1.Bölüm: Su-Varış, 2. Bölüm: Ateş-Çöküş, 3.Bölüm: Toprak Bekleyiş, 4.Bölüm: Hava-Eve Dönüş. İzmir'de Dramatik Yazarlık bölümünde okuyan bir arkadaşımızın tavsiyesiyle aldığım bu başyapıtı bitirmenin mutluluğunu ve hüznünü aynı anda yaşamaktayım. Çünkü yıllardır, bilmeyipte beklediğim ve özlemini duyduğum bir sanat-felsefe romanı ancak böyle şaheser niteliğinde bir roman olabilirdi. Baştan aşağı şiirsel bir dille beraber, olağanüstü tasvirler, yerli yerinde kullanılan leitmotifler, kontrastlar, şiirler ve muazzam bir imgelem gücüyle bitmeyen cümleler…Şunu itiraf etmeliyim ki, Vergilius'un Ölümü aslında hiçbir zaman bitmeyecek bir eser. Ahmet Cemal üstadın, eseri bir nevi kendi yaşamıyla özdeşleştirerek, çevirisini bilinçli bir şekilde kırk yıl kadar upuzun bir süreye yayması da şüphesiz bu düşünceye güzel ve çarpıcı bir örnek teşkil etmekte ki kitabın önsözünde "Bir Çevirinin Hikayesi" başlığı altında, ana hatlarıyla başından geçen olayları , durumları ve romanın kendi yaşamının nasıl parçası haline geldiğini bizlere içtenlikle aktarmış.
Romanda, en genel anlamda İ.Ö 70-19 yılları arasında yaşamış Roma’lı ünlü şair Publius Vergilius Maro’nun yaşamının son gününde kendi sanatını, şiirini ve bu eksende tüm yaşamını ve zamanın değerlerini sorgulaması, 20. yüzyıl , hatta “evrensel manada” günümüz felsefe, sanat, toplum, siyaset gibi olgulara ve yaşamsal değerlere göndermelerle, o dönem ile günümüz yakın tarihinin arasında bir bağ, bir köprü kurularak ele alınmıştır.
Broch, yapıtında felsefeyi, sanatsal boyutlara ulaştırmış ve bunu varoluşçu bir düzlemde en baştan en sona edebi ve şiirsel bir şölene dönüştürmüştür.
Yazar, Zaman kapsamında; yaşam-ölümlülük-ölümsüzlük, Evren,Kainat kapsamında; sonluluk-sonsuzluk-ruhani dünya-maddi dünya, İnanç kapsamında; tanrılar-mitolojik unsurlar-ritüeller-kurban etme, Estetik,Sanat (şiir), Bilgi, Toplum ve Siyaset kapsamında; kölelik-halklar-yığınlar-iktidarlar-ayak takımı olarak tabir edilen sanatçılar güruhu, hakiki sanata giden yol - "güzel" olan şeyin sorgulanması- bilgiye ve hakikate ulaşma ideali, Psikoloji ve Bilinç kapsamında; sıla özlemi-aşk-rüyalar-simgeler-imgelem-sezgi gücü ve Dil sorunsalı gibi evrensel olguları, kimi zaman sarmal kimi zaman hiyerarşik ilişkiler düzeninde, dilin sınırlarını zorlayan, uçlarda ve derinlerde gezinen bir zıtlıklar labirentinde işlemiş, aynı zamanda yazınsal üslupta, deneysel anlamda farklı biçimsel ve tekniksel girişimlerde bulunarak tüm bu unsurları gerçekleştirmeyi başarmıştır.
Bu bakımdan Vergilius’un Ölümü sadece 20. yüzyıl edebiyatının değil tüm zamanların en önemli edebi değerlerinden biridir.