Mişima 'yaz ortasında ölüm'(bu öykü kitaba ismini de vermiş) adlı öyküsünde iki çocuğunu kaybeden bir annenin yas ve daha sonraki sürecini çarpıcı betimlemlerle anlatırken annenin yaşadığı çatışmaları da dahiyane bi şekilde ortaya koyar..ve öykünün en etkileyici kısımlarından biri saydığım annenin(Tomoko) şu düşünceleriydi:
Öylesine büyük bir acıyı yaşadığı halde,bir yandan aklını yitirememenin,öte yandan aklı başında kalabilmenin çaresizliği(...) Tüm bunları Tomoko bir yumak halinde tatmıştı.İnsanı çılgınlığa sürükleyip ölümüne yol açacak bir olayın daha ne kadar ağır olması gerkiyordu?Yoksa çılgınlık özel bir ilahi alana aitti de ,insanoğlu asla gerçekten çıldıramıyor muydu acaba?