Yaratıcının Yolu ÜzerineEy kardeşim, yalnızlığa mı çekilmek istersin? Kendi yolunu kendin mi aramak istersin? Biraz dur ve dinle beni...Kendine kötünü ya da iyini verebilir misin ve asabilir misin istemini başının üstüne bir yasa gibi?Olabilir misin kendi kendinin yargıcı ve intikamcısı kendi yasanın?Bugün bile birçok şeyde ıstırap çekiyorsun ey sen tek kişi: bugün hâlâ cesaretin ve umutların tam.Fakat bir gün yoracak seni yalnızlık, bir gün bükülecek gururun ve yerinden oynayacak cesaretin. Haykıracaksın bir gün: ben yalnızım diye.Bir gün göremeyeceksin artık yükseldiğini ve çok yakınında olacaksın alçaklığının; kendi yücen bile korkutacak seni bir hayalet gibi.Bağıracaksın bir gün: Her şey yanlış! diye.Duygular vardır yalnızları öldürmek isteyen; başaramazlarsa öldürmeyi, o zaman kendileri ölmek zorunda kalırlar.Fakat yeter mi gücün senin katil olmaya?Koru kendini iyilerden ve adillerden! Onlar hoşlanırlar kendi erdemini yaratanları çarmıha germekten nefret ederler yalnızlardan...Koru kendini sevginin nöbetlerinden! Çok çabuk uzatır elini yalnız kişi, karşılaştığı her insana...Fakat karşılaşabileceğin en büyük düşman kendin olacaksın yalnızca; bizzat kendin bekleyeceksin mağaralarda ve ormanlarda pusuda.Ey yalnız kişi, kendine giden yolu yürürsün! Kendinden ve yedi şeytanının önünden geçer yolun!Ey yalnız kişi, yaratıcının yolunda yürürsün: bir Tanrı yaratmak istersin kendine yedi şeytanından.Ey yalnız kişi, seveninin yolunda yürürsün: kendini seversin sen, bu nedenle küçümsersin kendini, sevenlerin küçümsediği gibi.Yaratmak ister seven kişi, çünkü küçümser! Sevdiği şeyi küçümsemek zorunda kalmamış bir kişi, ne anlar ki sevgiden?Sevginle gidesin yalnızlığına ve yaratmanla, kardeşim; çok sonra topallar adalet, senin ardından.Gözyaşlarınla gidesin yalnızlığına kardeşim. Ben kendisinden ötesini yaratmak isteyeni ve öyle yok olanı severim...Böyle dedi Zerdüşt.
Yaratıcının Yolu ÜzerineEy kardeşim, yalnızlığa mı çekilmek istersin? Kendi yolunu kendin mi aramak istersin? Biraz dur ve dinle beni...Kendine kötünü ya da iyini verebilir misin ve asabilir misin istemini başının üstüne bir yasa gibi?Olabilir misin kendi kendinin yargıcı ve intikamcısı kendi yasanın?Bugün bile birçok şeyde ıstırap çekiyorsun ey sen tek kişi: bugün hâlâ cesaretin ve umutların tam.Fakat bir gün yoracak seni yalnızlık, bir gün bükülecek gururun ve yerinden oynayacak cesaretin. Haykıracaksın bir gün: ben yalnızım diye.Bir gün göremeyeceksin artık yükseldiğini ve çok yakınında olacaksın alçaklığının; kendi yücen bile korkutacak seni bir hayalet gibi.Bağıracaksın bir gün: Her şey yanlış! diye.Duygular vardır yalnızları öldürmek isteyen; başaramazlarsa öldürmeyi, o zaman kendileri ölmek zorunda kalırlar.Fakat yeter mi gücün senin katil olmaya?Koru kendini iyilerden ve adillerden! Onlar hoşlanırlar kendi erdemini yaratanları çarmıha germekten nefret ederler yalnızlardan...Koru kendini sevginin nöbetlerinden! Çok çabuk uzatır elini yalnız kişi, karşılaştığı her insana...Fakat karşılaşabileceğin en büyük düşman kendin olacaksın yalnızca; bizzat kendin bekleyeceksin mağaralarda ve ormanlarda pusuda.Ey yalnız kişi, kendine giden yolu yürürsün! Kendinden ve yedi şeytanının önünden geçer yolun!Ey yalnız kişi, yaratıcının yolunda yürürsün: bir Tanrı yaratmak istersin kendine yedi şeytanından.Ey yalnız kişi, seveninin yolunda yürürsün: kendini seversin sen, bu nedenle küçü... tümünü göster
iki yılda bir, soğuk kış günlerinde, mümkünse yalnızken, açıp okuyup hatırlamakta fayda olan kitap
dilinin oldukça ağır olduğunu,içindeki hikayelerin her yaşta farklı bir izlenim yaratacağını düşünüyorum,o yüzden ara ara tekrardan okunmalı
Kendi arkadaşlarının deyimiyle 'mastürbasyon yapmaktan beyni çürümüş kişi'.Zerdüştü lise yıllarında okumuştum.Serde gençlik var.O zamanlar anlayamadım övülen göklere çıkarılan bu eseri şimdilerde yeniden okuma kararı aldım.Ancak değişen bir şey yok.Bu kitap ilk basıldığında zaten 20 tane basılmış onu da kendi arkadaşları almış(ayıp olmasın diye).
Kutsal kitap havasında yazılmış.İnsanlığa kutsal kitaplar gibi seslenmek istemiş(Defol ey haşere,ey zehirli soluncan); ancak bilmesini isterdim ki Popol Vuh bile daha heyecanlı bir kitaptı.Havariler,semboller gibi dini simgeler bolca var.Zerdüşt Ateist bir peygamberdir.Tanrı kavramı ona göre şair uydurmasıdır.Zerdüşt'e göre insan eşit değil,olmamalı da;eşit olursak üst insana ulaşamazmışız.Biz insanlık oturup üst insan olsun diye çabalamalıyız.Hatta bu faşist domuza göre aramızda savaş olmalı.Nietzsche seven kadınları da bir türlü anlayamamışımdır.'''Ay'ın kadın olduğunu düşünmek bile zoruna gidiyormuş'''erkek olarak düşünmek daha cazipmiş,kadını ruhça züğürt olarak görür,kadınlara giderken elinizden kırbacı eksik etmeyin der eksik kişilik.Sanırım anne sevgisi eksikliği,Salome'nin red cevabı bu hale gelmesine neden oldu.Kitabın son çeyreğinde kadını damızlık olarak gördüğünü açıkça göstermiş.Hatta haykırmış;
'henüz çocuk yapmak istediğim kadını bulamadım' sadece bu mısrayı 7 paragrafın sonunda da 7 kez tekrar etmiştir.
Bu arada Nietzsche'nin insan üstüne çok merak salmayın zaten onun insanüstü dediği şeye bizler şeytan diyormuşuz.
Yıllardır övülen eserde tek bir şeye katılıyorum ki 3 fena şey vardır;şehvet,hükmetme isteği,bencillik.
sindire sindire okunulmasını tavsiye ederim zira hiç bir şey anlamadan olumsuz eleştiri yapma durumunda kalınır
Benden tavsiye öncelikle yazar hakkında biraz kaynak kurcalayın ve daha sonra bu kitaba başlayın sonra kendinizi ona bırakın...
okumaya başlayıp bitiremediğim sayılı kitaptan bir...
İnsan ancak kendi hayatını ve kendi içini yaşar. Bana benim olmayandan başka ne düşebilir? Benim olan bana döner, sonunda bana döner.
Kitap kutsal kitap tadında yazılmış. Mağaraya giderek bir çeşit peygamberliğe ulaşan Zerdüştün söyledikleri sözler, hayat felsefesi, yaşam biçimi vs. oldukça ağır bir dilde anlatılmış. Sorulması gereken soru şu aslında; kitap insana bir şeyler katıyor mu? Kendi adıma bir çok kitap okudum. Gördüğüm kadarıyla derin felsefik kitapları tam olarak anlayabilmek için, bu tip kitapları baya baya bir okuyup içinize sindirmeniz gerekiyor. Felsefeye bazı basit kitaplar harici çok fazla girmediğimden ve daha çok bilisel/tarihi kitapları okuduğumdan ben fazla bir tat alamadım. Anlatım dile ağır gerçekten, fakat anlaşılmayacak bir şey yok. Kitabın başından sonra anlatımını kavrayıp ona göre okuyarak deva ediyorsunuz. Felsefik kitapları bu denli anlamaya çalışmaktansa, tarih kitaplarını okuyup geleceği anlamak insanı daha fazla geliştirir diye düşünüyorum.
Felsefenin de ötesinde insanoğlunun acziyetinin ve mükemmelliğinin eseri...
310 sayfa