2015’in ilk kitabı ve ilk yorumu olarak benim için en değerli kitabı seçtim. Birde yıla en güzel en özel özel kitap ile başladım ki devamı gelsin “Söz konusu Asude ise gerisi hikaye” Yazarımız nasılda veriyor sözün hakkını ve yazdıklarıyla nasılda büyülüyor, aklımızı çelip bir hayale inanmamızı sağlıyor hain yazar Kitabın ardından bana kalan hüsran, kalp kırıklığı, bir kutu selpak ve yaralı kalp.
Pabucumun Ajanı -1 öyle bir yerde ve öyle dolu dolu sırlarla bitmişti ki ikinci kitabın nasıl olacağı Deniz’in kendini düştüğü çukurdan nasıl çıkacağını ve sokak ortasında ki aşk itirafının ardından gelişmeler neler olacaktı?
Çıkan sonuçlar harikadan öteydi.. Yeri geldi gülmekten, yeri geldi üzülmekten gözlerim doldu. Seniha Hanım'ın çıka gelmesi Belgin Hanım'ın kabullenememesi bu kısımlar trajikomikti Nasıl diyordu Deniz; “Durun! Şöyle yapıyoruz,” der demez hızlıca konuştum. Ne dediğimden haberim yoktu. “Ben otele giderim, Belgin Hanım kanepede, Tuna ve annem yatak odasında uyur işte!” Manyak kız :))
Moralim Aydan'ın yeryüzüne inme kararıyla berbat oldu. Yorumu yazarken bile bu kısımlar beni deli ediyor şımarık, bencil sosyete sosisi Çisem ile Aydan'ı bir araya getirsek ortaya mike markası çıkacak bir kalitedeydiler Tuna’nın da alacağı olsun ondan beklediğim tavır bu değildi, çok üzüldüm çok kırıldım bir okuyucu olarak.. Bu kısımlarda Deniz’le üzüldüm, sinirlendim. Tabi Deniz’in de hataları yok değil hızlı düşünüp karar vermesi tam bir eksiydi Deniz için.. Gerçi öyle olmasaydı Tuna Deniz’i Fark edebilir miydi?
Kitabın en sevdiğim yerleri karakterlerin ardından duygu betimlemeleriydi. Deniz’in düşünceleri yaşadığı duygular ona karşı hissettiğim tüm kızgınlığı sildi süpürdü desem. Acıların bu kadar güzel kaleme döküldüğü satırlardan ufak bir alıntı;
“Nasıl dayanacaktım? Ruhumun yarısını değil tümünü, kalbimin misafirini değil sahibini ardımda bırakarak, yeni bir hayata nasıl alışacaktım?” Bir yalan ve ardından getirdiği yalnızlık, ne kızabildim ne de sonra ki satırlara geçebildim kalakaldım Deniz ve yalnızlığıyla. Acıların dolu dolu yaşandığı bu ayrılığın vuslatını okumaksa her şeye tüm kitaba bedeldi.
Gelelim Mert ile Yasemin’in aşkına. Mert bu adama diyecek laf bulamıyorum Murat halleri beni gülme krizlerine soktu Hem yalan söyleyip hem de yalanını kıskanan bir kendisi vardır yer yüzünde. Tüm sırlar açığa çıktığında bir ara keşke Murat da ikiz kardeşin olsaydı demedim değil o yüzden kıskanmakta haklıydı sanırım. Bu çiftimize de bayıldım Mert’in kendisi ile çelişmesi Yasemin’in katı tavırları.. Gerçekten katıydı kötü anlamda söylemiyorum kuralları olan bir genç kızdı ve bu kuralların dışına çıkması kolay değildi ve ardından kandırıldığını öğrenmek kim olsa aynı tepkiyi verirdi. Ayrıca bu çiftin sahnelerini okurken gözlerimden kalpler fışkırdığı, kalbimin Mu…ert diye attığı doğrudur.
Daha yazılacak çok şey anlatılacak çok sahne var şuan son cümlelerimi yazarken bile o sahneyi de mi yazsaydım ama şu sahnede çook güzeldi be yazmasam ağlar diye düşünceleri kafamda dolanırken size aklımda ki soruyu sorup bitireceğim.. Şuana kadar kaç yazar yazdıklarıyla gözlerinizi değil de gülmekten çenenizi yordu?