Vahşi Bir Adam... Kibar Bir Kadın... İmkansız Bir Aşk...
Reynaud St. Aubyn yedi yıl boyunca bir Kızılderili kabilesinin tutsağı olarak yaşar. Unvanını geri almak için evine döndüğündeyse ateşler içinde ve yarı delirmiş haldedir.
Bu vahşi görünümlü adam sahiden de yıllar önce Kızılderililer tarafından öldürüldüğü düşünülen, kontluğun son vârisi midir?
Beatrice Corning tam bir İngiliz soylusudur. Fakat onun da bir sırrı vardır: Hiçbir erkek onu amcasının evinde asılı tablodaki yakışıklı Kont kadar etkilememiştir. Reynaud kontluk unvanını almak için geri döndüğünde onun o vahşi görüntüsünün ardındaki asil ruhu sadece Beatrice görmeyi başarır.
Reynaud da bu güzel hanımefendiden etkilenmektedir fakat Beatrice, unvanını geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazır bu adamı, masumiyetini kaybetmek pahasına ehlîleştirebilecek midir?
"Elizabeth Hoyt hiç şüphesiz tarihî romansların en usta isimlerinden."
-Nanette Donahue, Historical Novels Review-
"Hoyt, seriyi okurlarının kendisinden beklediği gibi güçlü, yoğun duygularla ve peri masallarıyla harmanlayarak sonlandırıyor." -Review-
"Hoyt'un öykülerinde insanı aşkın büyüsüne inandıran bir sihir var."
-Romantic Times-
"Elizabeth Hoyt yetenek, incelik ve önü alınmaz tutkusuyla harika bir yazar."
-Julianne MacLean-
"Hoyt, ilginç karakterleri, heyecanlı hikâyeleri ve zekice yazılmış diyaloglarıyla yaptığı işin hakkını veriyor."
-Publishers Weekly-
"Ateşli mi ateşli bir macera!"
Connie Brockway, USA Today çoksatan yazarı-
"Reynaud ve Beatrice'in ilişkisi oldukça ateşli. Elizabeth Hoyt, efsanesini tarihî gerçekleri kurgu ve gizemle harmanlayarak bitiriyor."
-Kay Quintin, FreshFiction.com-
"Her zamanki gibi en iyisi en sona bırakılmış."
-Detra Fitch, Huntress Reviews-
Vahşi Bir Adam... Kibar Bir Kadın... İmkansız Bir Aşk...
Reynaud St. Aubyn yedi yıl boyunca bir Kızılderili kabilesinin tutsağı olarak yaşar. Unvanını geri almak için evine döndüğündeyse ateşler içinde ve yarı delirmiş haldedir.
Bu vahşi görünümlü adam sahiden de yıllar önce Kızılderililer tarafından öldürüldüğü düşünülen, kontluğun son vârisi midir?
Beatrice Corning tam bir İngiliz soylusudur. Fakat onun da bir sırrı vardır: Hiçbir erkek onu amcasının evinde asılı tablodaki yakışıklı Kont kadar etkilememiştir. Reynaud kontluk unvanını almak için geri döndüğünde onun o vahşi görüntüsünün ardındaki asil ruhu sadece Beatrice görmeyi başarır.
Reynaud da bu güzel hanımefendiden etkilenmektedir fakat Beatrice, unvanını geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazır bu adamı, masumiyetini kaybetmek pahasına ehlîleştirebilecek midir?
"Elizabeth Hoyt hiç şüphesiz tarihî romansların en usta isimlerinden."
-Nanette Donahue, Historical Novels Review-
"Hoyt, seriyi okurlarının kendisinden beklediği gibi güçlü, yoğun duygularla ve peri masallarıyla harmanlayarak sonlandırıyor." -Review-
"Hoyt'un öykülerinde insanı aşkın büyüsüne inandıran bir sihir var."
-Romantic Times-
"Elizabeth Hoyt yetenek, incelik ve önü alınmaz tutkusuyla harika bir yazar."
-Julianne MacLean-
"Hoyt, ilginç karakterleri, heyecanlı hikâyeleri ve zekice yazılmış diyaloglarıyla yaptığı işin hakkını veriyor."
-Publishers Weekly-
"Ateşli mi ateşli bir m... tümünü göster
Arka kapak anlatımı ve kapak resmi beni cezbetmişti. Ayrıca yazarın adı tek başına okuma sebebi ama duygudan yoksun, anlatımı soğuk bir içerikle karşılaştım. Serinin son kitabı, bundan dolayı ve serinin ilk kitabından beri devam eden haini bulma çabalarının sonucu için okunabilir.
Bu da Elizabeth Hoyt ' un her kitabı gibi güzeldi ama nedense beni diğerleri kadar sarmadı. Kitap bir an önce bitirilmek için yazılmış gibiydi sanki. İkili arasındaki duygu yoğunluğunu pek hissedemedim, açıkçası daha fazla duygusallık beklerdim . Bu yönden biraz savruktu fakat beklentilerinizi fazla yüksek tutmazsanız güzel bir kitaptı :)
Bana göre Elizabeth'in en güzel romanı Yabani Aşık'tı. Beatrice ve Reynaud'un kendileri kadar ikili arasındaki çekime hayran kalmamak elde değil.
Belki Reynaud'un dönüşünden sonra ailesinin tepkisi biraz daha üzüntülü olabilirdi ancak bu pürüz o kadar dikkat çeken bir durum değil.
reggie amcayı çok sevdim :D ve reynaud ahh reynaud ilk kitapta öldüğüne bayağı bir üzülmüştüm ama yaşaması beni çok mutlu etti diyeyim ne diyeyim başka :D kesinlikle okunduğunda pişman olunmayan bir kitap
Kitabın her türünü severim ama tarihi aşk romanlarının yeri gerçekten ayrı. Hele ki Hoyt gibi usta bir kalemi okuyorsam. Yine yapmış yapacağını sevgili ve yazar 2 gündür esir etti kendisine. Tamam 2 gün uzun bir süre biliyorum ama tadına vara vara okumayı seviyorum. Elimde ağır olunca böyle oluyor.
Seriyi takip edenlerin bildiği üzere, öldü sanılan ilk kitaptaki Emeline’in erkek kardeşi Reynaud’a gelmişti sıra. Sabırsızla bekliyordum ve beklediğime kesinlikle değdi. Kapağından çevirisine kadar her şeyiyle çok iyiydi. (Çevirmene ayrıyetten bir teşekkürler.) Tabi ki yüzeysel durumlar yetmiyor o yüzden anlatımı da çok iyi olunca bayıldım.
Öldü sanıldığı için akrabasına devredilen unvanını geri almaya çalışırken, yeni kontun yeğeninin cazibesine karşı koyamayan Reynaud’u okumak çok zevkliydi. 7 yıllık esaretten sonra daha karanlık bir ruh beklemiş ve korkmuştum ama hepsi yersiz çıktı. Tamam, yaralı erkekleri severim, olgun oluyorlar çünkü ama sürekli gel-git yaşayanlar hoş olmuyor. Bu ayrıntı da sevmeye teşvik etti.
Belki yapabileceğim tek eleştiri; bazı konuları biraz üstün körü anlatması. Mesela esareti ve kaçışı ya da Beatrice’e aşık olması gibi konuların üstünde biraz daha durabilirdi.
Vee minik ayrıntıları seven biri olarak kitap kapaklarıyla ilgili küçük detay da çok hoşuma gitti.
Daha fazla bir şey demeye gerek yok. Hoyt işte durduğunuz kabahat (:
Legend of the Four Soldiers Serisinin 4. ve son kitabı Yabani Aşık orjinal adı To Desire a Devil ile .Seri bitmiş oldu.Ülkemizde yayınlanan tüm serilerin darısı başına diyorum..Çünkü senelerce süren bekleyişler hiç hoş olmasa gerek..Serinin ilk üç kitabını çeviren Seden Gürel yerini Gizem Onat'a bırakmıştı bu sefer.Çeviride beni rahatsız eden bir şey yoktu..Kitabı okurken rahatsızlık duymadım şunu anlamadım diye geri dönüş yapmadım..Bence gerek kapak gerek edit,gerek çeviri ile başarılı bir kitap idi..Bu seride beni rahatsız eden ilk kitap Günahkar Aşık'taki kapak bunu her zaman da yazacağım..Umarım bu kitabın ikinci baskısı olursa bu korkunç kapağı değiştirirler...
Seriyi genel olarak değerlendirirsem, bu serinin çok daha iyi olmasını beklerdim ki bence yazar bu seri ile kendini tekrar etmiş ...Hani Monica Mccarty'nin kitaplarını okurken dikkatimi çeken şey her kitabın diğerinden iyi olduğunu yazarın kaleminin büyülü olduğunu düşünüyorum..Elizabeth Hoyt'un Aslerler serisinde bunu bulamadım sadece Seni Kalbime Yazdım serinin en güzel kitabıydı o bence tüm seriye değerdi..
Seriyi vasat bulmam yazarı sevmediğim anlamına gelmiyor tabii ki.. Elizabeth Hoyt benim için üst seviyelerdeki bir yazardır..Onun anlatımını çok seviyorum..Takip edeceğim bir yazar olacak...
Kısaca konusuna gelirsek:
Spiner Falls'taki baskında yaralanan askerlerin hikayesi olan bu seri Yabani Aşık ile bitmiş oldu...İlk hikaye Günahkar Aşık'tan itibaren Spinner Haslls'teki Baskının da yer alan hainin izi bulunulmaya çalışılıyordu..Tam yaklaştık derkenkahramanlarımız hep elleri elleri boş dönüyorlardı..Ve son serüvenimiz Yabani Aşık'ta hain yakalanıyordu.Bu hain de baştan beri benim şüphelilerimin arasında idi..Yabani Aşık başlarda bana biraz durağan geldi fakat sonradan açıldı..Bu hikayede ölü bilinen Reynaud St.Aubyn tam yedi yıl sonra evine unvanını geri almak için geri gelmişti..Hem de nasıl geliş bir bomba gibi giriş yaparak yüksek ateşli ve delirmiş bir şekilde..
Öldüğü farzedilen Reynaud'un ünvanı Blanchard Kontluğu ise Beatrice Corning'in pinti amcası Reggie'niye devredilmişti....
Reynaud ünvanını ondan geri alacaktı..Fakat esir düştüğü kızı derilerden yedi yılda kurtulmaya çalışmak yaşadıkları onu hem çok katılaştırmış hem de deyim yerinde ise katılaştırmıştı...
Beatrice amcasının yanında anne ve babasını kaybettikten sonra birlikte yaşamaya başlamıştı..Amcası ile huzurlu yaşantısı vardı taa ki Reynaud'un yaşamlarına girmesine kadar..Reynaud'un vahşi ruhunun ardında ki gerçek kişiliğini de fark etmesi uzun sürmemişti..Evlerine perişan halde gelen bu sabık kontun eski resimine amcasının yanında kalmaya başladığından beri seyrediyordu ve şimdiye kadar hiç bir erkek onu bu tablodaki erkeğin etkilediği kadar etkilememişti...
Reynaud'da ,Beatrice'den anlaşılmaz bir şekilde etkileniyor du..Zaman geçtikçe aralarında ki çekim dahada belirginleşiyor idi...Reynaud esirlik günleri ile ilgili hatırlamak istemediği anılarını Beatrice'ye kendine şaşırarak anlatıyordu..
Fakat onun geri dönmesini istemeyen ve rahatsız olanlar vardı..Geldikten kısa bir süre sonra saldırıya uğraması da gecikmedi..Bu saldırıları kim düzenletti ise onun dönüşünden hiç memnun olmadığı ve yaşamasını istemediği de ortada idi..
Serinin son macerasında serinin önceki kahramanları da vardı; ilk kitaptan Samuel Hartley ve Leydi Emeline ikinci kitaptan Lord Vale ve Leydi Melisande ve favori kitabımdan Sir Aliastir Munroe ve Helen Fitzwilliam'da vardı..Leydi Emeline Reynaud'un kız kardeşi idi ve hamile idi tıpkı Melisande gibi Lord Vale ile birlikte onlarda bebek bekliyorlardı..
Kısaca beğendiğim ama tekrar okumayacağım bir kitap oldu..Ama bence yinede bu kitabı Hoyt'severler büyük bir zevk ile okuyacaklarından eminim..Keyifli okumalar..
Legend of the Four Soldiers Serisi
1. To Taste Temptation (2008) Günahkar Aşık
2. To Seduce a Sinner (2008) Bana Aşkını Söyle
3. To Beguile a Beast (2009) Seni Kalbime Yazdım
4. To Desire a Devil (2009) Yabani Aşık
serinin en güzeliydi....baştan sona serinin diğer kitaplarından aldığımdan daha büyük bir keyif alarak okudum...
Merakla beklediğimiz serinin son kitabı. Gerçek suçluyu tahmin etsek de nedenini anlayamamıştık... Ama ben bir kişi için daha adil bir son isterdim açıkcası...
Kitabın zayıf yanlarından birisi duygu aktarımı. İlk kitapta kardeşini kaybettiği için perişan olan kadının, bu kitapta sağ olan kardeşi ile bir araya geldiği an örneğin. Ya da teyzesi ile. Aradan 7 sene geçmiş. Sanki yeni ayrılmışlar gibi davranıyorlar.
Çeviride tek şikayetim akrabalık ilişkilerinin bizim dilimize uyarlanmaları ile ilgili. İngiliz dilinde kayınbirader ve enişte, amca ve dayı, teyze ve hala, elti ve görümce aynı sözcüklerle ifade edilebilir. Fakat dilimizde farklı akrabalık ilişkilerini gösteren bu sözcükleri yanlış kullanırsanız çevirdiğiniz kitabı içselleştirmeden çevirmiş oluyorsunuz ve bu okunurken hissediliyor.
Son olarak kitabın tanıtım filminin youtube linkini vereyim. Erkek oyuncu Brett Davis.
http://youtu.be/SncV_jAB_UE
Yedi yıldır kayıp olan ve öldü sanılan Reynaud St. Aubyn aniden ortaya çıkar. Yokluğunda Blanchard Kontluğunu Beatrice Corning'in amcası Reggie miras almıştır. Reynaud aylarca yolculuk etmiştir. Yolun büyük kısmında yayan, parasız, dostsuz ve itibarsızdı. Son haftalarda ateşten kıvranmış ama hedefe çok yaklaştığından vazgeçmemiştir. Nihayet artık evindedir unvanını geri almaya kararlıdır. Düştüğü esarette yaşadıkları onu fazlasıyla katılaştırmıştır. Unvanını almak için savaşırken ailesi ölünce amcası ile yaşamaya başlayan Beatrice ile daha da yakınlaşır.
Beatrice'nin son derece sıkıcı çay partisinde aniden uzun saçlı, sakallı, küpeli, yüzü dövmeli, belinde kocaman kılıcı olan Reynaud ortaya çıkınca büyük bir karmaşaya sebep olur.
Beatrice düşüp bayılan Reynaud'un gerçek kişiliğini hemen fark eder. Zaten oraya gittiğinden beri kontun resmi kendisini çok etkilemiştir. Her sıkıldığında, ihtiyacı olduğunda kendini hep portrenin önünde bulmuştur. Reynaud aniden belirince de hayatı tamamen değişir.
Onun yanlarında kalmasını sağlar. Amcası ise tabi ki bu durumdan şikayetçidir gerçek kimliği kanıtlanırsa her şeyini kaybedecektir. Birde Reynaud'un ani dönüşü bazılarını rahatsız eder ve saldırılar gecikmez. Böylece ikili büyük bir maceraya adım atar.
Spiner Falls'taki baskında yaralanan askerlerin hikayesini anlatan serinin son kitabında nihayet hainde yakalanıyor.
Önce ki kitapların kahramanları da vardı. İlk kitaptan Samuel Hartley ve Emeline'den bebek haberi var. İkinci kitaptan Lord Vale ve Melisande ikilisi de bebek bekliyor. Hepsinden haber almış olduk.
Yazar en sevdiğim ne yazarsa okurum dediğim yazarlardan. Her kitabını keyifle okurum bu kitapta akıcı ve güzeldi beğendim.
Reynaud'un vahşiliğinin katılığının Beatrice nin aşkıyla yok olması çok güzeldi. Ayrıca Reynaud'un yüzündeki dövmesi ve küpesi de harikaydı onu daha çok sevmemi sağladı. En çok sevdiğim yerlerden biride Reynaud'un bir daha kimsenin esareti altına girmeyeceğini söylemesine rağmen Beatrice için esareti bile göze almasıydı çok etkileyiciydi. Beatrice'nin 5 yıl boyunca Reynaud'un portresine aşık olması onunla konuşması da çok etkileyiciydi. Beni şaşırtan Reynaud döndükten sonra akrabalarının çokta sevinmiş görünmemesiydi. Yıllar sonra kavuşmanın verdiği mutluluğu göremedim. Reynaud'un sürekli benimsin deyip sahiplenmesi çok güzeldi. Beğendim.
Karton Cilt, 352 sayfa
2013 tarihinde, Pegasus tarafından yayınlandı