Edebi hazzı yüksek olmakla beraber konuları gereksiz yere uzatması ve kitabın geneline boğucu depresif bir hava hakim olması yüzünden daha yüksek bir puan alamadı; yoksa bu yazarın üslubunu Lizbon'a Gece Treni'nden beri severim. Ancak bu romanda anlatılan öyküyü "first world problems" tadında buldum: Ergenliği gereksiz yere uzatmış depresif ikiz kardeşler, ve onların hayatı kendilerine sudan sebeplerle zindan etmekte onlardan daha beter olan ana-babaları. Türkiye'den bakınca karakterler ziyadesiyle aptal görünüyorlar, o yüzden hikayeye girmek kolay olmuyor...