Sırça Köşk

10 puan

En çok sevdiğim yazarlardan birisi olan Sebahattin Ali’nin Sırça Köşk kitabı, 13 hikayeden ve 4 masaldan oluşmaktadır. Yazar, bu eserlerinde toplumsal sorunlara, sosyal yaralara, ülke sorunlarına sırtını dönen aydınlara, çıkarcı doktorlara, haksız kazanç sağlayan tüccarlara, katil olmaya mecbur kalan gençlere, istemedikleri hayatı yaşamak zorunda kalan kadınlara, yolsuzluklara, korunmayan doğal güzelliklere, halkı yok sayan yöneticilere yer vermiştir. Hepsi çok etkili ve derin anlamlar taşımaktadırlar.
Sırça Köşk kitabına adını veren bu masal şu şekilde özetlenebilir:
Tembel ve gittikleri hiçbir yerde barınamayan üç arkadaş bir kente gelirler. Yolda gelirken içlerinden biri kendilerini rahat ettirecek bir yol bulur. Bu yol icabı geldikleri kentte dolaşıp, herkesin duyacağı şekilde ve şaşkın bir edayla "Bu ülkenin sırça köşkü nerede?" diye sorarlar. Sırça köşkün ne olduğunu halk merak eder. Üç tembel arkadaş sırça köşksüz kent olmayacağına onları inandırıp bir sırça köşk yaparlar. Köşkü gittikçe büyütürler. Sırça köşkün ihtiyaçları giderek artar, oraya giren hazır yemeye alıştığından oradan ayrılmak istemez, dışarda kalanlar da oraya girmeye çalışırlar.
Sırça köşk giderek halka yük olmaya başlar. Halk, üç uyanık arkadaşa sorular sorar, bunlara uygun birer cevap alırlar. Sırça köşkün ihtiyaçları karşılanamadığında, sırça köşktekiler zora başvurur. Halkın yiyeceğini, içeceğini zorla alır, itiraz edenleri sırça köşkün bodrumuna kapatırlar. Halk bu beladan kurtulmaya çalışmaz, sırça köşkün adamları da köşkün hiçbir kuvvetin yıkamayacağı kadar sağlam olduğu düşüncesini yayarlar, safları inandırır, inanmayanları hile ve zorla sustururlar. Zamanla halkın vereceği bir şey kalmaz. Son koyunlarını da bir emirle getirirler. Bu durumda halkın artık korkmayacağını bilen üç tembel arkadaşın elebaşısı sesini tatlılaştırarak halk için yaptıkları fedakarlıkları anlatır.
Getirdikleri koyunların hepsini yemediklerini bir kısmını geri vereceklerini açıkladıktan sonra kellelerin halka dağıtılmasını emreder. Kelleler dağıtılır. Biri bakar ki kellelerin beyni yok. Kellelerin dili ve gözü de yoktur. Kellelerin beyin, göz ve dillerinin olmayış nedenini sorduklarında "Siz onları ziyan edersiniz" cevabını alırlar. İçlerinden biri "bana böyle başın lüzumu yok" diye kelleyi fırlatınca sırça köşkte bir delik açılır. Herkes elindeki kelleyi fırlatınca, sağlamlığına inanılan köşk tuzla buz olur. Halk normal yaşayışına döner. Olayların bu şekilde bittiği bu masalda da bir kıssadan hisse paragrafı yer alır:
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuz buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »