Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Her zaman söylediğimi tekrar edeceğim, Destek yayınevi gibi işin sadece ticaretinde olan kuruluşların biraz fazla açık konuşacağım ama Ahmet Batman gibi facebook muhabbetleri yapan adamları basması ve satması ülke edebiyatına çok büyük bir kazıktır. Evet kitabın her türlüsü televizyon gibi aptal bir makineye fazlasıyla kafi gelir ancak, daha ciddi eserler de okuyabilirsiniz. Özellikle yeni dönem çok renkli eğlenceli yapıtlar var. Pucca okumak yerine, Ahmet Batman okumak yerine neden Emrah Serbes, Alper Canıgüz, okumayalım, neden İngvar okumayalım. Hem edebi değeri olan hem de oldukça eğlenceli yapıtları var.
Ek olarak söyleyeceğim şey şu olur, popülizm ile edebiyat aynı yerde asla olmaz. Çok popüler olandan uzak durulması gerektiğine kanaat ederim her zaman. İsmet Özel'in baskı yapamadığı, Onu Ünlü'nün ilk kitabı itibarıyla şiiri bıraktığı bir ülkede Kahraman Tazeoğlu yüzbinlerce kitap satar ve bu da bahsettiğim hususu çok net koyar ortaya. Kaçımız Harun Atak'ı duyduk, kaçımız Alper Gencer okuyoruz, kaçımız daha ilk kitabıyla Amerikadaki türk edebiyatı oluşumları ayağa kaldıran Kazım Baran Yılmaz'dan haberdarız.
Okuma zevki ve alışkanlığını yaklaşık yirmi yıl önce daha ziyade klasik romanları okuyarak edindim. Çünkü o zaman bu alışkanlığa sahip insanların önerisi bu yöndeydi. Son on-onbeş yıla baktığımızda bu yolla okuma alışkanlığı edenlerin saysı oldukça az. Doğan ve Epsilon gibi yayınevlerinin reklam ile kolay tüketilebilir eserler yayınlayıp pazarlaması. Altın, Remzi ve İnkılap gibi köklü yayınevlerinin de onlara eşlik etmesi, 'popüler kitap' dediğimiz (ben 'kaçış edebiyatı' diyorum) daha ziyade polisiye ve aşk romanlarından oluşan büyük bir piyasa yaratıldı. Belki bu kolay tüketilebilir eserler okuma hızını arttırdığı, hoş vakit geçirttiği, kişiyi günlük sorunlardan ve özellikle kendinden uzaklaştırdığı için hoş görenler var ama ben aynı fikirde değilim. Ben okura bir etkisi olmayan kaçış edebiyatının 'iyi bir okur' olmanın önünde engel olduğunu düşünüyorum...
bir dostoyevski bir tolstoy bir halide edip bir victor hugo okuyupta bundan zevk alan bi insanın kahraman tazeoğlu elif şafak mehmetcoşkundeniz ahmet batman okuyup zevk alabilmesini aklım kesmiyor benim :/
tamam zevk meselesi tercij-h meselesi buna bi lafım yok olmazda zaten ama bilmiyorum belki başlangıç için mesela ben küçük kardeşime kitap okumayı sevmesi için bu tarz gerek konu gerek yazım gerek konu gerekse kaliteden yoksun kitaplar alıyorum. alıyordum. bi süre sonra oda okumak istemedi asıl edebiyet denince kitap denince akla gelen kitapları okumaya başladı..
popüler edebiyat evet var.. keşke olmasaydı.. kaliteli bi tane yazar yok yenilerden.. :/
Popüler edebiyat elbette vardır, her zaman vardı, olmaya da devam edecektir.
Tıpkı sinema sektöründe olduğu gibi, ya da genel anlamıyla sanat.
Popüler olmasının sebebi kitap basımının da bir sektör tarafından gerçekleştirilmesi.
Bazen, bir kitabı niye okuduğunuzu sorgulayan insanlar birkaç sene sonra o kitabın filmi çıktığında süper kitapmış diye yorum yapabilirler.
Popüler kitap, belli kitleler için hazırlanmış ve vitrine konan yazarlar ile onların yine bu kitleye uyumlu konu, kapak ve kitap isimleriyle bütünleşir. İmza günleri vsler...
Okumuş olmak için okuyan büyük bir kitle var. Kimse inkar edemez bunu. Demiyorum ki popüler kitapları okuduğunuzda siz de onlardan birisiniz.
Ama şu bir gerçek ki: POPÜLER KİTAPLAR GERÇEK OKURDA BİR YABANCILAŞMA OLUŞTURUR.
Çünkü neyi kimi okuduğunu bilen kişi, kendisine reklamla ya da yöneltme ile bir şeylerin okutulmasından hoşlanmaz.
Şu da var ki, yeni okuma alışkanlığı kazanan kişiler için (özellikle ilk gençlik çağındakiler) popüler edebiyatın yadsınamaz bir yeri vardır. Ama bu bir başlangıç noktasıdır. Sürekli kendisine sunulanı ayırt etmeksizin okuyan kişinin bilinçli okur olma yolunda daireler çizerek hedefi ıskalayacağını düşünüyorum.
Tercihim, popüler kitapların zaman tarafından elenmesini beklemek yönünde. O kitaplar yıllar sonra da raflarda kalabiliyorsa bir göz atmakta fayda olabilir. Onun dışında bilinçli okurun popüler edebiyat yönlendirmesine ihtiyacı olacağını zannetmiyorum.
Kitap okuma edimi, okur için gerçekten zaman, bütçe ve emek talep eden bir mesele. Neden bunu popüler edebiyata feda edelim ki, okunacak nice kıymetli eserler varken.
Edebiyat ile popülizm yan yana gelemiyeceği gibi, edebiyat ile zorlama da yan yana gelmemesi gerek.
Yani demek istediğim neden o kitapları okumak istediğini belirtmişsin zaten; kafanı dağıtmak ve "boş" zaman geçirmek. Bu kitaplarda senin amacına hizmet ediyorsa bence sıkıntı yok.
Benim asıl itiraz ettiğim; "edebi eser" okumalıyım diyerek , zorla, nefret ede ede bu güzel kitapları okumak. Bu çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkarır.
Ruh halin hangi kitapları okumayı istiyorsa sadece onları oku. Kimsenin düşüncesini de umursama, sadece kendin için oku
Yakın dönem edebiyatını ve günümüz edebiyatını bilinen isimler ve artık kendisini kanıtlamış adlardan daha çok inceliyorum. Zaten bir kapıdan girince karşınıza yepyeni koridorlar odalar çıkıyor. Özellikle şu son iki yılda genç ve büyük işler yapan çok isimle karşılaştım. Şuna adınız gibi emin olabilirsiniz ilgi alanım şiir olduğu için onun üzerinden konuşayım Avrupa edebiyatına çok çok iyi durumdayız. Sadece doksan yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca dünya literatürüne girebilecek en az on şairimiz var. İkinci Yeni edebiyatının açtığı yoldan giden ve onu yücelten çok ciddi şairlerimiz var bugün edebiyat yapan.
Günümüzde artık öldü denilen öykü ve hikayemizde son dönemde özellikle canlandı. Kısa hikaye tarzında çok başarılı işler yapılıyor. Mesela hepsinizin gördüğü bir gerçek var, şiir, öykü ve hikaye görsel medyada yer almaya başladı. Diziler yapılıyor, filmler çekiliyor. Amerikan ve hollywood mantığı hakim olmaya başladı. Neden dünyanın en iyi filmleri oralardan çıkıyor, çünkü edebiyattan besleniyorlar. Kitapları senaryolaştırıyorlar. Artık bunu bizde yapmaya başladık.
Söylenecek daha çok şey var üzerine ama kısaca günümüz edebiyatı çok kötü demek gerçekten büyük haksızlık olur. Sadece arayıp bulmak üşüyor bize. Unutulmamalı ki her yazarımız bilbordlarda reklam yapabilecek maddi olanaklara sahip değil.:)
arkadaşların birçoğuna katılmakla birlikte kitap okuma alışkanlığını son iki senedir kazanmış biri olarak popüler edebiyat kitaplarının okuma alışkanlığını kazandırma adına önemli olduğunu düşünüyorum.Çünkü ben de bu kitaplarla kitap okumayı sevdim .Önceleri amacım sadece macera,heyecan gizem vs. iken sonraları madem okuyorum daha kaliteli şeyleri okumalıyım diyerek daha seçici olmaya başladım. İnsanın okuma çizgisi zamanla yaşın ve konumunun da değişmesi ile rayına oturuyor zaten....
ticari kaygısı olan kitaplar okumam. okuduklarımın beni bilşsel,duygusal,düşünsel,tinsel olarak etkileyebilecek şeyler okurum. o kitapların insanın ruhuna pek fazla şey katacağını (popüler edebiyat) zannetmiyorum.
Sevgili Palermo söylediklerimin zorlama ile bir ilgisi yok. Nafile olan ile faydalı olan arasındaki farka değindim orada. Bir oturup Ahmet Batman'nın geçen gün tesadüfen gördüğüm ve gerçekten kitabında yer aldığını hayretler içinde öğrendiğim facebook da erkeklerin kızların fotoğrafları altına yazdığı muhteşem yorumları muhabbeti içerikli yazısını okumak var, bir de örneğim Bahadır Cüneyt Yalçın'ın Kısa Cümlenin Tarihi adlı kısa hikayesini okumak var. Edebi anlamda hiçbir değeri olmayan, hiçbir katkısı olmayan bir şeyi okumak zaman kaybından başka nedir. Her hangi bir şeyin hem faydalısı hem zararlısı varsa ve ifa iki şekilde de aynı ise neden faydalı olanı tercih etmeyelim.
Bahsettiğim yazıları yanyana koyar ve karşılaştırırsanız söylediğim daha da netleşir. Maksat bir şeyler okurken gülmek ve zaman geçirmekse mizah eserleri, karikatürler var.
İyi olanla kötü olanı ayırt etmemek sizce de iyiye yapılan büyük bir haksızlık sayılmaz mı? Bir okur olarak edebiyatı ve kitabı yüceltmesi gereken bizler değil miyiz. Bunu tercihlerimiz sağlamaz mı? Öldüğünde ah vah ettiğimiz Ahmet Erhan'ları satın alıp okumak yerine Kahraman Tazeoğlu'nun pop starı gibi ortada dolanmasını sağlamak bizim sanata ve edebiyata verdiğimiz önem hususunda sizleri de kaygıya düşürmüyor mu? Kötü olanı şah yaparken iyiyi öldürmek değil de nedir bu? Saygılar, sevgiler..