Soylu bir İngiliz olarak doğmuştu, ancak aşkı uğruna İskoç oldu ve şimdi gerekirse doğduğu ülkeye karşı savaşmaya hazır.
Catherine Cameron affedilmez bir günah işleyerek İskoç bir casusa aşık olmuş ve onunla evlenmişti. Onunla olmak bir uçurumdan atlamak gibiydi, yere ne zaman ineceğinizi ve indiğinizde tek parça halinde mi olacağınızı bilemezdiniz. Şimdi, Highland topraklarında Alexander Cameron’ın güçlü kollarında savaş tutkusunu ve aşkın bedelini öğrenecekti.
İngiliz düşman ordusuyla savaşırken bir yandan sevdiği kadının güvende olması için mücadele ediyordu.
Alexander Cameron başına ödül konmuş bir İskoç’tu. Aşk, bu efsanevi savaşçıyı hassas kılmıştı. Catherine onun kalbini, hayatını, ruhunu ele geçirmişti. Artık onu tehdit eden tehlikelerden karısını da korumak zorundaydı. Fakat İngilizlerle savaşmaya giderken Catherine geride kalıp onu beklemeyi reddetti ve bir daha asla ayrılmayacaklarına yemin etti.
Marsha Canham tutku dolu, nefes kesici bu kitabında savaştan zarar görmüş İskoçya’da efsanevi savaşçı Alexander Cameron’ın hayatındaki iki önemli şey için verdiği savaşı anlatıyor: ülkesi ve sevdiği kadın.
Soylu bir İngiliz olarak doğmuştu, ancak aşkı uğruna İskoç oldu ve şimdi gerekirse doğduğu ülkeye karşı savaşmaya hazır.
Catherine Cameron affedilmez bir günah işleyerek İskoç bir casusa aşık olmuş ve onunla evlenmişti. Onunla olmak bir uçurumdan atlamak gibiydi, yere ne zaman ineceğinizi ve indiğinizde tek parça halinde mi olacağınızı bilemezdiniz. Şimdi, Highland topraklarında Alexander Cameron’ın güçlü kollarında savaş tutkusunu ve aşkın bedelini öğrenecekti.
İngiliz düşman ordusuyla savaşırken bir yandan sevdiği kadının güvende olması için mücadele ediyordu.
Alexander Cameron başına ödül konmuş bir İskoç’tu. Aşk, bu efsanevi savaşçıyı hassas kılmıştı. Catherine onun kalbini, hayatını, ruhunu ele geçirmişti. Artık onu tehdit eden tehlikelerden karısını da korumak zorundaydı. Fakat İngilizlerle savaşmaya giderken Catherine geride kalıp onu beklemeyi reddetti ve bir daha asla ayrılmayacaklarına yemin etti.
Marsha Canham tutku dolu, nefes kesici bu kitabında savaştan zarar görmüş İskoçya’da efsanevi savaşçı Alexander Cameron’ın hayatındaki iki önemli şey için verdiği savaşı anlatıyor: ülkesi ve sevdiği kadın.
Bedel- Marsha Canham
İlk roman Gurur öyle bir yerde kaldı kiii öyle kalakaldım...Alahtan iki kitabı arka arkaya okumak şansına sahiptim...Yoksa ikinci kitabı bekleyiş süresi biraz sıkıntılı olabilirdi...
Yazarın daha önce Arunas Yayıncılıktan çıkan Benim Ebedi Aşkım,(My Forever Love ) ve Demir Gül (The İron Rose) isimli kitaplarını okumuştum..İkisinide çok başarılı buldum..Marsha Canham öyle bir kalem ki sizi yazdığın dönemin diyarlarına götürdüğü gibi o zaman ki tarihi olayları beyninize adeta kazıtıyor..
Daha Önce okuduğum Kathleen F.Woodwiss'nin Rüzgarda Savrulan Küller (Ashes İn The Wind) romanında da çok detaylı bir tarihi anlatım olsada Marsha Canhamın kurgusu hikayesi tarihi olaylara daha gerçekçi bir anlatım ile monte edilmişti adeta..Benim Ebedi Aşkım'da haçlı savaşlarını adeta yaşadığımı hatırlıyorum..
Kısaca Gurur ve Bedel kesinlikle arka arkaya okunması gereken hikaye..Bu hikayeyi okurken hislerimi anlatacak kelime bulamıyorum..Yazar benim bu sefer ayaklarımı resmen yerden kesti..O ne anlatım,o ne duygu sağanağı öyle..
Sadece romanın kahramanları Catherine Assbrooke ve Alexander Cameron'un hikayesi yoktu bu hikayede ki..Arkadaşı ve onbeşyıılık yoldaşı Aluinn ve Catherine'nin can yoldaşı,hizmetlisi Diedre'nin,Ağabeyi Damien Ashbrooke,Annesi Caroline 'nin aşkları,tutkuları da vardı bu hikayede ki yazar biraz daha keşke Catherine'nin annesini de işleseydi ki bu kadının hayatı iki çocuğunda da kilit noktası idi gibi geldi bana..
Hikaye tam da yazarın bıraktığı yerden kesintisiz olarak devam ediyordu,şımarık bencil,istediğini hep iştediğğini elde etmeye alışmış olan bu soylu kadının giderek olgunlaşmasını izlemiştik ilk kitapta..İkinci kitapta ise kocasının ruhu olmasını,onun için güçlü olması yanı sıra karakterinin gizli yanlarının açığa çıkmasını izlemek..Harikaydı..Alex'in sevdiği kadını iliklerine kadar özlemesi.hele aylardan sonraki görüştükleri ilk sahne çok duygusal ve tutkulu idi..
Okurken zaman zaman savaş detayları canımı biraz sıksada yinede çok zevkli idi bu iki kitabı okumak..
Okuyun bu özel yazarı,tarihin tozlu sayfalarında kaybolun ve iki özel insanın aşkını bire bir yaşayın...Tavsiyemdir...
Serinin ilk kitabı Gurur'un ardından -ikinci kitap çıksa diye beklemeden -okumak çok iyiydi ;) Tam kıvamında -art ardına süründürmeden- 2 kitapta bitmesine çoook sevindim :))
İlk kitaptaki tarihsel anlatımlar bu kitapta daha ayrıntılı çok detaylı (eminim çok sıkılanlar sırf bu yüzden sevemediler kitabı ..) verilmiş, bu kadar detaylı anlatımdan anladığım kadarı ile yazar (ki en arkada yazar notunda kendisi de yazmış..) tamamen gerçek olaylar hakkında edindiği bilgiler üzerine roman karakterleri yaratarak kurgusunu yapmış.Bazı savaş detayları olmadan kurgu karakterlerin yaşadıklarını anlamak onların duygularını hissetmek pek de mümkün olmazdı ...Tamam kabul ediyorum stratejik planlar ve bunu planlayanlar cidden sıkıcıydı :P
Çeviri genel olarak iyiydi lakin o detaylı savaş,tarihsel olayların anlatımında arada çeviride bozukluklar karışıklıklar vardı... sanırım tarihsel detaylar yüzünden çevirmen arada gözden kaçırırım sanmış ama -iş bu yüzden-yinede inatla okumaya devam ettim ;)Çeviri ilk kitapta ''Gurur''da daha iyiydi. Bunda galiba okuyanların fazla umursamayacağını,sıkıldığı için atlayacağı kısımlar olarak düşünmüş ve baştan savmış :/
Catherine,Alex,Aluinn,Deidre,Damien,Struan tüm karakterler çok iyi işlenmiş sonunda hepsinin hayatta kalması mucize olurdu...
Aşkı gerçekten çok iyi anlatmış aşktan öte birbirlerinin ruhu hayatı olmalarını okumak, onlara bir şey olmaz diye düşünürken yaşadıkları büyük zorluklar,ayrı düşmeleri çok acıtıcıydı bazı yerleri diken üstünde okudum.Lauren'in Hamilton ile nasıl bir entrika çevirecekleri Catherine ve Alex'in ne kadar zarar görecekleri,bir İngiliz Teğmenin Catherine tecavüz etmeye çalıştığı zaman,İnverness'te ki savaş sonunda yaralı ve ölülerin arasında bulundukları zaman...
Charles Edward Stuart'a sinir oldum o kadar insanı böylesi yoksunlukla sırf onurları ve sadakatlerini kullanarak savaşa yönlendirmesi kabul edilemez velevki savaşa başladın kendinden olan,başarısı takdir edilmiş general varken işi bilmeyen birilerini dinlemesi,öncelikle kendini düşünmesi kabul edilemezdi...
serinin ilk kitabından sonra ara verdiğim için galiba olmadı sarmadı
Catherine beş hafta önce Derby'deki evinden ayrılmıştır.Bir zamanlar düşüncesiz,şımarık,pohpohlanarak ince ince bilenen öfkesinin sivri ucunu doğrulturken şimdi o halinden eser yoktur.Çok daha yaşlı,bilge,deneyimli,olgun hisseder kendini. Parmaklarının bir şıklaması herhangi bir adamı yüzlerce kilometre öteden getirip önünde dizlerinin üzerine kapanmasına yeterken şimdi bu yalvarmaların,yakarmaların,umutların ve dua etmenin istediği adamı kendisine getiremeyeceğini biliyordur. Hissizleşmiştir. Kendisini dünyadan kopmuş hisseder.Nasıl olduğunu,niye olduğunu anlamamıştır ama aşık olmuştur. Alexander ile iki düşmanken iki aşığa dönmüşlerdir. Alex İngiltere'de ailesi ile güvende olacağını düşündüğü için onu göndermiştir.
Alex ise yıllarca amacı olmadan yaşamış,yanlış sebepler için savaşmış ve öldürmüştür.Şimdi ise İskoçya için savaşır. Evi,ailesi,kanı ve atalarının onuru için savaşır. Kiminle nerede yaşayacağını seçebilmek içinde savaşır. En çokta Catherine,Catherine'i sevebilme hakkı için savaşır. İkili büyük bir mücadeleden sonra nihayet kavuşabilir. Kaderin onların bir araya getirebilmek için kurduğu komplolara şükreder hale gelirler.
İlk kitap Gurur da hikaye bitmemişti öyle bir yerde kalmıştı ki Bedel'i okumak için sabırsızlandım. Okumaya başladığımda da elimden bırakamadım. O ne güzel bir aşktı okumaktan çok keyif aldım.
Daha güçlü, kendinden emin, seven bir Catherine var. Yaşananlara başlarına gelenlere rağmen sağlam durmayı başarıp her daim sevdiği adamın yanında olan Catherine. Sevmemek elde değil. Ayrıca çok seven mücadeleci bir Alex'de var. Yan karakterlerin hikayeleri de vardı onları okumakta keyifliydi.
Tarihi detaylar ilk kitaba göre çok daha fazlaydı.
İkiliyi zaten çok seviyordum daha çok sevdim. Arada ki aşkı öyle güzel yansıtmıştı ki yazar beğenmemek elde değil. Marsha Canham kesinlikle başarılı bir yazar.
Karton Cilt, 488 sayfa
2012 tarihinde, Koridor Yayıncılık tarafından yayınlandı