Kitabın ana karakteri olan Pelageya veya bir başka deyişle Ana, kendisini sürekli döven işçi kocasının ölümünden sonra oğlu Pavel ile başbaşa kalır. Bir süre sonra oğlunu, o kasabadaki kavgacı, geçimsiz gençlikten farklı olarak olgun bir kişiliğe bürünürken bulur. Evleri kitaplarla dolmaya başlayınca Ana, oğlunun gizli yaşantısını merak eder. Pavel, anasını sosyalizm ile ve ezilen işçi, köylü sınıfının burjuvalarla olan çatışmasıyla tanıştırır. Başta ürkek davranan Ana, bir süre sonra oğlunun yaşantısıyla içli dışlı olmaya başlar. 1905 devrimi patlak verir. Ana, toplulukta etkin bir üye olur. Oğlu ve onun bazı arkadaşları defalarca hapislere düşer. Ana da kentteki başka bir sosyalist genç olan Nikolayın evine yerleşir.
Kitabın ana karakteri olan Pelageya veya bir başka deyişle Ana, kendisini sürekli döven işçi kocasının ölümünden sonra oğlu Pavel ile başbaşa kalır. Bir süre sonra oğlunu, o kasabadaki kavgacı, geçimsiz gençlikten farklı olarak olgun bir kişiliğe bürünürken bulur. Evleri kitaplarla dolmaya başlayınca Ana, oğlunun gizli yaşantısını merak eder. Pavel, anasını sosyalizm ile ve ezilen işçi, köylü sınıfının burjuvalarla olan çatışmasıyla tanıştırır. Başta ürkek davranan Ana, bir süre sonra oğlunun yaşantısıyla içli dışlı olmaya başlar. 1905 devrimi patlak verir. Ana, toplulukta etkin bir üye olur. Oğlu ve onun bazı arkadaşları defalarca hapislere düşer. Ana da kentteki başka bir sosyalist genç olan Nikolayın evine yerleşir.
Benim düşünceme göre kitabın oldukça etkili bir dili var. Kitap daha çok sosyalist kesime hitap ediyor gibi görünüyor olsa da aslında herkesin kendine pay çıkartabileceği bir eser. Zamanın Ruysa'nın içinde bulunduğu kaotik ortamı oldukça iyi anlatmakta. Ki bu anlatımda yazarın kendine baş kahraman olarak yaşlı bir "Ana'yı" seçmesinin rolü oldukça fazla.
Ana yaşını başını almış bir kadın. Buna rağmen kendini geliştiremeye ve çalışmaya asla ara vermiyor. Sevgi dolu, sadece kendi yandaşlarına karşı değil, bütün insanlara karşı hem de. İnançlı... İnancından asla taviz vermiyor, onu yıkmaya çalışanlara karşı daima ayakta; ki ayakları da sağlam basmakta yere. Kendinden genç nice kızların nice delikanlıların kalkışamayacağı işleri üstlenecek kadar cesur da. Azimli, çalışkan, sevgi dolu. Uzun lafın kısası: O gerçek bir Ana.
Kitabı tam zevk alarak okumak isteyenlere bir tavsiyem olacak; elinizden geldiğince tarafsız olun. Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da asıl olan ana fikre ulaşmak; yan fikirler önemli değil. Bu mevzu gerçekten okumaya kolaylaştırmakta
1905 Rus devriminin hemen öncesini ama 2014'ün Türkiye'sini anlatan bir Rus klasiği. Asla yıkılmayacağı düşünülen Çarlık düzeni sindirilmiş kandırılmış köleliği benimsemiş bir halk ve bu halkı düşünmeye okumaya teşvik eden sosyalizmi savunan bir avuç insan. Kitabın ana karakteri olan "Pelage" veya bir başka deyişle "Ana" kendisine şiddet uygulayan adeta hayvanca davranan kocasının ölümü ile oğlu Pavel ile yaşam mücadelesi vermeye başlar oğlunun alkolik bir serseri olmasından korkarken oğlunun hergün kitaplar okuyan işçi sınıfının hakkı için mücadele veren biri olduğunu öğrenir ve korkuları daha çok artar zamanla gerçekleri algılayan oğluna hak veren ANA oğlu ile birlikte sosyalizm düşüncesini hayata geçirebilmek için mücadele vermeye başlar. Özellikle genç nesillerin okuması gereken bir roman
Bence okunması gereken 50 kitaptan biri, çok güzel.
Rus halkının ve bir Ana'nın hayatının ve hayata bakış açısının devrimci bir şekilde değişimi ve gelişimini konu alan bir kitap.
Maksim Gorki’nin bu kitabında ana konu devrimci düşünce ve devrimci mücadele denebilir. Uyandırılmak istenen ana düşünce ise halkın kendi acılarına bakarak nedenini inceleyerek biraz da cesaretle kendini savunabilecek onu ezenlere baş kaldırabilecek duruma gelebileceğidir. Bu düşünceyi aşılamak içinse bu yolda yoldaşlarıyla mücadele veren bir oğlu olan kendine bir zarar gelmediği sürece (hatta bazen geldiğinde de) sesini çıkarmayan hakkını arayamayan bir kadının oğlunun ve çevresinin etkisiyle insanların acısını algılayan ve onları uyarmaya uyandırmaya çalışan bir savaşçı haline gelmesi anlatılmaktadır.
Okurken olaylar birbirine karışıyor.Ne zaman ne okuduğumun farkına varamıyorum.Olaylar birbirinden çok kopuk bir şekilde anlatılmış.
Kitapta baskıdan kaynaklanan hatalar vardı o yüzden sonları pek keyifli değildi.Ancak doğru yayınevinden çıkarsa güzel bir kitap :)
Defalarca okumaktan zevk aldığım ender kitaplardan.
Bir annenin gözünden okuyacağınız bu kitap, hafızalarınıza kazınacak. Yüzünüzle bir tebessümle hatırlanacak. Şidetle tavsiye ediyorum..
Karton Cilt, 288 sayfa
2011 tarihinde, Sis Yayıncılık tarafından yayınlandı