Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Yazarın sıkı bir takipçisiyim. Rant uğruna harcanmış bir kitap olduğunu düşünüyorum. Gezi olaylarını anlatması, yazar olarak kendisini övmesi vs çok itici geldi. Bir şeyi pek çok kez tekrarlamış. Okuyucu aptal değildir, satır aralarını görebilir.Yazar bu kitabında fazlaca gözümüze sokuyor olayları. Sevmedim, şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım.
Ahmet Ümit'in diğer kitapları kadar akıcı ve merak uyandırıcı değil, bir çok kez elime tekrar almada zorlandım. Polisiye kısım az kalmış; Beyoğlu'ndaki rant kavgası, siyaset, Gezi olayları ağır basmış anlatımda. Aralarda sanki birşeyler sürekli tekrarlanıyor ve bunaltıyor insanı.
Bir de katili önceden tahmin ettiğim için sanırım, biraz sıkılarak bitirdim kitabı.
Yeni bir roman yeni bir başkomsernevzat hikayesi ile beyoğlu'nun arka sokaklarında karşımıza çıktı Ahmet ÜMİT. Bu sefer cinayetlerden çok bir şehir cinayeti yaşanıyordu, bu şehrin en gözde yeri kaybolmaya, yıkılmaya yüz tutmuştu. Direnmeye çalışan bir tarih, yıkılmaya çalışılan geziparkı, bu kitapta aslında beyoğlunun en acı, en derin halini anlatıyor.
Tarlabaşında yaşanıyor olaylar, hani şu korkup da gitmeye cesaret edemediğimiz yerler, bize ne kadar ürkütücü, korku veren bir yer olarak gelir ya, aslında eski zamanlarda buranın en güzel yerlerinden biriymiş Tarlabaşı. Rumların kaldığı nadidene bir yerken Tarlabaşı varlık vergisi ile kovulmuşlar yurt edinip benimsedikleri güzelim Tarlabaşından. Onlar gidincede yerini Roman vatandaşlar yani tabiri caizse çingeneler almış, evler arası çamaşır asılan, sokak ortasında yemek yenilen bir yer halini almış..
Devamı İçin ;
http://ilknur--akpinar.blogspot.com/2013/10/ahmet-umit-beyoglunun-en-guzel-abisi.html
Ahlaki değerlerin nasıl yozlaştığını, belgesel tadında sunan enfes bir kitap.
yine kitabın içine düştümmmm,eehhhh Ahmet Ümit yine yaptın yapacağını; hem kendini hem de romanı sevdirdin (; tavsiye ederim polisiye gerilim sevenlere..
Ben bu kitabı gerçekten Ahmet Ümit'in yazdığına inanmıyorum.Tarzının çok dışında,stajyerine yazdırıp kendi kabullenmiş gibi.hiç beğenmedim.
Bence yazar sosyal ve politik olaylara değinmek adına zorlama bir kitap yazmış. Sırf Başkomiser Nevzat için okunabilir ama diğer kitaolarının çok gerisinde kalmış malesef.
Uzun bir zaman oldu. Hiç bir kitabı bu kadar sündürmemiştim. Sanırım bunun şansına. Her neyse...
Bir kere kitabın ismi gerçekten çok güzel. Ahmet Ümit' in polisiye romanlarının başarılarından haberdardım fakat kitabın ismi beni oldukça çekti.
Tarlabaşı' nın sokaklarında yürüdükçe imgemde: ortam, İstanbul' u bildiğim kadar; karakterler ise Kanıt, Behzat Ç (özellikle özgürce kullanılmış küfürlerden dolayı) ve azda olsa Arka Sokaklar' a uğramadan geçmedi. Her defasında oradan buradan kadrajlar canlandı sanki göz kapaklarımın altında. Hatta Başkomser Nevzat bazen Ahmet Ümit olarak bazen de Çetin Tekindor olarak canlandı. Yardımcı Komser Ali ise, Kanıt dizisinde Komser Selim'i canlandıran Deniz Celiloğlu olarak gitgellerde bulundu.
Oldukça sürükleyici. #Basmakalıpcümle
Kitabı okumaya başladığınızda aniden cinayetin içinde buluyorsunuz kendinizi. Serüven başlıyor. Sonunda da sanki bu hızla bitiyor. Bu istenilmiş bir durum ise sözüm yok. O zaman gayet başarılı. Ama yok değil ise birazcık yıldızlarımdan bir tanesinin gücünü düşürerek yakmaktan yanayım.
Ve aba altından sopa gösteren cinsten konuya dahil olan "Gezi olayları", 6-7 Eylül Olayları, Beyoğlu ve civarı inşaat rant piyasası, sokak çocukları, duyarlı insanların düşünceleri gibi bir çok duruma da değinmeden geçmemiş. Bunların hepsinin zincirin halkası niteliğinde demiş sanki. Ama ağırlık Gezi olayları. Bunlar hakkında düşünceleriniz nelerdir, önemli değil. Önemli olan polisiye bir tür romanda düşüncelerin bu şekilde güzel aktarılması. Avazın çıktığı kadar bas bas, kimseyi dinlemeden, gözleri yumup bağırmak yerine Ahmet Ümit'in seçtiği yol bence harika. Böyle de olmalı. Ve böylesi emin olun daha etkili ve daha uzun soluklu. Diğer yöntemler bu ülkede sadece saman alevi. Etkisi az ve düştüğü yeri kirletmekten başka bir işe yaramayan yöntemler. Kısacası sanatın dilini güzel kullanmış.
Bir diğer güzellik, usta yazar Selim İleri'ye küçük bir arkadaş jesti yapmış. Gülümsetti beni.
Ve kitapta söz ettiği, Başkomser Nevzat ağzıyla "tuhaf yazar"ın yazdığı karakter bağlantısı. Bu da gülümsetenler arasında idi.
Okunmalı. #kısavenet
Komiser Nevzat'ın yazarla karşılaşma bölümleri olmasa daha iyi olacakmış, bu gereksiz gördüğüm kısımlar akıcılığı bozmuş....
ahmet ümit'in diğer kitaplarıyla yarışmasa da idare eder.
568 sayfa