Bazı kitaplar için farklı yaşlarda ya da durumlarda okunduğunda farklı tatlar verir,değişik duygu yoğunlukları yaşatır derler ama Ulysses için her okuduğumda ancak yeni bir bölümünü daha iyi anlamlandırabildim diyebilirim. Kitabı evet evet evet nidalarıyla bitirdim, bir daha bu denli zorlayıcı bir kitapla karşılaşır mıyım(?) bilemiyorum. Kitabın başında daha önce karşılaştığım(Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi) Stephan’ı görünce kitabın ana değişkenini bu karakterin belirleyeceğini düşünmüştüm ama Joyce modern bir destan olarak kurguladığı ve Odysseus’nın yolculuğuna paralel bir şekilde ilerleyen Bloom gibi bir karakter armağan ediyor edebiyata. Gerek bilinç akışının en iyi örneği olması gerekse kullandığı tekniklerle(bir bölümde geçen olayları anlatmak yerine soru cevap olarak ilerletmesi, farklı yüzyıllardaki yazma tekniğini kullanması ki akılıma Tutunamayanlarda yer alan rubailer,nesirler geldi) daha değerli bir hale geliyor Ulysses. Kitaptaki göndermelere; Hristiyanlık tarihi ve ritüelleri, Britanya tarihi, mitoloji, Shakespeare külliyatı.Bu konulara hakim olmadan kitabı okumak hem zorlayıcı hem de kitabın havada kalmasına neden oluyor. Ulysses Sözlüğüyle eş güdümlü okunduğunda kitap daha anlamlı hale geliyor.