Kitabın her türünü severim ama tarihi aşk romanlarının yeri gerçekten ayrı. Hele ki Hoyt gibi usta bir kalemi okuyorsam. Yine yapmış yapacağını sevgili ve yazar 2 gündür esir etti kendisine. Tamam 2 gün uzun bir süre biliyorum ama tadına vara vara okumayı seviyorum. Elimde ağır olunca böyle oluyor.
Seriyi takip edenlerin bildiği üzere, öldü sanılan ilk kitaptaki Emeline’in erkek kardeşi Reynaud’a gelmişti sıra. Sabırsızla bekliyordum ve beklediğime kesinlikle değdi. Kapağından çevirisine kadar her şeyiyle çok iyiydi. (Çevirmene ayrıyetten bir teşekkürler.) Tabi ki yüzeysel durumlar yetmiyor o yüzden anlatımı da çok iyi olunca bayıldım.
Öldü sanıldığı için akrabasına devredilen unvanını geri almaya çalışırken, yeni kontun yeğeninin cazibesine karşı koyamayan Reynaud’u okumak çok zevkliydi. 7 yıllık esaretten sonra daha karanlık bir ruh beklemiş ve korkmuştum ama hepsi yersiz çıktı. Tamam, yaralı erkekleri severim, olgun oluyorlar çünkü ama sürekli gel-git yaşayanlar hoş olmuyor. Bu ayrıntı da sevmeye teşvik etti.
Belki yapabileceğim tek eleştiri; bazı konuları biraz üstün körü anlatması. Mesela esareti ve kaçışı ya da Beatrice’e aşık olması gibi konuların üstünde biraz daha durabilirdi.
Vee minik ayrıntıları seven biri olarak kitap kapaklarıyla ilgili küçük detay da çok hoşuma gitti.
Daha fazla bir şey demeye gerek yok. Hoyt işte durduğunuz kabahat (: