İstanbul Türkçe'si dediğimiz dilden çok Konya ağzıyla yazılmış olmasına rağmen akıcılığına, okurken içine çekişine diyecek laf yok. Ayrıca yerel'e fantastik öğeler eklenmesi hoşuma gidiyor. En son Murat Başekim'in öykülerinde bu tadı almıştım. Ne diyebilirim, daha ilk tanışmamız Sezgin Kaymaz'la ama son görüşmemiz olmayacağı kesin.