Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Savaşın incittiği insanlara bir ses veren Erich Maria Remarque, bize hatırlattıklarıyla her zaman el üstünde tutulması gereken bir yazar. Savaşın dehşetini, beraberinde getirdiği yıkımı, insanoğlunu birbirine nasıl yabancılaştırdığını birinci ağızdan, çarpıcı bir şekilde dile getiren Remarque, savaşla ilgili bildiğimizi sandığımız gerçekleri sorgulamamızı sağlarken, edebiyatın ne kadar güçlü ve ölümsüz bir kaynak olabileceğini de bir kez daha kanıtlar.

Remarque'ın, I. Dünya Savaşı'ndaki bir grup askerin hikâyesini on dokuz yaşındaki bir çocuğun gözlerinden anlattığı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, yayımlandığı günden bu yana, devamı niteliğinde olan Dönüş Yolu'yla birlikte tüm dünyada büyük ilgi görmeye devam etmekte. Canlı çarpışma sahnelerinin yanı sıra savaşın abesliğinin ve askerlerin ıssızlığının vurgulandığı cephe arkası bölümleriyle de okuru içine hapseden roman, Yaşar Kemal'in sözleriyle "bugün de taptaze, bugün de her okuyucusu tarafından yeniden yeniden yaratılarak uyarıyor, direnme gücü veriyor." 20. yüzyıl dünya edebiyatının bu önemli yapıtı, şimdi Everest Yayınları'nın dünya klasikleri dizisindeki yerini alıyor.

Savaşın incittiği insanlara bir ses veren Erich Maria Remarque, bize hatırlattıklarıyla her zaman el üstünde tutulması gereken bir yazar. Savaşın dehşetini, beraberinde getirdiği yıkımı, insanoğlunu birbirine nasıl yabancılaştırdığını birinci ağızdan, çarpıcı bir şekilde dile getiren Remarque, savaşla ilgili bildiğimizi sandığımız gerçekleri sorgulamamızı sağlarken, edebiyatın ne kadar güçlü ve ölümsüz bir kaynak olabileceğini de bir kez daha kanıtlar.

Remarque'ın, I. Dünya Savaşı'ndaki bir grup askerin hikâyesini on dokuz yaşındaki bir çocuğun gözlerinden anlattığı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, yayımlandığı günden bu yana, devamı niteliğinde olan Dönüş Yolu'yla birlikte tüm dünyada büyük ilgi görmeye devam etmekte. Canlı çarpışma sahnelerinin yanı sıra savaşın abesliğinin ve askerlerin ıssızlığının vurgulandığı cephe arkası bölümleriyle de okuru içine hapseden roman, Yaşar Kemal'in sözleriyle "bugün de taptaze, bugün de her okuyucusu tarafından yeniden yeniden yaratılarak uyarıyor, direnme gücü veriyor." 20. yüzyıl dünya edebiyatının bu önemli yapıtı, şimdi Everest Yayınları'nın dünya klasikleri dizisindeki yerini alıyor.


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan

Daha kendi hayatlarına sahip olamadan başkalarının hayatları için ölen gencecik çocukları anlatmış Remarque. Özellikle, askere gitmeyeni adam saymayan toplumumuzda okunması gerektiği kanaatindeyim.

10 puan

Bilmeyenimiz var mı Birinci Dünya Savaşı’nı? İhtilaf ve İttifak devletlerini sütunlara yazmıştı öğretmenimiz, ezberlememiz daha kolay olsun diye. Bu ezber kolaylığını savaşın görünür ve gerçek sebeplerini ayırt etmekte de kullanmamız gerekecekti. Savaş iki cepheydi: düşman ve dost, kazanmak ve kaybetmek, nedenler ve sonuçlar. Böyle öğretiliyordu bize. Ölümü hiç hayal etmiyordum, savaşta ölmek diye bir şey var mıydı? Savaşıyorlar, yenilen kaçıyor zannederdim. Yunanlılar denize dökülünce yüzerek kaçtıklarını düşünecek kadar deniz görmemişti çocukluğum. Çanakkale Savaşı’nda öğrendim ölümün de olabileceğini, çocukların savaşta öldüklerini. Oysa o ölümler bile şanlı ve ulaşılamayacak kadar güzel ve onurluydu, bunları öğrendiğimizde birçoğumuzun henüz mezarlıkta yatan bir ölüsü dahi yoktu, nereden bilelim ölümü.
Oysa bu kitap ölümü, savaşı, dehşeti, kanı öylesine yalın ve gerçek anlatıyor ki ezber yapmak için sütunlara ve rakamlara ihtiyacınız kalmıyor.
Bu kitaptan önce defalarca savaş filmi ve belgeseli izlemişimdir, savaş anıları okumuşumdur, çekilen kıtlığa ve açlığa üzülmüşümdür. Fakat gaz odalarının, tankların, savaş uçaklarının bu denli dehşet verici olduklarını anlamayacak kadar toy duruyor bu izlemlerim. İnsan dehşeti yaşamadan nasıl anlar! Bir kez dahi ölümle yüz yüze gelmeden anlayabilir mi savaşı? Bir ölü vermedikten sonra toprağa savaşın bıraktığı izler hayal edilebilir mi? Öylesine gerçek duruyor ki savaş karşınızda yıkıp atmak istiyorsunuz tüm bu olanları. Üstelik bir ikincisi daha yaşanıyor devasa boyutta ve şu an az ötemizde yaşanmakta.
İnsanı derinden etkileyen bir kitap. Bunu sadece kurgusuyla, kişileri ve zamanıyla yapmıyor. Kelimelerin seçimiyle, yalın ve öz anlatımla sizi sarsıyor. Sarsmalıdır da. İnsana ait olamayacak kadar vahşilik ancak insana özgü vurgularla anlatılabilirdi. Hayal kuramayacak kadar ruhsuzlaşan, kesik bedenleri inceleyecek kadar dehşeti sıradanlaştıran insanlar tek bir şey için mücadele edeceklerdir sonunda: Yaşamak için. Bunu yaparken de elbette yemek yiyecekler, uyuyacaklar, delirmemek için şakalaşacaklar, konuşup gülecekler, ölmemek için birlikte olacaklardır. Şiirsel bir romandı kimi zaman, betimlemeler bir şair duyarlılığında anlatılmıştı. Savaş sorgulamalarıysa bir o kadar keskin ve yalındı. Hayatın ta içinden sorgulamalardı.
Onlarca şey söylenebilir savaş ve kitap hakkında. Uzun yıllar söyleneceğe de benziyor ne yazık ki

8 puan

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, Erich Maria Remarque'nın yazdığı, savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını ele alan bir romandır.
Almanya'nın Nazi döneminde 1933 yılında gerçekleşen "Kitap yakılması" eylemlerinde bu roman da kurban düşmüştür.

9 puan

"Ama valla bir imparatorun sen-ben gibi helaya giden bir adam olduğunu benim aklım almıyor."

10 puan

Bu bir savaş kitabıdır. Savaşın ne kadar gereksiz,anlamsız ve birilerinin sadece iki dudağının arasında olduğunu,o kişiler için ise bir anlamınız olmadığını karakterler aracılığıyla anlayabileceğiniz bir kitaptır.

Alman askerlerinin Fransa'ya karşı savaşını konu edinir.O kadar tiyatral bir anlatıma sahiptir ki parçalanmış cesetleri,ortaya dökülen bağırsakları,kesilen bacakları sanki yaşamış gibi okuyabilirsiniz.

Nazilerin de meydanda yaktığı yasaklı kitaplarındandır. Zaten sonrasında yazar Almanya'yı terk etmiş Amerika'ya yerleşmiştir.Naziler Remarque'yi öldürmek amacıyla arasalar da bulamazlar onun yerine ablasını öldürürler.
Savaş konusunda -özellikle ne kadar anlamsız olduğu konusunda- altı çizilesi ve yeniden okunulası cümleler barındırır.

''On sekiz yaşımızda dünyayı ve hayatı sevmeye başlamıştık. Sonra da aynı şeylere ateş etmek zorunda kaldık. Patlayan ilk obüsler, kalbimize rastladı.''

Zaten kitabın ilk cümleleri size kısa bir özet sunuyor.''Bu kitap ne bir şikayet ne de bir itiraftır. Sadece savaşla yok edilmiş bir nesilden söz etmek istemektedir... O insanlar bombalardan ve mermilerden kurtulmuş olsalar da!''

Sadece cepheyi,yanınızdan geçip giden kurşunları ,cephede çekilen gıda sıkıntısını ve hayatta kalma çabasını anlatmaz,böyle yoğun bir bombardımandan sonra evine izin alıp ailesini ziyaret edebilen şanslı askerlerin hayatından kesitler sunar veya daha 18 yaşında cepheye gönderilen çocukların aşka bakış açısını gözler önüne serer.

“Gencim, yirmi yaşındayım. Ama hayatta umutsuzluktan, ölümden korkudan ve acı uçuruma sürükleyen anlamsız bir dıştanlığın kösteklenmesinden başka bir şey tanımıyorum. Milletlerin birbirlerine zorla düşman edildiğini ve hiç ses çıkarmadan, hiçbir şey bilemeden budala, uysal ve bönce birbirlerini öldürdüklerini görüyorum. Dünyanın en zeki beyinlerinin, bütün bunları daha ustaca ve daha devamlı yapmak için yeni silahlar ve yeni laflar bulduklarını görüyorum.”

Profil Resmi
9 puan

Ve kitap bitti... Kan,mermi viziltisi, irin,cephe hummasi.aclik,susuzluk,ölüm,ates,dostluk,korku,kesik uzuvlar,ölen atların korkunç sesleri, ,özlem.üzülen anneler, bir dostunun ölümünü izlemek, hiç tanımadıığın birini öldürmek ve can çekişmesiini seyretmek, duyguların sertleşip düzleştiği, geçmişe ait tüm detayların kaybolduğu savaş pisikolojisii; kısaca savaşın iğrençliğini lezzetli bir şekilde sunan harika bir kitap.

10 puan

"18 yaşındaydık. Tam yaşamaya ve dünyayı sevmeye başlamıştık ki bizi dünyayı yok etmekle görevlendirdiler.İilk bomba bizim yüreğimizin içinde patladı. Çalışma, çaba, ilerleme dünyasıyla ilişkimiz kesildi. Böyle şeylere inanmaz olduk. Biz yalnızca savaşa inanıyoruz artık."

Savaşı cephedekilerin gözünden görmek için, mutlaka okunmalı. Yine de onları tam anlamıyla anlayabilmemiz mümkün değil ama biraz empati yapabilmemizi sağlayabilir.

10 puan

hayatımda hiç, bu kadar gerçekçi bir roman okumamıştım..

Profil Resmi
10 puan

Okunmalı...
http://sezaiakbiyik.wordpress.com/2012/09/02/bati-cephesinde-yeni-bir-sey-yok/

11 yıl, 11 ay
10 puan

Her sayfasında ızdırap çekeceğiniz bir kitap. Savaş denen saçma buluşun insanları nasıl benlikten çıkardığını fark edeceksiniz.
"Arkadaş ben seni öldürmek istemedim.şimdi yine buraya atlasan ve mantıklı davranacağını bilsem seni vurmazdım. Ama sen benim için şimdiye kadar sadece bir fikirdin. Ben de bu fikre göre davrandım. Hançerimi bir fikre sapladim ben. Ama şimdi görüyorum ki sen de benim gibi bir adamsin.sizin analarınızda bizimkiler gibi üzüntüde. Hepimiz ölümden aynı şekilde korkuyoruz. Aynı ölümle ölüyoruz, aynı acıları çekiyoruz."


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 216 sayfa
2012 tarihinde, Everest Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9786051410319
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Kalben AFD Serginho Yaşayan Ölü kingrose
6 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski