Bedensel rahatsızlıklar, aile içi skandallar, ideolojik, politik buhranlar, Tanrı inancına duyulan kuşkular biçiminde görünürleşen sayısız fiziksel ve ruhsal krizden ve Ortodoks Kilisesinden çıkartılışından bir yıl sonra (1902), yaşlı Tolstoy, Anna Kareninayı yazdığı orta yaş yıllarını hüzün ve iç sızısıyla hatırlar. Sanatının doruğundaki en iyi yıllarının ürünü olan bu roman, yazara göre temel bir fikri soyut formülasyonlara başvurmadan açıklayan sanatta biçimi bağımsızlaştırmayıp içerik ile, fikir ile bütünleştiren bir yapıyı temsil eder. İçerik ile, sanatsal biçimin bu uyumunun sentezinde yazarın sözünü ettiği o dışavuran fikir ya da düşünce nedir? Yaşlı bir erkekle evlendirilmiş genç kadın (Anna Karenina) genç subay Vronski ile içine sürüklendiği ilişkiyi niçin evlilikle sonuçlandıramaz? Sosyetedeki statüsünü gözden çıkartamadığı için mi? Yoksa, Tolstoyun aristokrasi temelinde kurulu ideal aile mitosunda, bireyin bütünlüğünü koruyan o büyük organizasyonda, kadının doğal, cinsel dürtülerini yıkıcı bir tehdit gibi gören ve ona evhanımı-anne rolünün ötesinde bir sosyal varoluş alanı tanımayan muhafazakâr anlayışla mı karşı karşıyayız?Anna Karenina: Sosyal statüye feda edilen aşk.
Bedensel rahatsızlıklar, aile içi skandallar, ideolojik, politik buhranlar, Tanrı inancına duyulan kuşkular biçiminde görünürleşen sayısız fiziksel ve ruhsal krizden ve Ortodoks Kilisesinden çıkartılışından bir yıl sonra (1902), yaşlı Tolstoy, Anna Kareninayı yazdığı orta yaş yıllarını hüzün ve iç sızısıyla hatırlar. Sanatının doruğundaki en iyi yıllarının ürünü olan bu roman, yazara göre temel bir fikri soyut formülasyonlara başvurmadan açıklayan sanatta biçimi bağımsızlaştırmayıp içerik ile, fikir ile bütünleştiren bir yapıyı temsil eder. İçerik ile, sanatsal biçimin bu uyumunun sentezinde yazarın sözünü ettiği o dışavuran fikir ya da düşünce nedir? Yaşlı bir erkekle evlendirilmiş genç kadın (Anna Karenina) genç subay Vronski ile içine sürüklendiği ilişkiyi niçin evlilikle sonuçlandıramaz? Sosyetedeki statüsünü gözden çıkartamadığı için mi? Yoksa, Tolstoyun aristokrasi temelinde kurulu ideal aile mitosunda, bireyin bütünlüğünü koruyan o büyük organizasyonda, kadının doğal, cinsel dürtülerini yıkıcı bir tehdit gibi gören ve ona evhanımı-anne rolünün ötesinde bir sosyal varoluş alanı tanımayan muhafazakâr anlayışla mı karşı karşıyayız?Anna Karenina: Sosyal statüye feda edilen aşk.
Kitap o kadar sıkıcıydı ki..Okuduğum yayınevinden olabilir,konu bir işaretle bile bölünmemişti,Anna'yı anlatırken pat diye Levin'e geçiyordu.Açıkçası çok sıkıldım..
352 sayfa