Karakterler ve kurgu birbiriyle uyumlu değil. Çok dikkatli kullanılmazsa fantastiğe dönüşmesi çok kolay olan gerçeküstü öğeler, onun romanlarında çok sakil duruyor. Benliğini yitirdiğinin, metamorfoza uğradığının farkında olan kahramanlarının iç dünyalarına sokulamıyor ve nedense bana tüm kahramanları yapay geliyor.
Kendini ararken kendinden kaçma, yaşamın sıkıntılarına katlanamama gibi şiirsel temaları Büyülü Gerçekçi bir tavırla ele alma çabasını takdirle karşılasam da bence gerçeküstü öğelerin kahramanlarla ve romanın dokusuyla bağdaşmaması Murakami'nin mesajını bu yöntemle anlatmasına engel olmuş. Daha gerçekçi şeyler yazıp temasını kurarsa derdini anlatır. Bu haliyle -Marquez'den sonra Büyülü Gerçekçi yazmaya çalışan hemen her yazar gibi- dokusuyla uyuşmayan plastik romanların yazarı olmaktan ötede değil bana göre.