Yıl 1825. Rusya on yıldır barış içinde, Bonaparte çoktan ölmüş, istila tehlikesi kalkmış. Albay Aleksey İvanoviç hâlâ Çar I. Aleksandrı korumakla görevli ama korkacak bir şey yok. Fransızlar yenilmiş, Alekseyin bir zamanlar önce omuz omuza, sonra karşı karşıya savaştığı o on iki canavar yaratık yok.
Ne var ki Çar hiçbir zaman huzura erişemeyeceğini biliyor. Ordusunun içindeki ayaklanma hazırlıklarından haberi var; ama gerçek korkusu çok daha korkunç bir şeyden, kendisinin, ailesinin ve ülkesinin üzerine çöken bir lanetten kaynaklanıyor. Aleksandr, çok eskiden verilmiş bir sözü unutamıyor: kanla mühürlenmiş ve yüz yıl önce yerine getirilmemiş bir söz. Şimdi Romanov hıyanetinin kurbanı, kendisine ait olan şeyi istemek için geri döndü. Bunu öğrenmek Aleksandrın kanını donduruyor. Alekseye gelince, bir zamanlar değer verdiği, sevdiği her şeyi teh-dit etmiş olan kötülük on üç yıl sonra sanki geri gelmiş gibi.
Gerçek olaylarla fantezinin, dehşetle aşkın birlikte örüldüğü başdöndürücü bir tempo...
Tarihî roman ile kara fanteziyi inanılmaz bir tempoda bütünleştiren bir roman.
The Times
Tolstoyun ya da Pasternakın soyundan bir yazarın biraz da Draculanın yaratıcısı Stokerla akrabalığından kaynaklanan müthiş bir fantezi.
Yıl 1825. Rusya on yıldır barış içinde, Bonaparte çoktan ölmüş, istila tehlikesi kalkmış. Albay Aleksey İvanoviç hâlâ Çar I. Aleksandrı korumakla görevli ama korkacak bir şey yok. Fransızlar yenilmiş, Alekseyin bir zamanlar önce omuz omuza, sonra karşı karşıya savaştığı o on iki canavar yaratık yok.
Ne var ki Çar hiçbir zaman huzura erişemeyeceğini biliyor. Ordusunun içindeki ayaklanma hazırlıklarından haberi var; ama gerçek korkusu çok daha korkunç bir şeyden, kendisinin, ailesinin ve ülkesinin üzerine çöken bir lanetten kaynaklanıyor. Aleksandr, çok eskiden verilmiş bir sözü unutamıyor: kanla mühürlenmiş ve yüz yıl önce yerine getirilmemiş bir söz. Şimdi Romanov hıyanetinin kurbanı, kendisine ait olan şeyi istemek için geri döndü. Bunu öğrenmek Aleksandrın kanını donduruyor. Alekseye gelince, bir zamanlar değer verdiği, sevdiği her şeyi teh-dit etmiş olan kötülük on üç yıl sonra sanki geri gelmiş gibi.
Gerçek olaylarla fantezinin, dehşetle aşkın birlikte örüldüğü başdöndürücü bir tempo...
Tarihî roman ile kara fanteziyi inanılmaz bir tempoda bütünleştiren bir roman.
The Times
Tolstoyun ya da Pasternakın soyundan bir yazarın biraz da Draculanın yaratıcısı Stokerla akrabalığından kaynaklanan müthiş bir fantezi.
ilk kitabın hızını hiç kaybettirmeden, bir solukta okunan bir kitap..
Serinin ilk kitabındaki hızlı Aleksey biraz yavaşlamış...Olaylardan daha çok, kişiler arası ilişkilere yer verilmiş..Fakat yine de akıcı ve çok güzel bir kitaptı..Şu an üçüncü kitabındayım serinin...Ve beşlemenin diğer 2 kitabını da merakla bekliyorum..:))
başlarda çok sıkılsam da özellikle son 200 sayfa gerçekten heyecanlıydı.ancak orijinal eserden mi yoksa çeviriden mi kaynaklanıyor bilemiyor özellikle mekan ve yer tasvirlerinin çok basit anlatıldığı daha doğrusu insanın zihninde oluşturamayacak kadar bilgi ve görsellik içermediği kanaatindeyim
Gerçek olaylarla fantezinin, dehşetle aşkın birlikte örüldüğü başdöndürücü bir tempo...
Tarihî roman ile kara fanteziyi inanılmaz bir tempoda bütünleştiren bir roman.
Tolstoy'un ya da Pasternak'ın soyundan bir yazarın biraz da Dracula'nın yaratıcısı Stoker'la akrabalığından kaynaklanan müthiş bir fantezi.
Karton Cilt, Edebiyat > Roman (çeviri) , 584 sayfa
2011 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı