Denir ki, evrende izlenilmeye, sevilmeye, özlenmeye değer her şeyin bir sonu varmış. Hiç değişmeyen bu kural ne yazık ki DNA’nın yazdığı bu mükemmel seri için de geçerli. Bir başka deyişle, ne kadar istemesek de beş ciltlik üçlememizin beşinci cildine geldik. Okumanızı ne kadar yavaşlatsanız da Otostopçunun Galaksi Rehberi bitiyor ya da kısa bir süre sonra bitecek.Her şeyi bilen eskilerin sevdiği ve DNA’nın kitabının başına aldığı önermeleri bir kez daha hatırlayalım: Bir şey olacaksa olacaktır. Herhangi bir şey, ortaya çıkarken bir başka şeyi ortaya çıkarıyorsa, bir başka şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor demektir. O şey her neyse, olurken, kendi kendisinin yeniden ortaya çıkmasına sebep oluyorsa, tekrar olacaktır. Bununla birlikte kronolojik bir sıra izlenmesi şart değildir. Böylesine sağlam bir mantığın ardından kahramanımız son kez ve bu defa Yerküre’yi kurtarmak için akıl almaz bir maceraya giriyor. Üstelik bu kez işin içinde kızı olduğunu iddia eden Random da var ve elbette tahmin edebileceğiniz gibi Arthur’umuz kahraman olabilir, ama babalık müessesinin kurallarına çok yabancı olduğu için düşünmediği kadar kötü bir baba da çıkabilir.
Denir ki, evrende izlenilmeye, sevilmeye, özlenmeye değer her şeyin bir sonu varmış. Hiç değişmeyen bu kural ne yazık ki DNA’nın yazdığı bu mükemmel seri için de geçerli. Bir başka deyişle, ne kadar istemesek de beş ciltlik üçlememizin beşinci cildine geldik. Okumanızı ne kadar yavaşlatsanız da Otostopçunun Galaksi Rehberi bitiyor ya da kısa bir süre sonra bitecek.Her şeyi bilen eskilerin sevdiği ve DNA’nın kitabının başına aldığı önermeleri bir kez daha hatırlayalım: Bir şey olacaksa olacaktır. Herhangi bir şey, ortaya çıkarken bir başka şeyi ortaya çıkarıyorsa, bir başka şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor demektir. O şey her neyse, olurken, kendi kendisinin yeniden ortaya çıkmasına sebep oluyorsa, tekrar olacaktır. Bununla birlikte kronolojik bir sıra izlenmesi şart değildir. Böylesine sağlam bir mantığın ardından kahramanımız son kez ve bu defa Yerküre’yi kurtarmak için akıl almaz bir maceraya giriyor. Üstelik bu kez işin içinde kızı olduğunu iddia eden Random da var ve elbette tahmin edebileceğiniz gibi Arthur’umuz kahraman olabilir, ama babalık müessesinin kurallarına çok yabancı olduğu için düşünmediği kadar kötü bir baba da çıkabilir.
Her ölümlünün mutlaka okuması gereken bir seri.. Bilim kurgu - Komedi filminin sayfalarını çevirerek izlediğinizi düşünün!
Paralel evrenler ve herşeye dair karman çormanlıklar kahramanımızın hayatını bir kez daha karıştırır... Bir yolculuk esnasında aşkı Fenchurch uzay-zaman çizelgesinden silinir, bu deliliği geride bırakıp normal hayatına geri dönmeyi kafasına koyan Arthur, Dünya'nın yerini bulamaz. Anayurdunun olması gereken yerde hep ona benzer ama o olmayan çirkin taklitler vardır. Bu esnada Trillan, Rupert üzerinde ( Güneş sistemindeki 10. gezegen ) yaşayan kayıp bir ırkla temas kurar, ve habercilik kariyerini çok ileri taşımak adına gezegene gider. Ford ise sevdiği ve güvendiği Rehber'in yeni yönetim kadrosuyla tanışır ve geliştirdikleri yeni "rehberi" çalar, tüm uzay zaman boyutlarında var olabilen bu çokbilmiş ve ukala kuş başlarını türlü türlü belaya sokacaktır. Bu arada inzivaya çekilen Arthur, ufak bir kabile içinde kendine yer bulur ve Onurlu Sandviç Ustası olarak hayatından memnundur... Sonra Trillan gelir ve onu çocukları olan Random ile tanıştırır!
Beşlemenin son kitabında işler feci halde karışıyor, yazar her türlü klişeyle feci dalga geçerek eğlendiriyor. Tüm bağlantılar kuruluyor ve görünürde seri sonlanıyor... Ancak Adams'ın ölümünden sonra basılan bir kitabı daha bulunmakta : Kuşkucu Somon. Bu kitapla görülen o ki galaksiye vede etmemiz gerekecek. Göndermeleri ve klişeleri başarılı şekilde kullanımıyla okuru fazlasıyla eğlendiren kitap mizahta İngiliz üstünlüğünü kanıtlıyor. Akıcı ve esprili dili serinin tüm kitaplarında olduğu gibi keyifli bir okuma sunuyor.
1. ve 2. kitaptan sonraki en iyi kitaptı. Seri 3. ve 4.kitapta konudan koparsa da 5.kitapta toparlayıp iyi bir puanı hakediyor.
7,5/10
Adams kitabın açılışındaki “bir şey olacaksa olacaktır” cümlesiyle hem seriyi hem yerküremizi özet geçmiş adeta. Bu son kitapta paralel evrenlere makul bir yaklaşım sergilerken serinin önceki kitaplarına da ince göndermeleri ihmal etmemiş. Tabi genel olarak popüler kültür başta olmak üzere yakalayamadığımız daha nice göndermeler mevcut. Mizahını hemen hemen sonuna kadar elden bırakmayan kitapta tam son sayfada bir hüzün çöküyor. Bu sadece bir veda hüznü değil, aynı zamanda kurgunun nihai sonuca bağlanışının verdiği burukluk. Tüm seri genelinde ise gerçekten katılmaya değer bir macera olduğu fikrindeyim. Ne kadar çok kaynağı beslediği, nelere ilham olduğu ve en çok da hayal gücü adına mutlaka okunmalık bir seri.
Ciltsiz, 292 sayfa
2017 tarihinde, Alfa Yayıncılık tarafından yayınlandı