Rusya, 1855. Otuz yıllık barış döneminin ardından Avrupa’da yeniden savaş rüzgârları esiyor. Kırım’da Sivastopol kenti kuşatılmış, kuzeyde Petersburg abluka altında. Ama dört bir yanda düşmanla savaşan Moskova’da, yaşlanan Çar’ın ölmesini ve kanındaki lanetin çocuklarına geçmesini bekleyen bir kişi var.
Ülkeleri giderek gücünü yitirirken aralarındaki gizli bağdan habersiz bir erkekle bir kadın, ortak miraslarıyla hesaplaşmak zorunda. Tamara Komarova, Moskova’da vahşi bir cinayeti ortaya çıkarıyor ve bunun, 1812’den beri şehirde işlenen seri cinayetlerin sonuncusu olduğunu keşfediyor. Sivastopol’daysa Dimitriy Alekseyeviç Danilov, sadece İngiliz ve Fransız Müttefik ordularının silahlarına değil, babasının otuz yıl önce toprağın derinliklerine gömdüğünü sandığı vurdalak’lara karşı da direnmek zorunda kalacak.
“Jasper Kent, Rus tarihi konusundaki engin bilgisi ve usta anlatımıyla, gerçekleri olağandışı bir vampir öyküsüyle harmanlayarak Rus İmparatorluğu’nun alternatif tarihini yazmayı sürdürüyor. XIX. yüzyıl Rus roman geleneğinin özünü yansıtan bu zengin ayrıntılarla örülü roman, vampir öykülerine meraklı olanların yanı sıra Rus edebiyatı tutkunları için de çok çekici.”
Rusya, 1855. Otuz yıllık barış döneminin ardından Avrupa’da yeniden savaş rüzgârları esiyor. Kırım’da Sivastopol kenti kuşatılmış, kuzeyde Petersburg abluka altında. Ama dört bir yanda düşmanla savaşan Moskova’da, yaşlanan Çar’ın ölmesini ve kanındaki lanetin çocuklarına geçmesini bekleyen bir kişi var.
Ülkeleri giderek gücünü yitirirken aralarındaki gizli bağdan habersiz bir erkekle bir kadın, ortak miraslarıyla hesaplaşmak zorunda. Tamara Komarova, Moskova’da vahşi bir cinayeti ortaya çıkarıyor ve bunun, 1812’den beri şehirde işlenen seri cinayetlerin sonuncusu olduğunu keşfediyor. Sivastopol’daysa Dimitriy Alekseyeviç Danilov, sadece İngiliz ve Fransız Müttefik ordularının silahlarına değil, babasının otuz yıl önce toprağın derinliklerine gömdüğünü sandığı vurdalak’lara karşı da direnmek zorunda kalacak.
“Jasper Kent, Rus tarihi konusundaki engin bilgisi ve usta anlatımıyla, gerçekleri olağandışı bir vampir öyküsüyle harmanlayarak Rus İmparatorluğu’nun alternatif tarihini yazmayı sürdürüyor. XIX. yüzyıl Rus roman geleneğinin özünü yansıtan bu zengin ayrıntılarla örülü roman, vampir öykülerine meraklı olanların yanı sıra Rus edebiyatı tutkunları için de çok çekici.”
Bu kitabta da Vurdalakların maceraları devam ediyor.Kahramanları mız ise Vurdalak Yudin, Aleksey'in oğlu Dimitry ve Aleksey'in kızı Tamara. Tamara özellikle 1812, 1825 ve 1855 yılında meydana gelen birbirine benzeyen cinayetleri araştırıyor.. Kitabın sonunda Tamara anne ve babasını buluyor, Dimitri'nin kardeşi olduğunu öğreniyor.
Danilov Beşlemesi serisinin üçüncü kitabı hızını kesmeden devam ediyor,kitabın sonunda yine ters köşe ediyor.Tek olumsuz tarafı çevirisi,ilk iki kitabı okumasam hiç bir şey anlayamayacaktım.5 satırlık cümleler,öznesi belli olmayan konuşmalar.Diğer iki kitabın çevirmeni farklıydı.Umarım Can Yayınları serinin diğer kitapları için çevirmene dikkat eder.
Jasper Kent serinin üçüncü kitabında da yine heyecanla okutmayı başarıyor...Son iki kitabı şimdiden çok merak ediyorum
serinin üç kitabınında da başlarda bu kitap bitmez çok sıkıcı diye düşünmüş olsam da her kitap sonunda iyi ki okumuşum acaba diğeri ne zaman çıkar demişimdir. bu kitapta da yine beklemediğiniz olaylar var .Danilov un kızı Tamara özellikle bu kitaba ayrı bir farklılık katmış. Özellikle sonlara doğru bu Tamara ne çekmiş nasıl dayanmış be kardeşim diyorsunuz.
Her kitabı bir öncekinden daha güzel yazıyor, Helal olsun adama
Karton Cilt, 552 sayfa
Haziran2012 tarihinde, CAN YAYINLARI tarafından yayınlandı