Nurdan Gürbilek'in okuduğum ilk kitabı. Çeşitli yazılarının, incelemelerinin toplandığı kitap. Açıkçası kitabın dili biraz ağır geldi bana. Bu içinde Arapça, Farsça, İngilizce... vs kelimeler var, demek değil. Tamamen yazarın cümleleri uzatmasından, dolaymasından kaynaklı bir zorluk. Herkese zor gelmeyebilir elbette ama bana öyle geldi.
Kitabın içerisindeki yazılarda toplumumuzdaki imgelerin değişiminden, taklit karakterlerden, ölümün algılanışından, öksüz ve yetim, temiz yüzlü çocuk algısından dehşet satan tinerci çocuklara geçişin serüveninden bahsediliyor. Batılı olmak ve kendimiz olmak arasında sıkışmışlığımızdan dem vuruyor. Birçok eserden bilgiler mevcut. Kitabı iyice anlamak için kitapta geçen yazarların eserlerinin de okunması gerekiyor. Benim ilgimi çeken konu Orhan Gencebay ile İbrahim Tatlıses arasındaki kıyastı. "İstemem namertten bir yudum çare."den "Ben de isterem."e geçiş, bize neyin empoze edilmeye çalışıldığının apaçık göstergesi aslında.
Kitap okunabilir. Dediğim gibi dili biraz karışık geldi lakin sakin kafayla okunduğu takdirde verim alınacaktır.