Erk karşıtı öncülerin farklı bir hümanizma idealiyle temellerini attığı anarşizm, muhalifleri tarafından çoğu kez uygulanması olanaksız bir siyasi program olarak eleştirilmiştir. Oysa, anarşizmin kültürel açılımları ve bireyin salt özgürlüğü üzerine yaptığı özgün vurgu tüm canlılığını koruyor. Kropotkinden Chomskyye uzanan bu özlü soruşturma, türlü bakış açılarının harmanlandığı tarihsel ve teorik bir özet olmanın ötesinde, anarşist ideallerin tutarlılığını İspanya İç Savaşından Seattlea dek türlü veçhelerde sınayan bir bütünlüğün aykırı, renkli, meydan okuyan resmini sunuyor.
Erk karşıtı öncülerin farklı bir hümanizma idealiyle temellerini attığı anarşizm, muhalifleri tarafından çoğu kez uygulanması olanaksız bir siyasi program olarak eleştirilmiştir. Oysa, anarşizmin kültürel açılımları ve bireyin salt özgürlüğü üzerine yaptığı özgün vurgu tüm canlılığını koruyor. Kropotkinden Chomskyye uzanan bu özlü soruşturma, türlü bakış açılarının harmanlandığı tarihsel ve teorik bir özet olmanın ötesinde, anarşist ideallerin tutarlılığını İspanya İç Savaşından Seattlea dek türlü veçhelerde sınayan bir bütünlüğün aykırı, renkli, meydan okuyan resmini sunuyor.
Yazar, metnini anarşinin tanımını yaparak açıyor. Yunanca otorite karşıtı, yönetim yokluğu anlamına gelen "anarkhia" dan gelen sözcük ilk kez Proudhon tarafından 1840'ta kullanılmış. Proudhon'a göre yönetim olmaksızın örgütlenme hem mümkündür hem istenilir bir durumdur diye yazar, ters giden Fransız devriminin sonucu olarak otorite karşıtı görüşün güç kazandığını belirtiyor. Tüm anarşist ideolojilerin temelinin harici otoritenin dışlanması olduğunu ifade eden yazar, Anarşinin kurucu babalarından alıntılar yaparak onları tanıtıyor: William Godwin, Pierre - Joseph Proudhon, Michael Bakunin, Peter Kropotkin.
Devrim denemeleri ve küçük çaplı isyanlardan örnek veren yazar, Chomsky atfından buluyor ve anarşizmin devlet, toplum arasındaki bir ayrımı vurguladığını belirtiyor: Sivil toplum. Her bir halkın kendisini diğer halkların tehdidi altında hissetmesinin devlete birleştirici gücünü verdiğini belirten yazar, Tredagar modelindeki kendini vergilendirme kalıbı genel olarak sağlık sektöründe uygulansa bu kurumun devletin finans siyasasının oyuncağı olmayacağını ileri sürüyor. toplumsal gereksinimlerin karşılanmasına yönelik çabaların kamu büraokrasisin ve özel sermayenin dışından alternatif arayışını ortaya koymaktadır diyen yazar, anarşistlerin kaçınılmaz hayal kırıklığının ardından alternatif bir sosyalizmin yükseleceğini ileri sürmekte olduğunu çünkü modern toplumun kapitalist ve sosyalist alternatiflerin sınırlılıklarını öğrendiğini ifade ediyor.
Anarşist örgütlenmenin küçük, geçici, gönüllü, işlevsel olması gerektiğinin altını çizen yazar; özellikle küçük olmaları gerektiğini vurguluyor: Bu sayede bürokratikleşme ve hiyerarşi oluşumu eğilimlerinin gelişme şansının az olduğunu savunuyor. sosyalizmin büyük ölçüde yanlış temsil edildiğini, ulusçuluk yanlısı bir politik gündeme hizmet eden tarihin yanlış yazıldığını, hatta yaratıldığını vurguluyor. Bakunin alıntıları yaptıktan sonra kırsal kesimdeki muhafazarlığı irdeleyip bütün dünyadaki laik devletlerin tehdit altında olduğunu belirtiyor. her türlü köktendinci inancın temsilcilerinin özgürlüğü ve bununla ilgili konuların tartışılmasını bastırmak için cinayet ve terörü kullandığını, hapishanelerin suç üniversiteleri olduğunu ifade ediyor. John Stuart Mill ve Mustafa Kemal Atatürk atfı yapan yazar, rekabet yerine işbirliği içinde yapılandırılan toplumun, toplumdışı davranışlardan daha az muzdarip olacağını, emeği özgürleştirme hareketinin hız kaybetmesinin nedeninin daha ucuz işgücüne yurtdışında ulaşma imkanının işverenlere bu tehdidi edecek gücü vermesi olduğunu belirtmiş.
İstihdam kültürünün tuzağına yaklanmış hisseden vatandaşların düşleriyle anarşistlerin görüşlerinin birbirine çok yakın olduğunu iddia eden yazar, eğitimin esas hedefinin mutluluğun üretilmesi olduğunun altını çizmiş. İlerlemeci eğitim ve özgürlükçü eğitim arasında ayrım yapılmasının gerekli olduğunu, anarşist yaklaşımın eğitim lanında diğer tüm alanlardan çok daha başarılı olduğunu belirtip Thoreau ve Walden atfında bulunmuş. 20 yy ın özgürlükçü akademisyenlerini pazar kapitalizmine ideoloji tedarik etmekle suçlayan yazar, prodhon'dan alıntılıyor: " Savaş devletlerin sağlığıdır." Emma Goldman alıntısına yer verip "özgür birliklerin" normalleşmesinin ardında doğum kontrol tekniklerinin gelişmesi olduğunu vurguluyor. Anarşizmin sık karşılaşılan krizinin, küresel düzeyde çokuluslu topluma değil, kendi kendisini yönetecek kadar küçük olan yalıtılmış bölgelerin oluşturacağı dünyaya uyan bir ideoloji olduğunu itiraf edip Le Bon atfında bulunuyor.
nazik bir biçimde başlayan kürsel kapitalizme karşı büyük uluslararası muhalefet gösterilerinin artık sessiz devirmler olmadığını her geçen onyılda güç kazandığını belirten yazar, Kropotkin'den alıntılayarak sürdürülebilir enerji kaynaklarına duyulan ihtiyacı ve çevreci anarşistlerin görüşlerini paylaşıyor. yeşil ümit hareketi ve çevreci eylemlerin sıklığının artmasının umut verici olduğunu ifade eden yazar, detaycı ve hoş bir makale kaleme almış.
Karton Cilt, 127 sayfa
Ocak2008 tarihinde, Dost Kitabevi Yayınları tarafından yayınlandı