Yukio Mişima, XX. yüzyıl Japon edebiyatının hırçın çocuğuydu. Nobel Ödülü adayları arasında sık sık adı geçtiği halde aşırı milliyetçi, narsist, anti-humanist nitelemeleriyle suçlandı. Ancak bu eleştirilerin temelinde, yazarın gereğince anlaşılamamış olması vardır. Mişima, İkinci Dünya Savaşında Japonya'nın yaşadığı dramatik yıkım sırasında yitip giden bir kuşağın haykıran sesidir. Yazarın yaşamı, bu kayıp kuşağın kendini yeniden keşfetmesinin öyküsüdür.
Mişima, Japon savaşçı sınıfının hiçlike dayalı felsefesi ile yazarlığını ustalıkla birleştirir. 25 Kasım 1970 günü canlı yayın yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle karnını deşerek intihar etmesi de, aynı zamanda usta bir oyun yazarı olan Mişima'nın yaşamını canlı sahne performansı ile sonlandırdığı şeklinde değerlendirilebilir.
Yukio Mişima, XX. yüzyıl Japon edebiyatının hırçın çocuğuydu. Nobel Ödülü adayları arasında sık sık adı geçtiği halde aşırı milliyetçi, narsist, anti-humanist nitelemeleriyle suçlandı. Ancak bu eleştirilerin temelinde, yazarın gereğince anlaşılamamış olması vardır. Mişima, İkinci Dünya Savaşında Japonya'nın yaşadığı dramatik yıkım sırasında yitip giden bir kuşağın haykıran sesidir. Yazarın yaşamı, bu kayıp kuşağın kendini yeniden keşfetmesinin öyküsüdür.
Mişima, Japon savaşçı sınıfının hiçlike dayalı felsefesi ile yazarlığını ustalıkla birleştirir. 25 Kasım 1970 günü canlı yayın yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle karnını deşerek intihar etmesi de, aynı zamanda usta bir oyun yazarı olan Mişima'nın yaşamını canlı sahne performansı ile sonlandırdığı şeklinde değerlendirilebilir.
Mişima 'yaz ortasında ölüm'(bu öykü kitaba ismini de vermiş) adlı öyküsünde iki çocuğunu kaybeden bir annenin yas ve daha sonraki sürecini çarpıcı betimlemlerle anlatırken annenin yaşadığı çatışmaları da dahiyane bi şekilde ortaya koyar..ve öykünün en etkileyici kısımlarından biri saydığım annenin(Tomoko) şu düşünceleriydi:
Öylesine büyük bir acıyı yaşadığı halde,bir yandan aklını yitirememenin,öte yandan aklı başında kalabilmenin çaresizliği(...) Tüm bunları Tomoko bir yumak halinde tatmıştı.İnsanı çılgınlığa sürükleyip ölümüne yol açacak bir olayın daha ne kadar ağır olması gerkiyordu?Yoksa çılgınlık özel bir ilahi alana aitti de ,insanoğlu asla gerçekten çıldıramıyor muydu acaba?
Özellikle kitaba adını veren "Yaz Ortasında Ölüm" adlı öykü çok güzeldi
Yazarına kıymet verdiğim için okudum ama beni çok etkileyen bir okuma olmadı.
Ciltsiz, 256 sayfa
2011 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı