Beklediğim kadar iyi değildi. Evet, Scalzi gerçekten de çok ilginç bir fikir yakalamış. Ben de kapaktaki kırmızı üniforma "nereden" tanıdık geliyor diyordum. Ama işte... çok daha iyi işlenebilirmiş kanımca.
Kitabın benim için en büyük sorunu karakterlerinin inandırıcılıktan uzak olması. Biliyorum, biliyorum... bu bir macera/bilimkurgu romanı, fazla inandırıcılık beklememek gerek. Ama ortada inanılması kelimenin tam anlamıyla "imkansız" bir durum var ve kitaptaki her karakter bu gerçeği keşfettikten sonra, "Ya? Öyle mi? Eh, ne yapalım," diyerek her şeyi çok çabuk kabulleniyor. Sadece uzay gemisindekiler olsa neyse, Dünya'ya inip bu meseleyi normal insanlara anlatıklarında da durum böyle. O nedenle iyi başlayan, çok güzel bir yere bağlanan olaylar, her şey açığa çıktıktan sonra biraz sıkıcı hale geliyor.
Bir de Rothfuss'un ballandıra ballandıra anlattığı kadar komik de değildi bence. Bir-iki yerde güldüm, doğru; fakat Yaşlı Adamın Savaşı kadar da güldürmedi. Ki Scalzi'nin en iyi kitabı benim gözümde hala odur. İsimlerin yarattığı karmaşayı da unutmayayım. Kitapta çok fazla karakter var ve yazar bazı yerlerde isimlerini bazı yerlerde soyadlarını kullandığından işler hepten sarpa sarıyor. Özellikle kitabın ortalarında kim kimdi, iyice karışıyor.
Yine de temellerini dayandırdığı ilginç fikir için en az bir kere okunmayı hak ediyor. Kafanızı çok yormayacak, hafif bir şeyler okumak istediğinizde bakabilirsiniz.