Fransız Teğmenin Karısı, Yaratık, Koleksiyoncu ve Büyücü adlı romanlarıyla ülkemizde de adını duyurmuş olan ünlü İngiliz yazarı John Fowles, Aristos başlığını taşıyan deneme kitabında yaşam üzerine tuttuğu notları bir araya getiriyor. Kitabın temel esin kaynağı, MÖ . yüzyılda, kendi ülkemizin topraklarında, Efeste yaşamış olan filozof Herakleitosun günümüze ulaşan notları. Kitaba ana başlığını veren aristos sözcüğü, Yunancada en yüksek derecede olan bir insan ya da nesne anlamına geliyor. Fowlesa göre, aristosu tümüyle barındıran hiçbir kurum yoktur; hiçbir ülke, hiçbir sınıf, hiçbir kilise, hiçbir siyasal parti...Fowles, kitabında insan özgürlüğünün kendini ortaya koyduğu çeşitli biçimleri irdeliyor ve bu arada, sözgelimi nemo gibi, Freud kökenli gölgede kalmış kimi kavramları da, yeni bir boyut -siyasal boyut- katarak geliştiriyor. Fowlesa göre, sanatın kılgısı ve deneyimi, insan için bilimin kullanımı ve bilgisi kadar önemlidir ve sanatın insan için özel değeri onun gerçekliğe bilimden daha yakın olmasıdır. Sanatın en iyi ele geçirdiği şey zamandır. Bir başka deyişle, insan hayatının boşunalığının gelip geçiciliğinin asli duygusu olan nemo en iyi sanat aracılığıyla ortadan kaldırılmış olur.Fowles bu temel kavramlar çerçevesi içinde; Hıristiyanlık, Lamacılık gibi dinlerin; hümanizm, varoluşçuluk, sosyalizm gibi önemli düşünce akımlarının ya da faşizm gibi bir sosyal hareketin temel görüşlerine tekrar tekrar değinerek günümüze damgasını vurmuş olan materyalist kültürle derinlikli bir hesaplaşmaya girişiyor ve kültürümüzün temellerini enine boyuna sorguluyor. İlk bakışta belki biraz kötümser, ama son derece çarpıcı ve güçlü bir sorgulama bu.Aristos, bizlere büyük romancı Fowlesın düşünce dünyasının derinliğini göstermekle kalmayıp geniş hayal dünyasına ilişkin kimi ipuçlarını da veriyor; sırf bu nedenle bile Fowlesın kurmaca yapıtlarıyla tanışık olanların asla kayıtsız kalmamaları gereken bir yapıt...
Fransız Teğmenin Karısı, Yaratık, Koleksiyoncu ve Büyücü adlı romanlarıyla ülkemizde de adını duyurmuş olan ünlü İngiliz yazarı John Fowles, Aristos başlığını taşıyan deneme kitabında yaşam üzerine tuttuğu notları bir araya getiriyor. Kitabın temel esin kaynağı, MÖ . yüzyılda, kendi ülkemizin topraklarında, Efeste yaşamış olan filozof Herakleitosun günümüze ulaşan notları. Kitaba ana başlığını veren aristos sözcüğü, Yunancada en yüksek derecede olan bir insan ya da nesne anlamına geliyor. Fowlesa göre, aristosu tümüyle barındıran hiçbir kurum yoktur; hiçbir ülke, hiçbir sınıf, hiçbir kilise, hiçbir siyasal parti...Fowles, kitabında insan özgürlüğünün kendini ortaya koyduğu çeşitli biçimleri irdeliyor ve bu arada, sözgelimi nemo gibi, Freud kökenli gölgede kalmış kimi kavramları da, yeni bir boyut -siyasal boyut- katarak geliştiriyor. Fowlesa göre, sanatın kılgısı ve deneyimi, insan için bilimin kullanımı ve bilgisi kadar önemlidir ve sanatın insan için özel değeri onun gerçekliğe bilimden daha yakın olmasıdır. Sanatın en iyi ele geçirdiği şey zamandır. Bir başka deyişle, insan hayatının boşunalığının gelip geçiciliğinin asli duygusu olan nemo en iyi sanat aracılığıyla ortadan kaldırılmış olur.Fowles bu temel kavramlar çerçevesi içinde; Hıristiyanlık, Lamacılık gibi dinlerin; hümanizm, varoluşçuluk, sosyalizm gibi önemli düşünce akımlarının ya da faşizm gibi bir sosyal hareketin temel görüşlerine tekrar tekrar değinerek günümüze damgasını vurmuş olan materyalist kültürle derin... tümünü göster
Batı aydınlanmasıyla, varoluşçulukla, izm'lerle, dinlerle keskin bir hesaplaşma. ivedi bir yeni anarşizm- ve bu aristos adıyla bir nevi ironik metin haline geliyor. Fowles, kendin dışında hiçbir şeye umut bağlamaman için yazmış, okumak gerek.
Karton Cilt, 255 sayfa
2000 tarihinde, Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlandı