak. Tam ağızları üzümlerle tatlandı, yürekleri umutla doldu derken, hiç ummadıkları bir anda hükümetin tokadını yerler... ama ne tokat! Bir anda, bürokrasinin çarkında bir çapak olup çıkarlar. Hak hukuk ararlar aramasına ama neyin hakkı, neyin hukuku?Mazimizde yer etmiş ama bugün hala varlığını sürdüren sorunlara değinen, yalın ama zengin bir dille yazılmış, özgün ve aydınlık bir edebiyat eseri olan Kaplumbağalar, yaratıcı ülkemiz köylüsünün olduğu kadar, onun bürokrasi karşısındaki çaresizliğinin ve cehaletinin de hikayesini anlatıyor.
köy enstitülü yazarları farklı kılan bir nokta var.köyün tüm gerçeklerini olduğu gibi romana aktarmak...bu da tırpan da muhakkak okunmalı...kır abbas ın verdiği mücadele...
o kadar güzel, o kadar yalın anlatılmış ki herşey. Kır Abbas (yaşadıkları bambaşka şeyler olsa da) bana "SÜRÜ" filmindeki Hamo Ağa'yı anımsattı her sahnesinde . Kimbilir Tuncel Kurtiz'i Kır Abbas karakterinde görmek istemişimdir belki de !!!
Kırsal Alevi köyü Tozak halkının fakirlikten kırılan hayatlarının mücadelesi, el birliğiyle yaptıklarına devletin el koyması. İç acıtan sistem eleştiren bir roman. Mutlaka okunmalı.
Bir Alevi köyünde şarap düşkünü olan köylülerin, kendi üzümlerini yetiştirmek için giriştikleri mücadeleyi, hükümetin köyden-köylüden kopuşunu anlatır, Kaplumbağalar.
Tozak; Kızılırmak'ın hemen yanındaki susuzluğun, verimsizliğin başgösterdiği, köylülerin yaz sıcağında kavrulduğu bir köy ve o köyde tüm zorluklarla mücadele eden, kendi çözümünü yaratan köylülerin hayatını değiştirecek olan eğitmen Rıza'nın, Muhtar Battal ve Kır Abbas'la köy halkını eğitip örgütleyerek, taşlı tarlada, canla başla çalışarak üzüm bağları yetiştirir.
Kendi üzümlerini yetiştirmenin sevincini yaşayamadan, cehalet bürokrasiye teslim olur!
Yılkı Atı bittiğinde üzülmüştüm. Meğer daha hacimlilileri de varmış bu üslubun. Fevkalade kitap.
Tozaklı köyünde adettir düğünlerde gelen misafirlere şarap ikram etmek. Ama tozak köyünde üzüm yetişmemektedir. Köylüler üzümü sünni köyden almaktadır.
Pat Ali oğlunu evlendirecektir. Şarap yapmak için sünni köyüne gider. Şarap yapacağını öğrenen köylü pat Ali'yi kovar. Pat Ali devreye başkasını sokar üzüm alır.
Köye üzümcü ve kilci gelir. Buğdaya karşılık üzüm ve kil satmaktadır. Köyün eğitmeninin zoruna gider. Mahmudiyede yetişen üzüm pekala tozaklıda da yetişebilir. Hepsi bir olup üzüm yetiştirirler ve çok mutlu olurlar.
Günün birinde kadastrodan memurlar gelir olaylar gelişir.
Kaplumbağalar; fakir baykurt'un ilk okuduğum kitabı. Fakir baykurt Köylülerin devleti yöneten iktidar karşısındaki çaresizliğini, memurların köylüleri aşağalamalarını çok güzel anlatmış.
Beni en çok etkileyen kır abbas oldu.
Köy hayatını, köy insanlarının yaşamlarını ve içsel gerçeklerini anlatan harika bir kitap. Kahramanlar o kadar güzel yansıtılmış ki hangi köye sapsanız onlardan birini şimdi bile görürsünüz. Onlarla kızıp, onlarla yorulup, onlarla mutlu oluyorsunuz. hele Kır Abbas… Bu adama hem çok kızıyorsunuz hem de çok seviyorsunuz. Ve Öğretmen Rıza’nın, muhtarın, Yusuf Oğlan’ın, Senem Gelin’in ve köylülerin de hakkını yememek lazım. Hepsi ama hepsi aslında bizim çok yakınımızda. Tabi yaşadıkları sıkıntılar da.
Fakir Baykurt’tan köye ve köylüye dair bir başyapıt… Küçümsenen, beğenilmeyen köylünün neler yapabileceğini, nasıl yoktan var ettiğini görüyoruz. Bu güzel işlerin devlet tarafından destekleneceği yerde köylünün engellerle karşılaştığını gördüğünüzde düzene bir kez daha sövüyoruz. Romandaki kaplumbağa imgesi ve kaplumbağalara dair bölümleri okuduktan sonra gördüğümüz her kaplumbağada Tozak köyünü, Kır Abbas’ı hatırınıza getirip hüzünlenmemek elde değil.
ben bu sade, akıcı ama bir o kadar etkileyici dile hayran oldum.
temel olarak Tozak köylülerinin verimsiz topraklarını ıslah edip köye tüm köylülere ait bir bağ yapma sürecini, ama bunun sonucunda erkle girmek zorunda oldukları mücadeleyi anlatıyor kitap. bunu yaparken de bize köy yaşamını, köylüyü anlatıyor, sevdiriyor. ayrıca, yeni kurulmuş cumhuriyetin büyüme sancılarını, kalkınma yolunda yapılan çalışmaları, dönemin memurlarını da anlatıyor.
köylü ne cahildir, ne efendi. köylü toprağı bilir, devlet kanunu. mesele toprağı bilenin devletin başında olmasıdır diyor yazar kitabın sonlarına doğru Hamdi Bey'in ağzından sunduğu teorisiyle.
bence, edebiyat tarihimizin en etkileyici karakterlerinden birini Kır Abbas'ı yaratmış yazar. ama yaratırken çok uzağa gitmemiş, hepimizin hayatında var olan inatçı, dediğim dedik, adaletli, bilge, biraz çılgın o yaşlı adamı o kadar gerçekçi bir dille anlatmış ki...
roman adeta bir sinema filmi gibi akıyor. mizah yönü de oldukça güçlü. okunması dileğiyle...
Karton Cilt, yerli roman, 368 sayfa
2006 tarihinde, Literatür Yayıncılık tarafından yayınlandı