Martı Jonathan Livingston (orjinal adı: Jonathan Livingston Seagull), Richard Bach'ın masalımsı ve ilham verici eseri.
Hikayenin kahramanı Jonathan Livingston; sınırlarını zorlayan, sadece karnını doyurmak için uçmayı kabullenmeyen, mükemmeli bulmak için sürekli arayışta olan, yüreği öğrenme ve öğretme arzusuyla dolu bir martı.
Sürüsünün rutinlerini terkedip düzeni bozduğu gerekçesiyle sürüden kovuluyor ve kendisini büyük fiziksel ve ruhsal değişimler yaşayacağı bir serüvende buluyor.
Jonathan'ı kâh öğrenirken, kâh öğretirken, kâh les ederken, kâh zincirlerini kırarken gördüğümüz bu serüven, oldukça derin duygular ve ilham verici bir felsefeyi içinde barındırıyor.
Jonathan'ın mükemmeliyet arayışına tanık olduğumuz bu hikaye; eğitimin, öğrenmenin ve öğretmenin kutsal olduğunu ve sevgiyi göstermenin en doğru yolu olduğunu yalın ve duru biçimde anlatıyor. Öğretmenliğin gerçekten de ne kadar kutsal olduğu hatırlatılıyor adeta bir kez daha satır aralarında...
Bu muhteşem eseri okurken, Küçük Prens isimli bir başka şaheseri de hatırlıyorsunuz inceden inceden...
Aşağıda yer verilen alıntılar bile kitabın ne kadar kayda ve takdire değer olduğu nu fazlasıyla gösteriyor.
Kitapta bol bol martı resmi de görüyoruz; hattâ gereğinden de fazla. Kitabın belki de tek olumsuz yanı bu.
Kitapların hayat değiştirdiğine değil; hayatını değiştirmeyi veya daha güzel kılmayı gercekten isteyen insanlara farklı, yeni ve faydalı bakış açıları sunduğuna inanan bir okuyucu olarak; kendine ilham arayan, yaşamanın asıl amacı hakkında tereddüte düşen gencinden yaşlısına herkese bu harika eseri kesinlikle tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar dilerim.
◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇
"Öğrenecek ne çok şey var!..."
"Sürü içinde sıradan bir martı olmaya karar vermek, kendini daha iyi hissetmesine neden olmuştu.
Artık onu öğrenmeye iten gücü umursamayacak, doğasına meydan okumayacak ve dolayısıyla başarısızlığa uğramaktan korkmayacaktı."
"Yaşamak için ne çok neden var! ...
... Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!..."
"Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi..."
"Martı Jonathan bezginliğin, korkunun ve öfkenin bir martının ömrünü kısalttığını, bunları zihninden uzaklaştırdığında ise hoş ve uzun bir yaşam sürebileceğini de fark etmişti."
"Yaşama amacımızın mükemmeli bulma ve onu açığa çıkarma olduğunu anlamak için diğer yüzlercesi daha yaşandı.Şimdi de aynı kural geçerli, tabii ki diğer dünyayı bir öncesinde öğrendiklerimizle kurarız.Fakat hiçbir şey öğrenilmemişse, sonraki yaşam öncesinin aynısı olacaktır; aynı sınırlar ve kazanmak için yüklenilen aynı sıkıntılar.."
"Cennet bir yer, bir mekan değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir."
"Kural; gerçek doğasını, bilinen tüm rakamları aştığı, zamanın ve mekânın ötesine geçtiği zaman yaşayabileceğini bilmesiydi."
"Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek."
"... Ve onun sevgisini gösterme yolu, yalnızca gerçekleri görmek için fırsat kollayan bir martıya doğruları öğretebilmekti."
"En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir."
"Diğer martılar seni sürüden dışlamakla sadece kendilerine zarar verdiler ve inan, bir gün bunu anlayacaklar. Bir gün onlar da senin gördüklerini görebilecekler. Bağışla onları ve gerçekleri anlamalarına yardımcı ol..."
"Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?"
"Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış."