Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
"mesele kendi fikirlerini oluşturabilecek okumaları yapmaktır" uguresma7..çok güzel bir yorum..çok kitap okuyarak kendi fikirlerimizi oluşturabilmek ve basmakalıp bilgiden ve diyaloglardan uzaklaşabilmek temennisiyle..
Kanaatimce her kitap bir tabu yıkar..Aslında kitap okumak bir nevi Öz fikirlerimize yolculuktur..
asau adlı vikitap site kullanıcısı ile aynı fikirdeyim fakat aynı duyguları paylaşmıyorum..Düzgün bir türkçeyle yazı yazıp ve en basiti evet kelimesinden sonra virgülün geldiğini bilip de "bende pek kitap okumazdım, yine okuduğum söylenemez" yazmayı ve kitap sitesine üye olmayı çelişkili ve gayri samimi buluyorum.
Konumuza dönersek şayet yazımı hepimizin düstur edinmesi gerektiğine inandığım şu cümleyle bitirmek istiyorum : "Kitap okumak için tüm imkanlarımızı seferber etmeliyiz"
Schopenhauer, yazma ile okumayı kıyaslamış ama ben ona katılmıyorum; yazma işinde sembolleri öğreniyoruz ne yazmamız gerektiğini değil.
Her ilk öğreniş taklitle olur. İnsanı diğer canlılardan ayıran bundan sonraki kısım yani özgücülüktür. Belki onun ve sizinde anlatmaya çalıştığınız henüz o aşamaya gelememiş bireylerdir, ama bunun bireyler için bir durak olduğunu düşünüyorum sadece. Okuma eylemi devam ettikçe, gelişim de devam edecektir. Bir ağacın büyüdükçe dallanıp budaklanması gibi.
Nasıl ki ilkokula yeni başlayan en normal seviyede ki bir öğrenci, birinci sınıftan sonra kendi düşüncelerini yazmak için çırpınır durur, buna aracı eden sembolleri öğrendiği için kendini kelebekler kadar özgür addeder işte okuma serüveni de devam eden her okuyucu bir o kadar özgürdür. Kimin ne düşüneceğine bir başkası karar veremez, yöntemini öğretir belki ama onun düşüncesini nelerin beslediğini bilemediği için tam anlamaıyla şırınga benzetmesi yapamayız. Çağrışım diye bir şey var. Bir kelimenin sizde uyandırdığı çağrışım ile bende uyandırdığı çağrışım bambaşkadır. Siz duyduğunuz kelimenin sizin için ifade ettiği şeyleri bir kağıda yazsanız bende aynısını yapsam kuşkusuz bambaşka şeyler çıkar ortaya. Sebebi aynı yollardan ( yoldan kastım, düşünce sistemidir) geçsek bile farklı şeylere dikkat etmiş olmamızdır.
Okumayı bölünerek çoğalmaya benzetirim ben. Her bölünen kendi öz kaynaklarının da yardımı ile farklı bir nesne çıkartır ortaya. Kuşkusuz bu nesnelerin herkeste ortak olan, göz, ağız, burun gibi benzer yanları vardır ancak garip şekilde birbirinin aynısı da değildir.
@uguresma7
o zaman artık kitapları okuyup iyice tahlil edip beynimize öyle enjekte etmeliyiz :)) yorum için teşekkürlerrr
ben olaya farklı bir bakış açısı kazandırmak niyetiyle yaklaştım.yukarıda da değindiğim üzere bu alıntı arthur schopenhaour'dandır ve kendisi de sayısız kitap okumuştur.onun da anlatmaya çalıştığı ve benim de ifade ettiğim gibi kişiyi kendi başına düşünmekten alıkoyan ve sürekli ve durmadan yapılan okuma zararlıdır ve zihin kıvraklığını köreltir.
not:amacım yanlış anlaşılmak ve gerçekten duyarlı insanlara birkaç kelam etmekti.sanırım başarılı oldum.saygılar, sevgiler...
@uguresma7
Bu durumda sizin yazdığız ilk yorum biraz yanlış anlaşılıyor
@pamukprenses
bir bakıma evet.eğer okuduklarımızı şırıngaya doldurduktan sonra tahlil etmeden iğneyi direk enjekte ediyorsanız olacaklar yukarıdaki yorumumda olduğu gibi olacaktır.tabiki okuyup okumamak veya nasıl okuyacağına karar vermek sizin elinizde.
@uguresma7
Yani kitap okurken başkalarının düşüncelerine ortak oluyoruz ve onun düşüncelerini beynimize enjekte ediyoruz hımm iyiymiş :)) öyleyse kitap okumayalım artık :))
@ahmet_coskunn
çok kitap okuyup zihnini çok iyi kullanan bir sürü insan vardır ve bütün bu insanlar ne okumaları gerektiğini tahlil edip emin ve isabetli adımlarla hareket edenlerdir.bu insanlar, sadece kitabı okuyup kapağını kapatınca "ohh ne güzel.bir kitap daha bitirdim.hemen yenisine başlamalıyım.kitap okumak ne kadar güzel." deyip okumalarını sorgulamayan insanlardan fersah fersah uzaktırlar.
ayrıca şunu iddia etmek de imkansız; ne kadar az okursam o kadar zeki olurum.mesele kendi fikirlerini oluşturabilecek okumaları yapmaktır.saygılar...
@uguresma7 siz felsefi olarak ele almışsınız. Çok kitap okuyup, zihnini de çok iyi kullanan bir sürü insan vardır. Bunun en güzel örneği de Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk çok okuyan bir kişiliktir. Yaptığı devrimlerden de bu anlaşılmaktadır. Söylediklerinize katılmıyorum.