Roman bir intiharın nedenlerini işlemesiyle bana Ölmek İçin 13 Sebep romanını hatırlattı. Aldığı ödüller nedeniyle daha iyi olacağını düşünmeme rağmen hayal kırıklığı yarattı.
Konusuna gelirsek Lydia isimli ana karakterimiz Çinli babası, tam bir Amerikan It Girl'ü olmaya çalışan annesi ve biri erkek biri kız olmak üzere 2 kardeşiyle yaşayan 15 yaşında bir genç kız. Roman annesiyle babasının tanışma hikayesiyle başlayıp Lydia'nın intiharından sonra ailesinin yaşadıklarını anlatıyor.
Babası James Çinli olduğu için her zaman dışlandığını düşünen çocuklarını sürekli popüler olmaya teşvik eden bir baba. Anneleri ise geçmişte doktor olmak istemiş ancak ilk kez dersine gelen hocasının odasına gidip sonra koynuna giren, annesinin tüm ısrarlarına rağmen Çinli kocayla evlencem en farklı ben olcam diye direten bir Amerikan sarışını. Daha sonra bu anne 2 çocuğu ve kocasını terk edip ben doktor olcam diye evi terk ediyor. Keşke anne intihar etseydi de aile rahatlasaydı. Bu nasıl bir ilgi açlığı nasıl bir salaklık. Bari boşan git kocan hayatına devam etsin. Ama o da yok illa kenarda yedekte ailem bulunsun diyen bir kadın. Sonra hamile olduğunu öğrenip eğitimini ikinci kez yarım bırakıyor ve yedek ailesine geri dönüyor. Daha sonra bu psikopat anne kızı Lydia'ya daha küçüklükten doktor olacan bilim insanı olacan diye baskı yapmaya başlıyor. Lydia ise aman herkes beni çok seviyor herkes beni çok düşünüyor diye intihar ediyor. Tam bir anasının kızı.
Sonuç olarak bu kitap bu kadar ödül aldıysa Ölmek İçin 13 Sebep nobel edebiyat ödülü almalı. Kimseye tavsiye etmiyorum.