Anadolu'da Küçük Hoca olarak da şöhret bulmuş olan Ali Suavi,Osmanlı'nın gerek siyasi,gerek askeri,gerek sosyal ve gerekse fikri açıdanen çalkantılı olduğu bir dönemde yaşamış bir şahsiyettir.İçinde yaşadığı toplumun sorunlarını kendisine dert edinip bu sorunlara çare arayan Ali Suavi,bu yüzden ülkeyi yönetenlerin sorunları çözmede yetersiz kaldıklarına inandığı için Namık Kemal ve Şinasi gibi dönemim meşhur şair ve yazarlarıyla birlikte Avrupa'ya kaçmış ve mücadelesini orada sürdürmüştür.Hayatı incelendiği zaman görülecektir ki Ali Suavi,iyi niyetli ancak aceleci ve bu özelliğinden dolayı da ileriyi tam olarak göremeden harekete geçen,eleştirilerinde pek ölçü tanımayan sivri dilli bir düşünce ve eylem adamıdır.
Elinizdeki bu çalışmada,Ali Suavi'nin Londra ve Paris'te çıkardığı Ulum Gazetesindeki felsefi yazılarından hareketle,onun Türk-İslam düşüncesi içerisindeki yeri ve bu düşünceye katkıları ele alınmaktadır.
Anadolu'da Küçük Hoca olarak da şöhret bulmuş olan Ali Suavi,Osmanlı'nın gerek siyasi,gerek askeri,gerek sosyal ve gerekse fikri açıdanen çalkantılı olduğu bir dönemde yaşamış bir şahsiyettir.İçinde yaşadığı toplumun sorunlarını kendisine dert edinip bu sorunlara çare arayan Ali Suavi,bu yüzden ülkeyi yönetenlerin sorunları çözmede yetersiz kaldıklarına inandığı için Namık Kemal ve Şinasi gibi dönemim meşhur şair ve yazarlarıyla birlikte Avrupa'ya kaçmış ve mücadelesini orada sürdürmüştür.Hayatı incelendiği zaman görülecektir ki Ali Suavi,iyi niyetli ancak aceleci ve bu özelliğinden dolayı da ileriyi tam olarak göremeden harekete geçen,eleştirilerinde pek ölçü tanımayan sivri dilli bir düşünce ve eylem adamıdır.
Elinizdeki bu çalışmada,Ali Suavi'nin Londra ve Paris'te çıkardığı Ulum Gazetesindeki felsefi yazılarından hareketle,onun Türk-İslam düşüncesi içerisindeki yeri ve bu düşünceye katkıları ele alınmaktadır.
Önce ali suavi’den bahsetmek gerekir ki,kendisi fevri ve aceleci kişiliğiyle tanınan bir zatmış.önce 2.abdulhamit yanlısı yazıları ile halifenin güvenini kazanmış,daha sonra saraya yaptığı Çırağan sarayı baskınında başına sopa vurulması süretiyle hayata gözlerini kapamış bir kişilik.kpss’ye hazırlananlar Çırağan sarayı baskınını çok iyi hatırlayacaklardır.hem bu talihsiz baskın,hem de böylesi bir düşünürün hayatının bu şekilde sonlanması bence acı olmuş.zira kitabı okuyunca ali suavi’ye felsefi çalışmaları hasebiyle saygı duymadan edemiyorsunuz.
Kitabı okumak tüm felsefe tarihini ve İslam felsefe tarihini gözden geçirmek gibiydi.karışık şekilde okuduğum tüm o kitaplar ve öğrendiğim dersler sanki sıraya girmiş ve marş marş emriyle kafamdaki kütüphanemde tam da olması gereken yerlerine hareket etmiştii.ali suavi’nin tehafüt’leri değerlendirmesi (hem gazali’ye ait olan hem ibn rüşt’te ait olan hem de gazali’yi hedef alan diğer İslam tehafütleri ve batı gözüyle gazali yorumları),ibn sina’ya,ibn tufeyl’e ait olan hay b. Yakzan romanlarının değerlendirmesi,isalm düşün tarihindeki hay b. Yakzan babından diğer kitaplara değinmesi,batı felsefe tarihi için varmış olduğu tespitleri okunmaya değer bilgilerdi.osmanlı topraklarında doğmuş,felsefeye,araştırma ve değerlendirmelerle ciddi katkılarda bulunmuş bu türk düşünürü felsefeyi seven her kesin okuması daha da doğrusu bilmesi gerekir. Çırağan sarayı baskınında ölen ali suavi’nin bir kpss kahramanı olmaktan çıkıp,İslam düşünce tarihi için yapmış olduğu bu çalışmalarla anılması ve bilinmesi gerekir.ilahiyattan mezun olup ya da hali hazırda okuyan pek çok kişinin bu adı bilmiyor olduklarını düşünürsek, ki etrafımda onlardan çok var, en azından kpss’ye ciddi şekilde hazırlananlar bu ismi bir tarihi kişilik olarak duydukları için belki takdire şayan bile sayılabilirler.
Hocamın kaleme aldığı bu eser; Ali suavi’nin evropa’da (Londra ve Paris) çıkarmış olduğu ulum gazetesindeki felsefi araştırma ve tespitlerinden oluşan yazılarının ele alındığı, ali suavi’nin düşünür kimliğinin anlaşılması ,batı ve doğu felsefesi hakkında ki araştırmalarının neticeleri ve kendi felsefi düşüncelerinin yorumlanabilmesi açısından oldukça faydalı ve doyurcu bir kitaptı. Gazali’ye olan objektif bakış açısı ve değerlendirmeleri,batı dünyasının gazali’ye olan haksız tutumu ve ayrıca yine batı dünyasını n Osmanlı ve türk düşüncesine olan yanlı tavrının irdelenmesi açısından da oldukça faydalı ve aydınlatıcısıydı.
İtiraf etmem gerekirse eğer bu kitabı hocam yazmış olmasaydı amaan bana ne be ali suavi’den der beklide bu kitap nazarı dikkatimi hiç celp bile etmezdi.ama şimdi bu kitabı hocam kaleme alım olduğu için şükrediyorum ki,ben,ali suavi adında felsefi düşünce için gerçekten gayret sarf etmiş bir türk düşünürüyle tanıştım.
Felsefi araştırma sonuçlarından oluşan ve oldukça aydınlatıcı olan bu kitabı tüm kitap severlere büyük bir rahatlık içinde tavsiye ederim.felsefeye ilginiz olmasa bile omsalı topraklarında yetişmiş böylesi taktire şayan düşünürlerin varlığından haberdar olamk için bile okunur.
Key,fli okumalar dilerim….
Karton Cilt, 226 sayfa
Eylül2012 tarihinde, Sage Yayıncılık tarafından yayınlandı