Hat sanatında "meşk"in özel,başına buyruk bir yeri olduğu bilinir. Enis Batur,yazma sanatında da benzeri bir tadın peşine düşülebileceğini gösteriyor yeni meşkleriyle: Kısanın aslında upuzun, minyatürün pekâlâ üçboyutlu, romanın istenirse birkaç satır olabildiğinin kanıtı bu kitaptaki öyküler, denemeler, düşler.
60 mm bir fotoğraf makinası objektifi. Nesneye,insana,kelimeye her iki anlamda burnunu sokmasını sağlıyor yazarın. Enis Batur, lirik ile dramatiğin, komik ile trajiğin arasında dolaşı...
Hat sanatında "meşk"in özel,başına buyruk bir yeri olduğu bilinir. Enis Batur,yazma sanatında da benzeri bir tadın peşine düşülebileceğini gösteriyor yeni meşkleriyle: Kısanın aslında upuzun, minyatürün pekâlâ üçboyutlu, romanın istenirse birkaç satır olabildiğinin kanıtı bu kitaptaki öyküler, denemeler, düşler.
60 mm bir fotoğraf makinası objektifi. Nesneye,insana,kelimeye her iki anlamda burnunu sokmasını sağlıyor yazarın. Enis Batur, lirik ile dramatiğin, komik ile trajiğin arasında dolaşı...
bazı tek paragraflık hikayemsiler var(çok değil bir kaç tane); oturup roman yazdıracak nitelikte, her şeyiyle hazır. "gerisini siz düşünün" ya da "araları siz doldurun" diyerek nitelikli okuryazarın kendi kurgusuna verilmiş bu metinler kimileri için "harcanmış" bir malzeme olarak görülebilir. fakat kısacık metnin içine girebilenler için imgeleminizde cereyan eden bu hikayemsilerin okuryazarı kendi kurmacasına sürüklemesi oldukça güzel. kendisi kurmaca yazmaya yanaşmayan(belki de beceremeyen) üstadın yazsaydı nasıl yazardı diye merak edenleri için de ayrıca fena bir kitap değil. fena değil diyorum çünkü kitap oldukça kısa ve beklentiyi tam anlamıyla karşılamıyor.
110 sayfa
Haziran2011 tarihinde, SEL tarafından yayınlandı