Adamın çaresiz bir şekilde oynattığı kolunun ucundaki korkunç yaranın çürümeye başladığı açıkça belliydi. Fakat bu kanlı et yığını tüm işkencelere rağmen insanlığından bir şey yitirmemişti. Çarmıhın önünde duran bir cellat, işkence gören adamın vücuduna iki çivi daha çakmakla meşguldü. Çekici indirdiği anda adamın vücudundan fışkıran kan sütunu geniş bir kavis çizerek meydanı kaplayan tozların arasına karışıyordu. Fakat kurban kahkahalar atarak öyle bir gülüyordu ki, yanaklarından aşağı yaşlar süzülüyordu. Bunun sebebi çektiği şiddetli acı olabilir miydi?Rüstem Efendinin sesi duyuldu: Bu adam el-Hallac.
Adamın çaresiz bir şekilde oynattığı kolunun ucundaki korkunç yaranın çürümeye başladığı açıkça belliydi. Fakat bu kanlı et yığını tüm işkencelere rağmen insanlığından bir şey yitirmemişti. Çarmıhın önünde duran bir cellat, işkence gören adamın vücuduna iki çivi daha çakmakla meşguldü. Çekici indirdiği anda adamın vücudundan fışkıran kan sütunu geniş bir kavis çizerek meydanı kaplayan tozların arasına karışıyordu. Fakat kurban kahkahalar atarak öyle bir gülüyordu ki, yanaklarından aşağı yaşlar süzülüyordu. Bunun sebebi çektiği şiddetli acı olabilir miydi?Rüstem Efendinin sesi duyuldu: Bu adam el-Hallac.
İşin felsefi yada kelami boyutunu üstünkörü işlemiş, daha çok olayı anlatmaya çalışmış ki bence çokta isabetli bir karar vermiş. Çünkü hallacın söyledikleri derin mevzulardır, herkesin çözebileceğini sanmam. Bu kitap hallacı tanımak için bir fırsat, derinlemesine araştırmak isteyenler yola devam edebilir. Ama tanınması gereken bir karakter olduğunu düşünüyorum. Yazarın uslübunu beğenmedim,olaylar kopuk kopuk.
Çeviri kötüydü... Kaldı ki kitap da -eğer Hallac-ı Mansur'u daha önce okumadıysanız- size hiç bir şey veremeyecektir... Satır aralarına sıkışmış bir seyahat özeti sanki! Düşüncelerinin detayına inilmemiş, pek beğenmedim ama okuyup bitirdim yine de...
hallactan yola çıkarak o günkü iran siyasi durumuyla bağdaşlaştırılmak istenmiş fakat ne hallac yeterince anlatılabilmiş nede sonuyla tam olarak bağdaşlaştırılabilmiş..
kitapta geçen ve beni en çok etkileyen söz şuydu: bilirsin şılbe şeytani da belli ölçüde yüceltiyorum. o rabbi olan allaha yalnızca secde etmek istiyordu bi insan olan ademe değil ve bu açıdan bakınca şeytan tanrısal irade karşısında bile durarak özgürlüğün ilk sembolü olmamışmıdır
Kurgusu fazla iyi olmamakla birlikte tarihsel yanlışları da yok değil.
Hallac-ı Mansur'a olan ilginiz henüz başladıysa okunabilecek bir kitap. Ayrıntısız ve basit bir anlatımı var. Dili edebiyattan uzak, kurgusu aslında orijinal sayılabilecekken sağlam değil maalesef. Fakat dediğim gibi Hallac hakkında yeni yeni okumaya başladıysanız ilk sıraya koyabilirsiniz.
238 sayfa