Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
@emel elif konuyu güzel bir şekilde açıklamışsınız. :D
Tartışmanın tamamını okumadım ama konu '' şöyle kitapları neden okuyorsunuz ki zaten? ''e kadar gittiyse durum gerçekten vahim. "bulvar gazetelerinden hallice, fırça darbeli, gri tonlu" diye tabir ettiğiniz kitapları ben de okumuyorum ama okuyanlara da karışacak, '' neden bunları okuyorsunuz? '' diye soracak cüreti bulamıyorum kendimde. Bu soruyu soran okurun kitaplığına baksam eminim içinde benim asla okumayacağım bir sürü kitap vardır.
Gerçekten herkes oturup Dostoyevski okumak, Tolstoy'a ölüp bitmek zorunda değil. Okuyup anlamak zorunda da değil. işte bu '' bu kitabı nasıl beğenmezsin?? '' diye soranlar yüzünden okumamış, okusa da anlamamış ama her yerde '' Oğuz Atay süper yeaaa, Tutunamayanlar bir başka dostum '' diye gezinen tiplerle doldu. Herkes seçkin bir kitap okuru olmak zorunda da değil.
Oldu olacak Barış Manço'nun Adam Olacak Çocuk programındaki gibi her kitaba '' 10 puan ! 10 puan! 10 puan! '' deyip geçelim.
@prettyelmayra Demissiniz ki bu kitaplari neden okuyorsunuz? Kitabi kitap olarak adlandirmamiz icin gereken kriterler nelerdir oncelikle? Bu kitaplar cok satanlar listesinin genellikle zirvelerinde yer aliyor. Kitap midir? Evet. Edebi degeri var midir? Bence hayir, baskalari belki tartisabilir. Cok satanlar listesine giren kitaplari neden okudugumu sormussunuz? Genel begeniye hitap eden kitaplari okuyorum, Neymis bu diye. Genel begeni kotu mudur?
Edebiyat dunyasinda kendini kanitlamis bir kitap icin de benzer bir genelleme yapmiyor muyuz? Firca darbeleri bir kesime hitap ediyor, Anna Karenina ise baska bir kesime. Kisisel olarak bakildiginda, eger kisi Anna Karenina'da daha az keyif duymussa ,sirf klasik olmasi Anna Karenina'yi daha degerli yapmiyor. Ancak kilit sozcuk `kisisel` Elbette biri yuzlerce yil sonra dahi hatirlanacak, digeri ise supheli.
Sahsen begeni kisinin ufku ve bilgisi ile alakali. Godot'yu beklerlerken sikintidan olmus,Ulysses de sayfalarca ciriinip bir sey anlamamis, Foucault Sarkacı'nda ise arkasindakibilgilerde kaybolup gitiim. Kapasitem yeterli olsaydi cok daha severdim elbette. Ancak `kisisel` kelimesi onemli dedim ya. Iste kisinin begenisini etkileyen yuzlerce farkli sey var. Bu nedenle bana cok normal geliyor 1 veya 10 vermek. Sanat elestirmeni degilim. Okurken aldigim keyfe ve bana kattigi seye bakiyorum.
Arkadaşlar neden "bulvar gazetelerinden hallice, fırça darbeli, gri tonlu" diye tabir edebildiğiniz kitapları okuyorsunuz onu anlayamıyorum ki ben. Yine de sorun bende diye düşünüp şunu söyleyebilirim; sanırım soruyu yanlış sordum, "edebiyat dünyasında kendini kanıtlamış bir kitaba nasıl 1 puan verebiliyorsunuz?" olmalıydı soru.
Puanlama sistemi uyguluyorsak 1 ve 10 puan arasinda her degerlendirme yapilabilir. Tersten gidersek, 10 puan mukemmeligi ifade ediyorsa, nasil 10 puan verebiliriz? Sahsen kitaplari puanlarken kriterim sadece begenip begenmemek uzerine kurulu degil. Dili, konusu,karakterleri, uslubu vs hepsini ayri degerlendirmeye calisiyorum. Ancak ortada emek olmasi nedeniyle, yetenegi olmayan veya yaptigi ise saygisi olmayan birine ayip olmasin diyerek hak ettiginden fazla puan vermek bana yanlis geliyor.
Bulvar gazetesinden hallice "firca darbeli, gri tonlu' kitaplara neden bir(1) puan vermeyeyim?
kitaba verdiğim puanlar tamamen kitapla uyuşup uyuşmadığıma bağlı.. çok sevilmiş 10 puan verilmiş bir kitabı herkes sevdi emek var diye bende 10 puan veremem. kitap beklentilerimi karşıladıysa neden 10 puan vermeyim. klasikleri severim örneğin en sevdiğim Savaş ve Barış, Diriliş, Suç ve Ceza vs. ama bu hepsine 10 puan vermemi gerektirmez Vadideki Zambak mesela okuyamayıp yarım bıraktığım bir kitap, Madam Bovary okuduğum ama hiç beğenmediğim bir kitap. ve beğenmediğim bir kitaba neden 1 puan vermeyim. 10 puan verirken sorun yok da 1 puan verince mi olacak. ayrıca burada verdiğimiz puanlar tamamen kişisel, yazarın emeğiyle zerre alakası yok. zaten hangimiz hayatımızda bir kitap yazdık da emeğe puan biçelim.
Sıkılmadan okuyacak varsa bir okusun bunu... yazmak kolaydır çünkü, asıl zor olan yazdığını okutabilmektir :)
1 puan verenlere şaşanlara ben de şunu soruyorum: 10 puan vermekle 1 puan vermek arasında ne fark var? Eğer bir kitaba 1 puan vermek absürtlükse, 10 puan vermek yüz katı absürt bir şeydir. Mantık açısından hiçbir fark yoktur.
Eğer 10 puan vermek normalse 1 puan vermek de normaldir. Ama eğer normal değilse açıklaması şu olabilir; Bir insan bir kitap yazabilme! eylemini gerçekleştirebildiği için 1 puan, yayınlatma başarısı gösterdiği için de 1 puan alır ve en az 2 puan verilmesi gerekir, El insaf! 1 puan verilebilirliğin absürt olup-olmadığı açıklamasını kısmen! yaptık da, 10 puan verilebilirliğinin açıklamasını yapabilmek zor!
Bir kere şunda hemfikir olalım; bu sitedeki yorumlar edebiyat eleştirmenlerine veya yazarlara ait değildir. Buradaki tüm yorumlar subjektiftir. Bu sitedeki yorumların çoğu (belki de hepsi) yani bizim kitapları (romanları) puanlama kriterimiz temel olarak şu 3 temele dayanır:
1. Bize anlattığı öykünün farklı, çarpıcı, sürükleyici olup olmamasına...
2. Kendi dünya görüşümüze uygun olup olmamasına...
3 Yazarın bizimle aynı ideolojik katmanda olup olmamasına...
Bir kitaba 10 puan veriyorsak, mutlaka;
öyküyü çarpıcı ve etkileyici bulduk,
öykünün mesajını kendi dünya görüşümüzle aynı kulvarda gördük,
yazarla da hemfikirizdir veya aynı bir ideolojik katmandayızdır.
Örneğin hangi babayiğit çıkabilir ve diyebilir ki Nutuk'a veya Kavgam'a objektif puan verdim.
Ben kitaplara objektif puan veriyorum palavrasını mı atayım. Yani şunları düşünerek puan veriyorum...
Benim bir kitaba puan verme kriterlerim:
kitabı okumadan önce, içerdiği öykü hakkında düşündüğüm şeyi mi anlattı bana; kitap beklentilerimi karşıladı mı, kitap egoma hitap etti mi; kitabı, yazarın (okuduğum) diğer kitaplarıyla karşılaştırmaya gittim mi; olaylar dizisi beni içine çekti mi, yoksa kendimi okumak için zorlamam mı gerekti; karakterlerin oluşturulması, mantık silsilesi nasıldı ve öykünün geçtiği yer ve zaman nasıldı, gerçekçi miydi; öykü farklı bir yer ve zamanda geçse nasıl değişirdi; kitap etik değerlere saygılı mıydı; kitap derinlikli maddi bilgiler içeriyor mu; kitap beklediğim gibi mi sonlandı; yazar kitabın içinde kendini gösteriyor mu; yazarın dünya görüşü, felsefesi ve ideolojik dünyası; yazar habire ders verme amacı güdüyor mu ve adeta kafama vura vura bana habire mesaj verme yanılgısına düşüyor mu...
Benim bir kitaba puan verme kriterlerim asla şunlar olamaz:
Konunun ne olduğu; konuya uygun karakterlerin geliştirilip geliştirilmediği; zamanı uygun mu kullandı, bana destekleyebileceği en az bir karakter verdi mi; öyküyü nasıl kurguladığı, ilk ve son cümlelerin ne olduğu; kitabın anlatım üslubu nasıl; karakterin nasıl ve kimler olduğu; okuyucuya kötü fikirler aşılayıp aşılamadığına; kitap yazma tekniklerine veya Kurt Vonnegut'un roman yazma altın kurallarına uyuyor mu; lafı dolandırmadan yazıp yazmadığına, yazarının kim olduğuna (yani Dostoyevski mi Sarı Çizmeli Mehmet mi) ve kitabın kapağına, kağıt kalitesine, yayınevine; yazarken düşünen bir yazar mı, konuştuğunu yazıp yazmadığına, doğal olup olmamasına...
Bu durumda bana kimse Madam Bovary için çok güzel bir roman olduğunu, Dönüşüm'ün kötü kitap olduğunu dedirtme şansı yok. Madam Bovary için bir edebiyat klasiği olması benim için bir anlam ifade etmiyor. Çarpıcı bir öykü mü içeriyor, onu özel yapacak nesi var? Romanda şu olgu bu anlama gelir, şu yazım tekniği kullanıldı, yok şu edebiyat yazım kuralı uygulandı vs. gibi açıklamalar benim için bir anlam ifade etmiyor. Daha bir açıklayıcı olması için şu örneği verebilirim: Odamın duvarında bir Salvador Dali tablosu olacağına sıradan bir yağlı boya manzarası olmasını yeğlerim.
Bir kitaba bir puan verilir arkadaş. Ama benim bir puan verdiğim bir kitaba başkası on puan da verebilir. Evet emek var, ama o emek bana yaramadı. Sıktı, boğdu... Emekse emek, karşılığı bir puan. İçerik yok, üslup sıfır, konu berbat, karakterler oturmamış.. Neden fazlasını verelim ki? Sonra okumayı düşünen biri puanı görüp kitaptan fazla bir şey bekler falan, gerek yok.
Vermeyeceksek neden 1 puan var??Demek verilebilir ki 1, puanlamaya eklenmiş. Yani kısacası kitaplarda renkler ve zevkler gibidir. Istediği gibi değerlendirilebilir.
Emek diyorsaniz tabii ki emek var. Zaten ben de okuyup emegine saygı gösteriyorum. Hakaret etmiyoruz ki. Sadece puanlama yapiyoruz