Bildiğim, inandığım, bir sosyolog olmaktan ve kadın olmaktan öte önce insan olarak savunduğum her şeyi içinde barındıran, düşünmeye iten sorgulatmaya iten bir anlamda kurgusuyla da sosyolojik ve psikolojik analizler üreten bir kitap. Yazarın bilgi birikiminin hat safhalarda olduğunu ve sadece bilmeyip gerçekten büyük bir duyarlılığa da sahip olduğunu görüyorsunuz. Bitmesi en olabilecek, olması gerektiği şekilde bitti. benim bu seride en sevdiğim şeylerden biri de artık kimsenin bir kahraman olarak sunulmaması. bazı kitaplarda öyle bir anlatım var. Artık çok seçici davrandığımdan o tarz kitaplara pek rağbet etmiyorum. Bu kitapta hepsine kızıyorsunuz bir yandan da anlıyorsunuz çünkü İNSAN. insan denen varlığın karmaşasını, hatalı yapısını anlayınca en öfkelendiğiniz kibirli ve bencil karakteri bile bir müddet sonra anlayabiliyorsunuz.hepsinin hataları, yanlış kararları var. Kitaptaki karakterlerin kendi tercihleri doğrultusunda yaşamlarının şekillenmesi en doğru şeylerden biriydi. Sonuçta Kader denen bir şey varsa bile bu insanın tercihi ve kararıyla şekillenebilen değişebilen bir şey.Gerçekten yıkıp dökmek, bize benzemeyenlerden nefret edip onları ötekileştirmek yerine farklılıkları kucaklayabilsek, saygı duymayı öğrenebilsek sanırım hayat daha anlamlı olur. Ya savaşarak öldürerek yok edicek insan kendini ya da bir şekilde dönüştürecek evreni daha anlamlı bir hale. Sadece ben yazarın olduğu gibi -Sosyolojinin ve toplumumuzun gerçekliğinin üzerimde yarattığı biraz pesimist etkiden olsa gerek- umutlu olamıyorum pek.