Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
burada kitabın içeriğinden çok okuyucunun beğenisine göre puanlama yapıldığı için verilebilir. doktor örneği birebir örtüşmesede bence fena bir örnek sayılmaz :) eğer değerlendirmeler kitaplardaki araştırma ve perde arkasındakilerin emekleriyle yapılsaydı o çok sıkıcı tarih kitapları başyapıt olurken bizi duygulandıran ama içerik olarak bişey vermeyen kitaplar bu kadar satmazdı :)
benim de beğenmediğim kitaplar var hatta yarım bıraktığım bi iki kitap bile var ki benim için eğer bir kitaba başlandıysa beğenilmese de yazara saygıdan bitirilmeli. hal böyle olunca bir insanın okuduğu bir kitaba 1 puan vermesini benim mantığım kabul etmiyor.
var mıdır kitaplara 1 puan veren aranızda, bana bir açıklama yapabilir mi?
inanın anlamak istiyorum onları.
tamam kabul ! yanlış bilgi verenleri başka bir kefeye koyalım babyangel efendim !
" bu durumda oraya bir yorum bırakılması taraftarıyım ben " derken neyi kastettiniz anlamadım ama ...
böyle bir puan verdim çünkü ... paylaştığım köşe yazısı aslında " amaca giden her yol mübahtır " tarzında sadece kazanç odaklı düşünenleri çok güzel anlatmış . burada artık kitabın ne olduğu arka planda kalıyor . " usul esasa mukaddemdir " derler . yani bir şeyin nasıl yapıldığı ne olduğundan önemlidir . insanları kandıran bir yazarın ne yazdığı artık ikinci planda kalır .
yani prettyelmayra doktor örneği ile birebir tabii ki örtüşmüyor çünkü kıyas yapıyorum . yani doktor için de şöyle dememiz lazım " evet yanlış ameliyat yapmış ama adam da 11 yıl bunun için okumuş . bu yüzden yiğidi öldür ama hakkını yeme ! " hayır diyemeyiz .
çünkü kitapta verilen bütün emekler ikincil niteliktedir . kitabı " ne kadar güzel dizgisi baskısı kapağı var " diye almıyoruz . kitabı kitap yapan özüdür aslıdır . istersen on yıl uğraş iyi değilse değildir . yani kitaba verilen puanda verilen emekler bir kıstas bile değil bence .
:)
Bana göre kitabın değeri 1 ise rahatlıkla verebilirim.
10 puan verirken çok düşünürüm. Gerçekten 10 hakkedilmiş mi diye. Bir esere 10 verebilmem için o eserin her anlamda 10 hak etmesi lazımdır. bence burada ki soru neden her kitaba 10 veriyorsunuz olmalıydı. 1 vermek normaldir ama her kitabın 10 alması hiç normal değil.
En uç puanların sık sık kullanılmaması ise soru neden her beğendiğiniz kitaba 10 veriyorsunuz diye de bir başlık açılsa iyi olur.
Sıkılmadan okuyacak varsa bir okusun bunu... yazmak kolaydır çünkü, asıl zor olan yazdığını okutabilmektir :)
1 puan verenlere şaşanlara ben de şunu soruyorum: 10 puan vermekle 1 puan vermek arasında ne fark var? Eğer bir kitaba 1 puan vermek absürtlükse, 10 puan vermek yüz katı absürt bir şeydir. Mantık açısından hiçbir fark yoktur.
Eğer 10 puan vermek normalse 1 puan vermek de normaldir. Ama eğer normal değilse açıklaması şu olabilir; Bir insan bir kitap yazabilme! eylemini gerçekleştirebildiği için 1 puan, yayınlatma başarısı gösterdiği için de 1 puan alır ve en az 2 puan verilmesi gerekir, El insaf! 1 puan verilebilirliğin absürt olup-olmadığı açıklamasını kısmen! yaptık da, 10 puan verilebilirliğinin açıklamasını yapabilmek zor!
Bir kere şunda hemfikir olalım; bu sitedeki yorumlar edebiyat eleştirmenlerine veya yazarlara ait değildir. Buradaki tüm yorumlar subjektiftir. Bu sitedeki yorumların çoğu (belki de hepsi) yani bizim kitapları (romanları) puanlama kriterimiz temel olarak şu 3 temele dayanır:
1. Bize anlattığı öykünün farklı, çarpıcı, sürükleyici olup olmamasına...
2. Kendi dünya görüşümüze uygun olup olmamasına...
3 Yazarın bizimle aynı ideolojik katmanda olup olmamasına...
Bir kitaba 10 puan veriyorsak, mutlaka;
öyküyü çarpıcı ve etkileyici bulduk,
öykünün mesajını kendi dünya görüşümüzle aynı kulvarda gördük,
yazarla da hemfikirizdir veya aynı bir ideolojik katmandayızdır.
Örneğin hangi babayiğit çıkabilir ve diyebilir ki Nutuk'a veya Kavgam'a objektif puan verdim.
Ben kitaplara objektif puan veriyorum palavrasını mı atayım. Yani şunları düşünerek puan veriyorum...
Benim bir kitaba puan verme kriterlerim:
kitabı okumadan önce, içerdiği öykü hakkında düşündüğüm şeyi mi anlattı bana; kitap beklentilerimi karşıladı mı, kitap egoma hitap etti mi; kitabı, yazarın (okuduğum) diğer kitaplarıyla karşılaştırmaya gittim mi; olaylar dizisi beni içine çekti mi, yoksa kendimi okumak için zorlamam mı gerekti; karakterlerin oluşturulması, mantık silsilesi nasıldı ve öykünün geçtiği yer ve zaman nasıldı, gerçekçi miydi; öykü farklı bir yer ve zamanda geçse nasıl değişirdi; kitap etik değerlere saygılı mıydı; kitap derinlikli maddi bilgiler içeriyor mu; kitap beklediğim gibi mi sonlandı; yazar kitabın içinde kendini gösteriyor mu; yazarın dünya görüşü, felsefesi ve ideolojik dünyası; yazar habire ders verme amacı güdüyor mu ve adeta kafama vura vura bana habire mesaj verme yanılgısına düşüyor mu...
Benim bir kitaba puan verme kriterlerim asla şunlar olamaz:
Konunun ne olduğu; konuya uygun karakterlerin geliştirilip geliştirilmediği; zamanı uygun mu kullandı, bana destekleyebileceği en az bir karakter verdi mi; öyküyü nasıl kurguladığı, ilk ve son cümlelerin ne olduğu; kitabın anlatım üslubu nasıl; karakterin nasıl ve kimler olduğu; okuyucuya kötü fikirler aşılayıp aşılamadığına; kitap yazma tekniklerine veya Kurt Vonnegut'un roman yazma altın kurallarına uyuyor mu; lafı dolandırmadan yazıp yazmadığına, yazarının kim olduğuna (yani Dostoyevski mi Sarı Çizmeli Mehmet mi) ve kitabın kapağına, kağıt kalitesine, yayınevine; yazarken düşünen bir yazar mı, konuştuğunu yazıp yazmadığına, doğal olup olmamasına...
Bu durumda bana kimse Madam Bovary için çok güzel bir roman olduğunu, Dönüşüm'ün kötü kitap olduğunu dedirtme şansı yok. Madam Bovary için bir edebiyat klasiği olması benim için bir anlam ifade etmiyor. Çarpıcı bir öykü mü içeriyor, onu özel yapacak nesi var? Romanda şu olgu bu anlama gelir, şu yazım tekniği kullanıldı, yok şu edebiyat yazım kuralı uygulandı vs. gibi açıklamalar benim için bir anlam ifade etmiyor. Daha bir açıklayıcı olması için şu örneği verebilirim: Odamın duvarında bir Salvador Dali tablosu olacağına sıradan bir yağlı boya manzarası olmasını yeğlerim.
Bir puan bende veririm hiçte şaşırmayın. Neden verilmemiş emek var diye mi? Birakin bu işleri kötü kitap da vardir milyonlarca kitabin icinde saçma olan beğenilmeyen kitap ta olur.
Tartışmanın tamamını okumadım ama konu '' şöyle kitapları neden okuyorsunuz ki zaten? ''e kadar gittiyse durum gerçekten vahim. "bulvar gazetelerinden hallice, fırça darbeli, gri tonlu" diye tabir ettiğiniz kitapları ben de okumuyorum ama okuyanlara da karışacak, '' neden bunları okuyorsunuz? '' diye soracak cüreti bulamıyorum kendimde. Bu soruyu soran okurun kitaplığına baksam eminim içinde benim asla okumayacağım bir sürü kitap vardır.
Gerçekten herkes oturup Dostoyevski okumak, Tolstoy'a ölüp bitmek zorunda değil. Okuyup anlamak zorunda da değil. işte bu '' bu kitabı nasıl beğenmezsin?? '' diye soranlar yüzünden okumamış, okusa da anlamamış ama her yerde '' Oğuz Atay süper yeaaa, Tutunamayanlar bir başka dostum '' diye gezinen tiplerle doldu. Herkes seçkin bir kitap okuru olmak zorunda da değil.
Oldu olacak Barış Manço'nun Adam Olacak Çocuk programındaki gibi her kitaba '' 10 puan ! 10 puan! 10 puan! '' deyip geçelim.
Ben bir puan veririm. Yeri gelir 10 üzerinden 1 puan bile çok gelir. Bir kitaba harcanan emek kitabın iyi eleştiriler alması için yeterli değildir, sırf emeği için hak ettiğinden yüksek puan vermek de iyi eleştiri kapsamına girer. amacı paradan başka bir şey olmayan kitaplar bir puanı bile hak etmez bence, bir okur böyle bir kitap gördüğünde tanır diye düşünüyorum. ya da sadece beğenmemiş olabilirim. bu yüzden sevmediğim kitaplara düşük puan da veririm ancak ne bu o kitabın gerçek değerini düşürür ne de benim o kitaba emek verenlere saygısızlık yaptığımı gösterir. mümkün olduğunca kitap yarım bırakmamaya ve farklı zamanlarda okuyup değerlendirmeye çalışırım ancak kendi vaktimi nasıl kitaplara harcayacağımı seçme veya çoktan kitabı okumuşsam kitabın aldığı vakte karşılık bana ne verdiğine bakarak değerlendirme hakkına sahip olduğuma inanıyorum. direk yazar tarafından bize verilen bir hak değil midir bu?
ben de amatör olarak yazıyorum arkadaşlar o yüzden az çok bir yazar açısından da düşünmeye çalışıyorum, birileri benim yazımı beğenmediğinde gösterdiğim tepki ile sanki o yazı kendi kendine yazılmış gibi davrandıklarında gösterdiğim tepki farklıdır.
bu şekilde düşünüyorum ben, o yüzden bu başlığı görene kadar kitaplara 1 puan vermek hakkında olumsuz şekilde düşünmemiştim.
İşin emek boyut bambaşka bir konu. O kadar çok kitap var ki. Kimi yazar bir kitap için yıllarını harcayıp, didik didik araştırarak bir kitap sunarken okuyucuya, kimi ondan aldığı bilgiyi süsleyip, ikide başkasından katıp bana kitap diye sunuyor. İkisi de baskı aşamasından itibaren aynı şartlara tabi. İkisinde de matbaa kısmından sonra hemen hemen aynı oranda çalışan var. Bu farkı anlayabilecek durumdaysam gayet rahat bir biçimde 1 puanı veririm. Benim verdiğim bir puan farklı okuyucuların nezdindede aynı ise bu yazara vefasızlık değil teşvik olur.
Metin zevkini buna dahil etmiyorum. Zira herkesin nasıl damak tadı farklı ise okuma zevki de farklıdır. Kimine basit gelen bir konu diğerine ağır gelebilir. Ancak şu da var ki bir okuyucunun okumada geçirdiği süre arttıkça kitap çeşitliliği de artıyor. Bi saatten sonra bir takım kitaplar yavan geliyor. Bu noktada bir puan verilir mi, bence buna kişi karar vermeli. Bu tür okurlar zaten karşılaştırma yapabilecek kadar çeşitlilikte bir kitap yelpazesine sahip oldukları için neye 1 neye 10 vereceklerini bilirler.
Ben de veririm bir puan. Zerre edebi yönü olmayan, abuk subuk şeyler anlatıp sadece bel altına vurup bundan para kazanmaya çalışan (tuhaftır ki kazanan) insanlar mevcut. Neyleyim ben öyle kitabı, öyle edebiyatı, öyle emeği. Eksi olsa eksi de veririm.