Kırdan çözülen kalabalığı şehirlere yediremez, kültür açısından aydınla halk arasındaki mahiyet farkını, -gelişmiş ülkelerde olduğu gibi- derece farkına indiremezse, gelişmekte olan her ülkede ortalığı lümpen bir fikir ve sanat ortamı kaplar. Türkiyede de böyle olmuştur. Aydın ne yapıyor? Saati yıllardır ya Parise, ya Londraya, ya New Yorka, ya Moskovaya, ya Pekine ayarlıdır; tarihini önemsemez, halkını düpedüz küçümser; beride ne köyle kalabilmiş, ne şehirli olabilmeş, kara kalabalık, kılavuz olarak aydınlarını kaybedince, kendi göbeğini kendisi kesmeye kalkışmış, neticede o lümpen sacayağının ortasına düşmüştür: Bir uçta arabesk müzik, bir uçta Yeşilçam sineması, bir uçta gazino (magazin) basını!
Kırdan çözülen kalabalığı şehirlere yediremez, kültür açısından aydınla halk arasındaki mahiyet farkını, -gelişmiş ülkelerde olduğu gibi- derece farkına indiremezse, gelişmekte olan her ülkede ortalığı lümpen bir fikir ve sanat ortamı kaplar. Türkiyede de böyle olmuştur. Aydın ne yapıyor? Saati yıllardır ya Parise, ya Londraya, ya New Yorka, ya Moskovaya, ya Pekine ayarlıdır; tarihini önemsemez, halkını düpedüz küçümser; beride ne köyle kalabilmiş, ne şehirli olabilmeş, kara kalabalık, kılavuz olarak aydınlarını kaybedince, kendi göbeğini kendisi kesmeye kalkışmış, neticede o lümpen sacayağının ortasına düşmüştür: Bir uçta arabesk müzik, bir uçta Yeşilçam sineması, bir uçta gazino (magazin) basını!