"Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?'"
"Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?'"
öyküleri ve masalları sevdim, S.Ali dili kitapta kendini belli ediyor, 40 ların sonunda yazılmış öyküler ancak sanki içinde bulunduğumuz zamanda yazılmış gibi, ya yazar zamanlarüstü bir hayalgücü ve beceriye sahip ya da 60-70 yıldır Türkiye'nin problemleri benzer...
Çok güzel öyküler mutlaka okunmalı.. Koyun masalı ve Sırça köşk o kadar güzeldi ki yıl 1945 olsun 2014 olsun fark etmez her devrin masalı.. Bazı şeyler değişmiyor maalesef..
Cankurtaran öyküsü favorim oldu. Sabahattin Ali'ye Kürk Mantolu Madonna ile tanışmak benim için talihsizlik olmuş. Ben pek sevemedim Kürk Mantolu Madonna'yı nedense. Ama Sırça Köşk şimdiye kadar okuduğum en iyi öykü kitabı. Sabahattin Ali'yi sanırım bu kitabıyla keşfettim ben.
Kitaptaki öyküler o kadar günümüzü çağrıştırıyor ki okunmaya değer bir kitap bence ...
Öncesinde okuduğum Kürk Mantolu Madonna'yı beğenmemiştim. Bu sefer hikaye konusunda şansımı deneyim dedim. Anladım ki maalesef yazarla yıldızımız uyuşmuyor. Betimlemeleri beni çok yordu. Anca 3-4 hikaye okuyabildim o da kendimi fazla zorlayarak.
Toplumsal ideolojik sorunları, örtük ve mizahi bir biçimde anlatıyor. Okuduğunuzda o günden bugüne sorunların hiç değişmediğini görüyorsunuz. Ve bir yerlerde, birileri için hep bir sırça köşk...
resim çiziyor sabahattin ali. kelimelerle. her öykünün ayrı ayrı filmi çekilir. bu her şeyi doğrudan söylemek değil; okuyucunun muhayyilesine de fırsat tanıyor. var olsun.
Pek hikaye insanı değilim, ancak sonunda yer alan masallar gerçekten kaliteliydi. Bu kitabı okurken fark ettim; "toplum olarak bu halde olmamızın sebebi Sabahattin Ali'nin masallarıyla büyümemiş olmamız"mış...
Öykülerine de bayıldım, masallarına da. Nasıl da özlemişim masal dinlemeyi...
Ciltsiz, Edebiyat / Türk Edebiyatı, 144 sayfa
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı