ARKA KAPAK
Yalnızlık, yabancılık, dil ve zaman üzerine bir roman...
Kim gerçek yabancı - bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri de olmayan mı?
İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamının birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır.
ARKA KAPAK
Yalnızlık, yabancılık, dil ve zaman üzerine bir roman...
Kim gerçek yabancı - bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri de olmayan mı?
İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamının birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır.
Güzel bir Elif Şafak kitabı. büyük ihtimalle Aşk'ı, Şemspare'yi, İskender'i seven bunu sevmez. Elif Şafak'ın yayınevi ve politika değiştirmeden önce ne kadar da farklı olduğunun kanıtlarından.
Sonuna gelen kadar her an yarıda bırakmamak için kendimle savaştım. Elif Şafak'ı severim ama bu kitabı sevemedim.
-Birinin adını öğtenmek varoluşunun yarısını ele geçirmektir, gerisi parçalardan ve ayrıntılardan ibarettir. Çocuklar bunu ruhlarının derinliklerinde bilirler. Bir yabancı isimlerinin sorduğunda içgüdüsel olarak söylemeyi reddetmleri bunadandır. Çocuklar isimlerin gücünü idark eder, ama büyüdüklerinde unutuverirler.-
-İsimler böyledir işte – bir insana dair ilk ve en kolay öğrenilen ama aslında en zor sahip olunabilen.-
-Bütün strateji düşmana kendi silahıyla karşılık vermekten ibaretti
-Hayatta insanın eğlenmeye mecbur tutulmasından daha bunaltıcı şey yok.
- Belki hatırlanacak önemde bir şey değildi, ya da aksine derhal unutulacak kadar önemli
- Isimleri sonsuza kadar sabitleyen bir dünyaya saplanmışım, harflerin çığırından çıkmasına izin vermeyen
*“ umarım hayatın cennet olur “ bir sevgilinin aynaya yazılmış lanetidir. Bütün aynalarda olduğu gibi burada da sağ solda, sol sağdadır, yani cennet aslında cehennemdir. *
-Insanın ne kadar imtiyazlı olduğunu bilebilmesi için öncelikle imtiyazsız olması gerekiyordu ama o zaman da paradoksal bir biçimde artık bilinecek bir imtiyaz kalmıyordu.
Elif Şafak'ın yazma stiline aşık olduğum bir kitaptı. O uzun cümlelerin buram buram barındırdığı anlam yükleri hikayenin vurgusunda eriyip giderken içinizde bir sürü noktaya dokuna dokuna sizi sarsıyor.
Neden bilmem bir daha kendisini bu denli etkili bir şekilde hissettiğim ve hayranlığımı tazeleyen bir kitabı olamadı.
Çok beğendim ! İçinde çok fazla "benden" detaylar bulduğum ender kitaplardan biri
Çok beğendim!
garip bi kitaptı neden okuduğumu yada nasıl başlayıp nasıl bittiğini anlayamadan merakla okudum. farklı hayatların , farklı kültürlerin anlatıldığı güzel bi kitap
Kitabı bitirmek için çırpındım resmen.
Çevirisi berbat bir kere. Olaylar çok kopuk. Bir yerde toparlar kendini diye düşündüm ama yok gittikçe kötü bir hal aldı roman.
Çok şey ummuştum ama boş çıktı kitap. Karakterler çok sığ. Derinlik yok. Karakterlerin birbiriyle olan uyumu sıfır.
Sevmedim, sevemedim.
Elif Şafak beni bu kitabıyla hayal kırıklığına uğrattı resmen.
Parama da yazık oldu.
Tek kelimeyle; Zaman kaybı..!
Farklı bir tarzı, yaklaşımı var.
Her kültürden her yaşantıdan izler var.
Beğendim.
Karton Cilt, 345 sayfa
2004 tarihinde, Metis Yayınları tarafından yayınlandı