Adam Gordon: Üniversiteyi bitirdikten sonra kazandığı “şiir bursu”yla İspanya’ya giden bir Amerikalı. Sorulursa İspanyol İç Savaşı ve şiir hakkında bir araştırma yaptığını söylüyor; ama kendi kişisel araştırmasından, örneğin derin bir sanat deneyiminin mümkün olup olmadığına dair sorgulamalarından kimseye bahsetmiyor. Sanatın doğasını veya klişelerini sadece iç sesiyle tartışıyor. Zaten ne yaptığını kendisi de pek bilmiyor. Edebî sahtekârlığının ne kadar da sahte olduğunu düşünürken sahici biri olup çıkıyor. Çoğu zaman dumanlı kafasıyla sadece etrafındaki insanlara değil, kendi kendisine de komik/trajikomik oyunlar oynuyor ve gündelik gerçeklikten ayrılan bir bilincin nerelere varabileceğini gösteriyor. Tüm düşünsel sakarlıklarına rağmen ne yapıp edip dünyanın ve kendisinin izleyicisi hâline geliyor. “Bir başkası” olarak görünmeye çalışırken, “bambaşka biri” oluyor: Atocha İstasyonu’nun bombalanmasıyla karışan Madrid’de, güncel bir “sanatçının genç bir adam olarak portresi”ni sunuyor. Atocha’dan Ayrılış, Hakan Toker’in çevirisiyle Türkçede.
“Günümüz hayatında sanat ve gerçekliğin kesişmesi üzerine olağanüstü bir roman.”
John Ashbery
“Tek kelimeyle büyüleyici. Lerner’ın yalancı, haplara boğulmuş, kendisinden nefret eden, dâhiyane budalalıkların kahramanı tam anlamıyla unutulmaz bir karakter…”
Paul Auster
“Atocha’dan Ayrılış, zekâ dolu bir mizaha sahip; capcanlı ve her cümlesiyle özgün. Şimdiye dek okuduğumu hatırladığım hiçbir şeye benzemiyor.”
Jonathan Franzen
Adam Gordon: Üniversiteyi bitirdikten sonra kazandığı “şiir bursu”yla İspanya’ya giden bir Amerikalı. Sorulursa İspanyol İç Savaşı ve şiir hakkında bir araştırma yaptığını söylüyor; ama kendi kişisel araştırmasından, örneğin derin bir sanat deneyiminin mümkün olup olmadığına dair sorgulamalarından kimseye bahsetmiyor. Sanatın doğasını veya klişelerini sadece iç sesiyle tartışıyor. Zaten ne yaptığını kendisi de pek bilmiyor. Edebî sahtekârlığının ne kadar da sahte olduğunu düşünürken sahici biri olup çıkıyor. Çoğu zaman dumanlı kafasıyla sadece etrafındaki insanlara değil, kendi kendisine de komik/trajikomik oyunlar oynuyor ve gündelik gerçeklikten ayrılan bir bilincin nerelere varabileceğini gösteriyor. Tüm düşünsel sakarlıklarına rağmen ne yapıp edip dünyanın ve kendisinin izleyicisi hâline geliyor. “Bir başkası” olarak görünmeye çalışırken, “bambaşka biri” oluyor: Atocha İstasyonu’nun bombalanmasıyla karışan Madrid’de, güncel bir “sanatçının genç bir adam olarak portresi”ni sunuyor. Atocha’dan Ayrılış, Hakan Toker’in çevirisiyle Türkçede.
“Günümüz hayatında sanat ve gerçekliğin kesişmesi üzerine olağanüstü bir roman.”
John Ashbery
“Tek kelimeyle büyüleyici. Lerner’ın yalancı, haplara boğulmuş, kendisinden nefret eden, dâhiyane budalalıkların kahramanı tam anlamıyla unutulmaz bir karakter…”
Paul Auster
“Atocha’dan Ayrılış, zekâ dolu bir mizaha sahip; capcanlı ve her cümlesiyle özgün. Şimdiye dek okuduğumu hatırladığım hiçbir şeye benzemiyor.”
Jonathan Franzen
Karton Cilt, 216 sayfa
Şubat2014 tarihinde, Jaguar Kitap tarafından yayınlandı