Tanıtım videosunu izledikten sonra bu kitabı kesinlikle benim olmalı diye düşünmüştüm. Arkadya'nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde yaptığı çekilişle de benim oldu =D Güzel bir roman okuyacağımı biliyordum ama bu derece güzel olacağını hiç tahmin etmemiştim.
Kitabımız gazeteci Matt'in kardeşiyle gittiği bir barda başlıyor. Matt kardeşinden gözünü bir anlığına ayırıyor ve geri baktığında kardeşini göremiyor. Tüm barı aramasına rağmen kardeşini bulamıyor. Bir gün sonra terk edilmiş bir evde kız kardeşinin çıplak cesedi bulunur. Kardeşinin cinayetiyle ilgili tek ipucu vardır. Kız kardeşinin kaçırıldığı saatlerde Ipod'una yüklenmiş bir şarkı. "Pariste Bir Sevgili... Başını Kestim..." Matt bu ipucunun başka cinayetleri de işaret ettiğini düşünerek Paris'e gider...
Kitabın başından itibaren katilin duygularını öğrenmemiz hem heyecan kattı hemde kitaba çabucak kuru gerilim yerine katilin duygularını ve psikolojik durumunu anlayarak empati kurmamı sağladı. Benim gözümde Tess kitaplarından daha değerli bir kitap oldu. Temposu hiç düşmedi ama 250 sayfadan sonra kitabın temposu tavan yaptı. Bir türlü elimden bırakamadım. Hele o yeraltı mezarlığında geçen bölümler harikaydı!
Normalde bir kitabı bir kereden fazla okumam ama Ölüm Şarkısını bir ara tekrar okumayı planlıyorum. Araştırma yapmadım ama yazarlarımızın birçok kitabının olmasını ve Arkadya'nın bizi bu kitaplarla bir an önce buluşturmasını umuyorum:)
http://kitapasigi.blogspot.com/2013/04/olum-sarks.html