İlk kez 1953te yayımlanan Bozbulanık, Nezihe Meriçin ilk öykü kitabı. O yıllarda büyük ilgiyle karşılanan bu öykülerin canlılık ve tazeliklerini hala yitirmemiş olmalarının nedeni, belki de her şeyden önce Nezihe Meriçin anlatım tekniğinde gizli. Meriç, doğrudan doğruya öyküleme yerine duygu ve düşünce selinin sözcüklere akmasını kolaylaştıran bir teknik kullanıyor: Olgu ve eylemler, aralarında bırakılmış boşluklarla, üstü örtük olarak veriliyor. Bu boşlukları doldurmak, oldu ve eylemin kanavasını çıkarmak okura kalıyor. Yani öykülerin içi, anlatılmamış, ama ipuçları verilmiş öykülerle dolu. Anlatılanlarsa yüzeydeki oldu ve eylemlerin gerilerine ulaşmaya, hayatın Özsuyunu aramaya yönelik. ÜLKER İNCECumhuriyetin ilk yıllarında doğan Nezihe Meriç ilk gençlik dönemine kadar çocukluğunu, karayolları mühendisi olan babasının ardısıra gittiği, Anadolunun çeşitli kent ve kasabalarında geçirdi. Değişik doğa parçalarında, değişik insanların arasında kazandığı deneyimlerin, öykülerindeki zenginlikte payı olsa gerek.
İlk kez 1953te yayımlanan Bozbulanık, Nezihe Meriçin ilk öykü kitabı. O yıllarda büyük ilgiyle karşılanan bu öykülerin canlılık ve tazeliklerini hala yitirmemiş olmalarının nedeni, belki de her şeyden önce Nezihe Meriçin anlatım tekniğinde gizli. Meriç, doğrudan doğruya öyküleme yerine duygu ve düşünce selinin sözcüklere akmasını kolaylaştıran bir teknik kullanıyor: Olgu ve eylemler, aralarında bırakılmış boşluklarla, üstü örtük olarak veriliyor. Bu boşlukları doldurmak, oldu ve eylemin kanavasını çıkarmak okura kalıyor. Yani öykülerin içi, anlatılmamış, ama ipuçları verilmiş öykülerle dolu. Anlatılanlarsa yüzeydeki oldu ve eylemlerin gerilerine ulaşmaya, hayatın Özsuyunu aramaya yönelik. ÜLKER İNCECumhuriyetin ilk yıllarında doğan Nezihe Meriç ilk gençlik dönemine kadar çocukluğunu, karayolları mühendisi olan babasının ardısıra gittiği, Anadolunun çeşitli kent ve kasabalarında geçirdi. Değişik doğa parçalarında, değişik insanların arasında kazandığı deneyimlerin, öykülerindeki zenginlikte payı olsa gerek.